Kendimden geçmiş bir şekilde gittikçe daha çok dibe çöküyordum.Nefesim giderek azalıyordu.Daha fazla suyun altında duramazdım.Yukarı doğru hızlıca yüzerek kafamı biraz suyun üstüne çıkardım, etrafı kontrol etmek için...Hızlı bir şekilde sağa-sola baktım.Hiç bir şey yoktu etrafımda...Sanırım gitmişti o yaratık.
Ve suyun içinde “Akiyamaaaa neredesin?” diye bağırmaya başladım.
Ses gelmedi. Tekrar “Akiyamaaa...” dedim.
Hem Akiyama’ya sesleniyor hem de suyun içinden çıkmaya çalışıyordum.Bir yandan da Akiyama geliyor mu diye bakınıyordum.Ama Akiyama hala ortada yoktu…Artık suyun içinden çıkmıştım ve yavaş yavaş ormana doğru ilerlemeye başladım.Ortalık iyice sessizleşmişti.Korkuyordum ama Akiyama’yı bulmak zorundaydım.Gece ilerledikçe dolunay da yavaş yavaş kayboluyordu gökyüzünden...
Gözümün önünü görmekte zorlanıyordum artık.Hava iyice serinlemişti.Üzerim ıslak olduğu için üşümeye başlamıştım.Korkar adımlarla ormanın içine doğru ilerledim.Ağaçlara tutunarak ilerlemeye çalışıyordum.Korkuyordum.O kadar yorulmuştum ki ayakta zor duruyordum.Her yerim kum ve çamurdu.Ormanda yavaş yavaş ilerlerken birden bir çıtırtı duydum.
Bu da ne?
Sesin tam olarak nereden geldiğini anlayamadım.Arkama dönemiyordum, aniden bir şey çıkacak diye...Derin derin nefes almaya başladım.Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.Ağaçların arkasına saklanarak ilerliyordum bu kez.
Yürümeye devam ederken tekrar bir çıtırtı duydum, bu kez daha yakındı.O an hareket edemedim. Olduğum yerde kalakaldım.Derin derin nefes aldım.
Yaratık burada mı?!
Sakin ol... Sakin ol...
Kendime gelip cesaretimi toplayarak yola devam etmeliydim.Etrafıma bakındım öncelikle… Görünürde hiçbir şey yoktu.Biraz daha durup etrafı iyice dinledim.Sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordum.Ses aniden kesilmişti.Tekrar yürümeye devam ettim.Artık ormanda arkama bakarak ilerliyordum ki aniden bir şeye çarptım.Gözlerimi kapayarak olabildiğince bağırdım.
Biri kolumdan tutarak; “Korkma, benim.”diyerek bana sarıldı.Bu Akiyama’ydı.
“Çok korktum.’’ diyerek ağlamaya başladım.
“ Tamam geçti sevgilim.’’
Her yerim korkudan titriyordu. Akiyama’ya sarılarak ağlıyordum şimdi. Akiyama sırtımı sıvazlayarak;
“Tamam… Geçti canım…Korkma, geçti..’’ diyordu yüzündeki üzüntülü ifadeyle.
Gözyaşlarımı silerek derin bir nefes aldım.Kendimi toparlayıp, çadırımızın olduğu yere doğru yürüdük.Ben çadırda dinlenirken Akiyama ateş yakmıştı, üstelik balıklar da çoktan kızarmıştı.Salata maalesef yoktu.Bu günden sonra da salata yemeyi düşünmüyordum zaten…Çok yorulmuştum. Akiyama da öyle…Ateşi söndürdük ve çadıra girdik. Hava geceleri daha soğuk oluyordu.Akiyama ile birbirimize sarıldık.Daha sonra uyuduk.
**
Sabah güneşi çadırımıza yansıyordu.Kuş cıvıltısının sesiyle ve dalganın o narin sesiyle gözlerimi açtım. İlk başta kendime gelmekte biraz zorlanmıştım çünkü hala dün gecenin etkisindeydim.Çadırdan çıktığımda, Akiyama kahvaltı hazırlıyordu.
Mmm, mis gibi bir şey kokuyor...
Akiyama’nın yanına gittim ve garip bir şey pişiriyordu.
“Günaydın sevgilim.”diyerek Akiyama’nın yanağından öptüm.
O da bana;
“Günaydın sevgilim, nasılsın iyi uyudun mu ?’’ diyerek gülümsedi.