Medya:melisa saygın Küçük kız penceresinin karşışına geçti ve küçük çoçukları izlemeye başladı. Onları izlerken nedense büyük bir huzur duyuyordu. Dünyada sanki tek eksiği huzurmuş gibi ailenin tek çoçuğuydu bu yüzden fazla sevilir ve değer verilirdi. Verilen değerden fazlasıyla mesuttu ama sağlık durumundan dolayı mutsuzdu. Küçüklüğünden beri yaşadığı bu soru onu fazlasıyla üzüyordu. Arkadaş çevresinden dolayı çok üzülmüştü genelde dışlanırdı ve bir kenara geçip ağlardı. Dilsiz olması herkes tarafından hoş karşılanmazdı çevresinde onunla empati dahi kuran yoktu bu yüzden hep üzülmüştu . Kendini ifade etmekte sıkıntılar çekmişti kimseyle konuşamamak dertleşememek onu hep üzmüştü doğum gününde babası ona bu sıkıntısını bildiğinden günlük almıştı küçük kız artık sürekli ona yazmaya başlamıştı yazdıklarının kenarlarını süslemiş bir süre böyle oyalanmıştı ama bu sürećte onun için zor geçmişti küçük kalbi arkadaş edinmek istiyordu ama herkes onun dilsiz olduğunu öğrendikten sonra ondan kaçıyorlardı. Herkes mahallede oyun oynarken küçük kız onları pencereden izlerdi ve küçük gözlerinden gözyaşları dökülürdü. Sırma saçlarını geriye doģru atar ve ağlardı . Yine bir akşam herkes evlerine girdiğinde rütin olarak yaptığı şeyi yaparak aşağıya inip banka oturup aģlamaya başladı. Yanına biri oturduğunda içi heycanla kaplandı ama tahminen onun dilsiz olduğunu ögrendiğinde kaçıçaktı o yüzden onu takmayarak ağlamaya devam etti . Ona uzatılan peçeteyi elinin tersiyke itti ve sinirle ona peçete uzatan kişiye baktı ve her zaman ki gibi sustu ve onun dilsiz olduğunu anlamasını bekledi. Çoçuk saatlerce kıza bir şeyler anlattı kızda dinledi ve arkasına dönerek ağlamaya devam etti . Her zaman bu parkta rutin şeyi yaptı. Bir gün elindeki bir kağıdı ona uzattı çoçuk heyecanla katlanmış kağıdı açtı içinde içe yazanlar acı doluydu kağıt küçük kızın gözyaşları ve acıyla doluydu içinde " dilsizim bu yüzden peçete için teşekkur edemedim " yazıyordu. Genç adamın bir mimiği dahi oynamamıştı bu kadar güzel bir kız neden böyleydi tepki vermeyerek etrafa bakınıp sakinlesmeye çalıştı sanki o peçetede yazan satırlar ona ihanet etmişti oysaki kızın cevap vermemesini utangaçlığına ve üzgün olduğu konuya bağlamıştı derin bir nefes aldı ve kızın karşışına geçti kız bu hareketinden dolayı korkmuştu genç adam ona doğru yaklaştığında iç sesi ona tepki vermesi ve itmesi konusunda ısrarcıydı dilsiz olabilirdi fakat böyle şeylerde takıntıları vardı genç kız çoçuğu itti ve yüzüne tokatı geçirdi adam sesizce genç güzel kadına baktı kadın dili olsaydı neler söyleyecekti acaba ama kadının dile sese ihtiyacı yoktu gözleri adama herşeyi anlatmaya yeterdi ama adam kadınlar ve duyguları konusunda oldukça bilinçsizdi bu yüzden susup sırma sarı saçlı kadına bakmaya başladı bilmiyorduki kadın o saćların her bir teliyle adamı kendine baģladığını ve sarı saç tellerinin kasvetli hapseden rüzgarını o rüzgar nelere kadirdi kendisinden korkak kadına bakarak uzaklaştı ve yeteri kadar uzaklaştığına karar verdikten sonra ağaca yaşlanarak hıçkırarak aģlamaya başladı "hayır olamaz " genç adam kabullenemedi yakıştıramadı sırma saçlı kıza kabullenmeyen bir sesle "olamaz hayır " dedi . Bilmiyor du ki genć kadının gönlüne nasıl dokunduģunu genç adam kalktı oturduģu yerden bi uykuya ihtiyacı vardı gönlündeki şaşkınlıģı üzgünlüģü bir süreliğine yok edebilecek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRMA SAÇLIM
RomansaSarı saçlarını geriye savurup hıçkırarak ağlamaya devam etti gözleri kan çanağına dönmüştü uzattığım peçeteyi elinin tersiyle iterek sinirle bana baktı ve sustu her zaman bu parkta yaptığı rütin şeyi yapmaya devam etti bir gün elindeki bir kağıdı ba...