Kesit

81 4 4
                                    

"Hala anlamadım ben kardeş" diyerek geriye çekilen burak'ın kafasına vurdu kaya

"Lan salak kız 4 seferdir aynı konuyu anlatıyor bu aptallık Sanada fazla" diyerek önümdeki felsefe kitabını eliyle kaldırdı kaya

Burak ise bana bakarak
"Onun hiçbir şikayeti yok ama kardeş " diyerek kaya'nın elindeki felsefe kitabına iğrenerek bakıyordu. Bense onun bu haline gülümseme den edemedim ciddiyim aynı konuyu 4. Anlatışımdı

Fakat Burak bir türlü anlamıyordu. Ortamın gerginliğini biraz olsun azaltmak adına

"Mola versek iyi olacak" diye bir öneride bulundum.

"Aynen kardeş, ha bu arada demet teyzemin yaptığı kurabiyelerden birkaç tanesini alabilir miyim?" Diyerek yavru kedi bakışı atıyordu etrafa ciddiyim Burak ekibin en saf çocuğuydu.

"Ben getiririm" diyerek oturduğum koltuktan kalktım. Kaya bileğimden tutarak

"Kendisi alsın ayak işlerine başkasını niye gönderiyor?" Diyerek bir bana birde burak'a baktı

Burak ise gevşekçe arkasına rastlanarak
"Ben çok yoruldum, ve şuan üşendim ne olur Hayal alıp gelse?"

Diyerek omuz silkti

"Lan oğlum az yede uşak tut" kaya yanındaki yastığı Burak'a attı,
Burak buna hazırlıksız yakalanmış olacak ki geriye doğru savrulmuştu. Ben onların bu hallerine gülerken Zil çaldı

Onları arkamda bırakarak kapıya doğru ilerledim Çakıl ve Cem markete gitmişlerdi kesin onlar gelmişti. Tam bir saattir onları bekliyordum yemek yapmam için gerekli malzemeleri almak bu kadar uzun sürmemeliydi.

Serçe parmağımdaki ince sızıyla yan tarafımdaki sehpaya baktım

"Bu sehpayı buraya kim koydu?'" diyerek saçma bir soru attım ortaya
Acı kendini tamamıyla belli ederken bildiğim tüm müdürleri ediyordum.
Sekerek kapıya adımlayıp, kapıyı açtım. Sol elimle parmağını tutarken, kızarmış olan serçe parmağıma bakıyordum vücut şeklimin çok tuhaf olduğunu biliyordum.

"Biz sizi akşam bekliyorduk. Niye zahmet ettiniz? Biz yarında yemek yerdik." Diyerek sol ayağımı yere bıraktım ama hala sızlıyordu.

"Siz poşetleri mutfağa bırakın ben üzerimi değiştirip hemen geliyorum." Diyerek merdivenlere yöneldim.

"Aslında biz İkizleri görmeye gelmiştik" bu ses çok tanıdıktı ama ne cem nede çakıl'ın değildi.
Hızla geriye dönüp kapıya baktığımda.

Cem ve Çakıl'ın yerine Araf ve sürekli yanında gezen sarışın çocuk olduğunu gördüm.

'Allah seni alsın Hayal!!! Niye gelen kişiye bakmazsın ki?
APTAL!'

İç sesime hak vererek derin bir nefes aldım.

"Pardon, ben yani... Çakılgil sandım. Her neyse kaya içerde Çakıl'da birazdan gelir" diyerek açıklama yaptım.

"Hayal, kardeş kurabiye diyorduk!" Burak'ın sesiyle yan tarafa döndüm.

"Tamam. Tamam geliyorum!" Diyerek bende ona seslendim.

Araf bana sırıtarak bakarken, onu umursamamaya çalışıp mutfağa yöneldim.

-

Merhaba yorumlarınızı bekliyorum.😄😄😄
Seviliyorsunuz.

SÖZ   VERMİŞTİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin