4. Bölüm

28 1 0
                                    


Medya : Bulut Tetik

Aman tanrım didim. Şuan kapıda ultra ultra yakışıklı bir insani varlık bana bakıyor . Lacivert gömleği, beyaz pantolonu, masmavi gözleri ve altın sarısı saçlarıyla ne kadar da harika durduğunu düşündüm bir kez ve bir kez daha. Ha birde tapılası bir şekilde uzun olan boyu.

En sonunda aklımı toplayabildiğimde umut un kahvaltıya arkadaşı bulut u çağırdığı geldi. Muhtemelen bu o.

O da hâlâ daha konuşmadığı için ben konuşmaya karar verdim. " sen bulut olmalısın?" dedim sorar gibi. "sende arya olmalısın" dedi umursamaz bir tavırla ve daha sonra omuzuma çarpıp içeri girdi.

Bu da ne böyle. Ne kadar kaba bu çocuk.

Bir dakika o benim adımı nereden biliyor.

Kahvaltıya Oturduğumuzdan beri ne umut ne de bulut benimle muhatap olmuştu. Şuan anladım ki umut ta gerçek hayatında aynı bulut gibi soğuk ve net biri. Ancak bu yüzünü bana hiç göstermedi. Aslında şöyle bir bakarsanız bu soğuk kanlılıkla umutun babasını nasıl bu kadar rahat öldürebildiklerini anlarsınız.

Sonunda sıkılıp masadan kalkmaya yeltendiğimde umutun keskin sesini duymamla ona döndüm. " kahvaltın bitmedi ". Bende " adam yerine koyup iki laf ta bana atsaydınız sıkılıp kalkmıycaktım" diyemedim tabi " doydum yeter bu kadar zaten başım ağrıyor gidip biraz daha yatıcam" dedim. "önce kahvaltını bitir arya sonra gider yatarsın " dedi.
Bende pes etmeyeceğini düşünüp tekrar yerime yerleştim.

Kahvaltıdan sonra odama çıkıp yattım. Ama ne yazık ki uyuyamıyorum. Çünkü aklıma hep mavi gözlü gıcık çocuk geliyor. Bulut. O da ne öyle ya kendini beğenmiş. Ama bende arya isem o çocuğun duvarlarını yıkacağım. Her ne kadar gıcık olursam olayım bunu yapacağım.

Düşüncelerimi dağıtmak istercesine elimi hızlıca yüzümün önünde salladım. Yok bu böyle olmayacak. Yataktan kalkıp merdivenleri indim bir de ne göreyim. Karşımda pes oynayan birer adet umut ve bulut var. Hemen yanlarına koşup gittim. Boşta duran kolu görünce hemen aldım ve oyuna bodoslama daldım.

Bir an odada bir sessizlik hakimken dönüp umut ve buluta baktım. Umut yine şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Of bu çocuk ben Futbolla ilgili birşey yaptığımda hep şaşıracaksa daha çok şaşıracak. Ama bulut yine o umursamaz tavrıyla oyunu bırakmış önündeki cipslerden yiyordu. Oyunu neden bıraktı ki bu şimdi. " hayırdır noldu" dedim kendimce büyük bir cesaret gösterip. O deniz mavisi gözlerini bana çevirip " bir kızla pes oynayacak değilim." dedi. Ahaha benimle pes oynamaya genelde korkarlar. Arkadaşla yeni tanıştığımız için bunu bilmiyor sanırım. Öğretiriz o zaman bizde. " bak sen. Kapışalım o zaman." dedim. "sen kaşındın" dedi ve kolu eline aldı.
Umut "valla kardeşim allah kolaylık versin. Bu kızla iddiaya girilmez" dedi ve cips kasesini sehpanın üzerinden alıp arkasına yaslandı.

Bulutla kapışırken çok sıcak basmıştı. Allahım gerçekten çok iyi oynuyor ama yinede benim kadar değil.

Ben böyle kendimi rahatlatıyorum ama beni yenebilecek potansiyel vardı bu çocukta. Umarım yenilmem diyerek oyuna devam ederken umutta bizi izliyordu.

❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇

Vee maç sonuuu...
Arya 3- bulut 1
Sağ elimi yumruk yapıp dirseğimi geriye doğru çektim ve "işte budur." dedim. Ama bulutun yüzü ifadesizdi .

Ardından elimi bulutun hava alanına ayy pardon omzuna koyup" Soğuk su ister misin?" diye sordum. Suratında hiçbir ifade olmayan bulut " bravo iyi oynuyormuşsun" deyip elini bana uzattı. Ben şaşırmış bir şekilde elimi uzattım ve tokalaştık.

Nasıl yani ya. Şimdi bu yenilmişlik duygusuyla bana patlamıycak mı? Ama böylesi hiç zevk vermez ki.

"ne yani şu anda senin türlü türlü bahaneler uydurman gerekiyor, Hatta rövanş falan istemen gerekiyor. Bunların hiçbirini yapmayacak mısın?" diye sordum çatık kaşlarımla. Umut lafa atlayarak " onu tanımadığın çok belli. Bulut hayatta bahanelere sığınmaz bişey yaptıysa yaptım der yapamadıysa tebrik edip köşesine çekilir" dedikleriyle 'acaba bende mi bi gariplik var' diye düşünsem de ardından 'hayır ya her normal insan benim düşündüğüm gibi yapar. Ama herif normal değil ki. İlla bi farklılık yaratacak'.

Bu konuya fazla takıldığımı fark edip ayaklandım ve" e bunun şerefine birer kahve içeriz " diyerek soran gözlerle bulut ve umuta baktım. Bulut" sade olsun " dedi. Bu ne rahatlık ya sanki babasının evi. Birde İki seksen yayılmış koltuğa cips yiyor paşamız. Umut un " bende sade içerim " demesiyle kendime gelip" tamamdır " dedim ve mutfağa gittim.

Bulut Tetik'ten

Umutla kendimizi bayağı bir kaptırmış bir şekilde pes oynarken aryanın gelmesiyle neye uğradığımı şaşırdım. Bu kızda garip birşey var. Masum saf temiz bir kız gibi gözükse de içinde yırtıcı bir canavar olduğuna yemin bile edebilirim. Ben bunları düşünürken o yanımıza oturmuş ve pes oynamaya başlamıştı.

Yok daha neler. Bir de pes mi oynuyordu. Cipsleri yemeye devam ederken " hayırdır noldu" dedi. Bende onu umursamamaya çalışarak "bir kızla pes oynayacak değilim" dedim.

Yüzünde sinsice bir sırıtış belirdi ve ardından meydan okuyan bir tavırla " bak sen. Kapışalım o zaman" deyince benim şarteller attı. Bu kız neyine güveniyor. "sen kaşındın" dedim ve oyun kolunu elime aldım.

❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇

Maçın sonucu aryaya 3-1 yenildim. Ben ilk defa bir kızla pes oynadım ve onda da yenildim.

Bu kız garip. Bir yandan erkek çocuğu gibi bir yandan masum bir küçük kız. Tebrik edince yüzündeki ifadeye gülmemek için kendimi zor tuttum.

Kahvelerimizi içerken Asım baba aradı "umutu da al hemen mekana gelin" dedi ve kapattı. Bende hemen kalktım " umut kalk hadi işimiz var" dedim ve kapıya ilerledim.

Asım babanın bizi öyle acele bir şekilde çağırmasından da anlaşılacağı üzere yine bir iş vardı. Bar'a geldiğimizde etrafımızdaki adamlara baş selamı verip direkt Asım babanın odasına gittik.

Asım baba masasının önündeki karşılıklı duran iki tane tekli koltuğu göstererek bize oturun dedi. Umut ile karşılıklı oturup önce birbirimize sonra da Asım babanın gergin yüzüne bakıp konuşmasını bekledik.

"yeni bir iş geldi. Adamlar dünyadaki uyuşturucu kaçakçıları arasında başı çekiyorlar. Bu işi halledebilirsek elimize geçecek kârı ben bile hesaplıyamıyorum. Ama şöyle bir sorun var ki adamlar işlerinde iyi oldukları kadar da tehlikeliler. Ve bunun için de en güvenilir adamlarım olduğunuz için siz ile birlikte yürütücez bu planı. "

Asım baba konuşurken umut un yüzü gergin bir hal aldı. Normalde her tehlikede kendini gözü kapalı ateşe atabilecek adama noldu da şimdi bu durumda. Asım baba da durumu fark etmiş olacak ki umuta" derdin ne? " Diye sordu. O da bilir umutun ne kadar gözü kara olduğunu.

" ne derdi baba. Dert falan yok. "dedi umut.

Asım babanın yanından ayrılınca bir tek umutla benim bildiğim bizim mekana gittik.  (boş, depo gibi bir yer) Umutun yüzündeki sıkıntı git gide çoğalınca daha fazla dayanamayıp" kardeşim bi sıkıntın mı var? "diye sordum. Umut hiçbir zaman bana yalan söylemez, ki bende ona söylemem.

Derin bir iç çekip bana baktı o bakışı ben çok iyi tanıyorum. Yıllar önce annesi intihar ettikten sonra bahçede kalp masajı yapılırken de aynı ifade vardı yüzünde.

Kaybetme korkusu!

O gün kardeşimi öyle gördüğümden beri o bakışı unutamıyorum. Ve yine aynı durum. " umut anlat dedim sana!" diye bağırınca umut bana döndü ve " korkuyorum lan korkuyorum!" diye bağırdı. "neden? Kimden?" diye sordum az öncekine nazaran daha kısık ve sakin bir sesle. "kendimden. Yapabileceklerimden." deyince anlamayan gözlerle ona baktım. " bak kardeşim. Arya. O kız bana güveniyor ve kimsesi yok. Şuanda onun tek kimsesi benim. Ve onu bırakıp gitmekten korkuyorum. Bir kez daha bu duyguyu yaşarsa toparlayabilir mi bilmiyorum." dedi. Buda ne şimdi. Yoksa umut o küçük cadıya aşık mı oldu. Umut'un bana yalan söylemeyeceğini bildiğim için daha fazla dayanamayıp sordum " yoksa..... Yoksa sen o kıza aşık mı oldun?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 07, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SON UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin