= 3.BÖLÜM =

98 29 3
                                    

Arkadaşlar biliyorum bu bölüm biraz geç oldu ama aklıma gelmedikçe yazamıyorum .

İyi okumalar :)

*****************************
Ayağımın gıdıklanmasıyla gözlerimi açtım. Babam beni uyandırmak için ayak ucuma oturmuş beni gıdıklıyordu. " Günaydın babacığım " kalmaya çalışırken babamda " Günaydın kürdanım " dedi.

Annemin dediği gibi olmuştu. Akşam kalkamamıştım. Sabahta babam gelmişti beni uyandırmaya. Babam " Hadi kalk bakalım annen daha fazla sinirlenmeden aşşağıya inde kahvaltımızı yapalım " deyip kapıdan çıktığında bende kendimi banyoya attım. Yüzümü yıkayıp ihtiyaçlarımı giderdikten sonra gardırobumun kapaklarını açıp bugün ne diyebilirim diye bakınmaya başladım. Dün etek giydiğim için bugün pantolon giymekte karar aldım. Üzerimede beyaz bir t-shirt aldım. Pijamalarımı değiştirip üzerimi giyindikten sonra odamdan çıkıp aşşağıya inmeye başladım.

Annem yine çenesini tutamayıp bu seferde babama laf atıyordu. Ah babam birşey de diyemiyor anneme. Kahvaltı masasına otururken " Günaydın anne " dedim. " Sanada günaydın kızım " dedi. Acaba anneme bugün birşey mi olmuştu? Her zaman benden lafını esirgemeyen kadın mıydı bu? Ne kadar annemle itişip kakışsakta o benim biricik annemdi. Böyle laflar söylediğine bakmayın siz.

Kahvaltımızı da yaptıktan sonra hepimiz ayaklandık. Babam işe gidecekti, ben okula ve annem de tabi ki arkadaşlarına. Evet arkadaşlarına annemin benden daha çok arkadaşının olduğunu umuyorum. En çok sevdiği arkadaşlarından biriside Uzay'ın annesi Zeynep teyze. Bende çok severim Zeynep teyzeyi hatta ben ikinci annem olarak seslenirim ona. O da sağolsun Uzay'dan ayırmaz beni.

Telefonum çaldığında düşüncelerimden ayrıldım ve çantadaki telefonu alıp kimin aradığına baktım. Tabii ki Uzay'dan başkası değildi.

" Alo "

" Günaydın Arya "

" Günaydın Uzay "

" Dışarda bekliyorum hadi acele et biraz "

" Tamam hemen çıkıyorum "

" Tamam bekliyorum "

Uzay'la konuşmamız bittikten sonra telefonunu çantaya koyup annemin ve babamın yanaklarından öptüm ve ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Uzay dünkü gibi arabanın ön kısmına yaslanmış beni bekliyordu. Allahım ben sana ne yaptımda bana bu kadar iyi arkadaş, iyi abi verdin. Uzay benim için her zaman en ön plandadır. Birde Begüm vardı. Ama Kadriye teyzeler Begüm liseye başlıyacağında İtalya ya gitme kararı almışlardı. Begüm, Uzay ve ben sanki dünya da eşi benzeri olmayan üç kardeş gibiydik. Buradan gittiği günü hatırlıyorum da ne çok ağlamıştık üçümüzde. Uzay bize destek olucam kızları ağlatmıyacağım diye gelmiş yanımıza ama biz Begüm'le konuda ağlatmıştık. Tabii ben bunları annemden öğrenmiştim daha sonra.

" Hadi Arya ne bekliyorsun nerelere daldın yine dümdüz bakıyorsun. " Uzay'ın bana seslenmesiyle onun yanına doğru ilerlemeye başladım. Arabanın yanına gelince kapısını açıp oturdum. Uzay'da binince arabayı çalıştırıp yola koyulduk. " Ee hâlâ söylemedin neye daldığını " " Hiç öyle Begüm'ü, seni, çocukluğumuzu düşünüyordum " dedim. Ben bunları söyledikten sonra Uzay'ın yüzünde hafif bir gülümseme çıktı ortaya. Belliydi Uzay'ında o zamanları çok özlediği aynı benim gibiydi işte. " Beni bile ağlatmıştınız ne diyeyim ki ben size " demek hatırlıyordu bizim fasulye sırığı. Evet evet fasulye sırığı Begüm'le ikimiz koymuştuk o na bu lakabı. Şimdi dalga geçsem birşey olmaz herhalde. " Evet Uzay birde annemgile ben onların ağlamasına izin vermem diye gelmişsin yanımıza "

SEVDİM SENİ BİR KEREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin