Yumuşak kumların üzerinde, ayağıma hafifçe vuran dalganın tadını hissederek yürüyordum. Sadece dalgaların ve hafif rüzgarın sesi vardı. Huzur bu olmalıydı!
En büyük hayallerimden birisiydi okyanusu yakından görmek. Ve böylesine güzel bir adaya gelip tatil yapmak…Kendimi sıcak kumların üzerinde attım ve gözlerimi gökyüzüne diktim, masmavi gökyüzüne...
Gerçekten Mauiritius’ta mıydım ben?
Gözlerimi tekrar kapattım ve bu anın tadını çıkarmaya başladım. Gözlerimi kapattığımda bile güneşin o baş döndüren ışığı gözlerimi kamaştırıyordu.Buna alışmaya çalışıyordum ki birden bir karartı hissettim göz kapaklarımda... Gözlerimi açamadım ilk önce.
Karşımdaki ne olabilir?
Bomboş ve büyük bir adadaydım.Korktum...Gözlerim kapalıyken bile gölgesinden ne olduğunu çözmeye çalışıyordum.Birden üzerime su damlalarının damladığını hissettim. Nefesimi tuttum ve gözlerimi büyük bir korkuyla açmaya çalıştım.Karşımdaki denizden çıkmış bir canavar olabilirdi.Ve ben ne yapacağımı bilmiyordum.
İnanmıyorum!
Kalbim duracak gibi o heyecan çarpıyordu.O kadar korkmuştum ki gözlerimi açmaya korkuyordum.Hafifçe gözlerimi araladım.Gözlerimi açtığımda karşımda Akiyama’nın olduğunu gördüm.Rahat bir nefes alıp:
‘’Ödümü patlattın Akiyama .. Korkudan gözlerimi bile açamadım. Seni denizden çıkan bir canavar sandım!‘’ dedim hala kalbim hızla atıyordu.
Akiyama ise söylediklerim karşısında dayanamayıp kahkahayı patlattı.Yüzümün asıldığını gördükten sonra ciddileşerek:
‘’Seni korkuttum mu? Özür dilerim...‘’ diyerek yanağımdan öptü.
‘’Seni göremeyince biraz uzanayım dedim. Gözlerimi kapattım ve dinleniyordum ki birden güneş ışığının yerini bir karaltı aldı.Gözlerimi o yüzden açamadım.Çok korktum...’’dedim mızmız bir tavırla.
Akiyama ise cevabım karşısında gülümseyerek:
‘’Korkma sevgilim burada hiç kimse bize bir şey yapamaz .‘’ dedi.
Ona sarıldım ve birkaç dakika böylece kaldık.Acıktığımı fak ettim.Akiyama’ya da acıkmış görünüyordu ki zaten karnı guruldamaya başlamıştı.
‘’Acıktın mı sevgilim?’’ dedim gülümseyerek.
Gözlerini büyülterek gülümsedi ve:
‘’Eveeeettt hem de çok açım!’’ dedi ve yerinden fırlayarak denize daldı.
Bu, onunla geçirdiğim en güzel tatilim ve balayımdı.Evet Akiyama ile evleneli iki hafta olmuştu.Daha sonra uçak biletlerini ayarlayıp hayalimdeki yere gelmiştik “Mauiritius”a...
Tatilimizin 3.günüydü. Burayı çok sevdiğimden biraz daha durmak istiyorduk.O yüzden dönüş tarihi henüz belli değildi.Akiyama denizde balık yakalamaya çalışırken bende akşam yemeğinde salata yapımı için biraz doğayı gezmeye karar verdim.Açıkçası karşıma her an bir şey çıkacak diye çok korkuyordum. Bu yüzden dikkatli olmaya çalışıyordum.Ağacın yanında duran uzun çubuğu elime alarak yürüyüşe devam ettim.Belki pek işe yaramazdı ama önüme çıkan herhangi bir şeyde etkili olabilirdi diye düşünüyordum.
Kendimi ormanın o yemyeşil mis kokan doğasına bıraktım.Özgürlük,mutluluk işte buydu!Burada sonsuza kadar yaşayabilirdim.Yerlerde hiç görmediğim türden böcekler geziniyordu.Çok değişik hayvanlar vardı. Buraya araştırarak gelmiştim. En az vahşi hayvanın bulunduğu yerdi ama muhteşem bir yerdi.
Doğanın büyüsünden çıkıp havanın kararmaya başladığını fark ettim ve geri dönmek için hazırlanırken bir çatırdı duyup arkamı döndüm.
O da ne öyle?...Bir karaltı gibi bir şey!Aaa evet Akiyama beni takip etmiş olmalı!Benle dalga geçiyor olmalı!
Daha dikkatli baktığımda hiçbir şey sandığım gibi değildi.Çünkü o Akiyama değildi.Hava karardığı için pek ayırt edemiyordum.Biraz daha yakınlaştım korkumu bir kenara atarak...Tam çözemiyordum ne olduğunu.Bu şey bir tür dev maymun gibiydi. Maymun değildi ama arkadan ona benziyordu.Her yeri simsiyah tüylerle kaplıydı.
Korkmaya başladım.Ne yapacağımı bilmiyordum...Akiyama da ortalarda gözükmüyordu.Geri dönemezdim.Devam etsem daha fazla kaybolacaktım bu koskoca ormanda...
Hemen çıkacak bir yer bulmalıydım. Hava gitgide kararıyordu.Hızlı hızlı yürümeye başladım.Çok fazla ses çıkartmamaya çalışıyordum.Ağaçların dalları ve yerdeki otlar ayağıma takılıyordu.Biraz daha hızlandım.
Ağaçların arkasına saklanarak ilerliyordum.Arkama bakıyordum bir şey var mı diye.İlk baktığımda hiçbir şey göremedim biraz daha ilerledim ve tekrar baktım.Bana çok yakın bir şey duruyordu.Koskocamandı ve büyük elleri vardı.Hayatımda hiç bu kadar iri bir yaratık görmemiştim.
Arkamı döndüm ve ağaçların ardından hızlıca yürümeye devam ettim.Bir yandan da onun ayak seslerini dinliyordum bana geliyor mu diye.
Evet geliyordu, beni takip ediyordu o yaratık...Daha da hızlandım ve koşmaya başladım. Hala o yaratık peşimdeydi.Hava daha da çok kararmıştı ve artık gözümün önünü görmekte çok zorlanıyordum.Gökyüzündeki dolunayın verdiği ışıkla önümü görmeye çalışıyordum.
Son gücümle koşmaya devam ettim ve ormandan çıkmayı başarmıştım ama hiçbir şey beklediğim gibi olmadı. Etrafım masmavi okyanusla çevrilmişti.Artık yolun sonuna gelmiştim…Öylece durup sadece ormanı dinledim, ortalık tamamen sessizleşmişti.
Geri dönmek için korkar adımlarla ormana doğru ilerledim.Aniden ormanın içinden ürkütücü sesler gelmeye başladı, çalılıklar yerinden çıkacak gibiydi. Sonunda yaratığı gördüm ve hızlıca peşimden koşmaya başladı.Yapacağım tek bir şey kalmıştı.Kendimi o karanlık gecede okyanusa atmak...