Ben herkesten farklı olduğumun farkındayım. Bir çok insan karanlıktan hoşlanmaz ama ben karanlıktım. Neyden bahsediyorum ben karanlıktan deli gibi korkarım ama ondan korkmama rağmen seviyordum ben siyah olan herşeyi seviyordum. Kendimi tanıtayım ben Ezra Yalın 19 yaşındayım. Henüz olacaklardan habersizim.
Saat gece 00:00 geliyordu yataktan doğruldum ve aşağı su içmek için indim evde tektim annem ve babam ayrılmıştı babam ayrıldıktan kısa bir süre sonra yeniden evlenmişti ve yurt dışında yaşıyordu yeni eşiyle annem ise evlenmemişti ama sürekli çalışıyordu nerdeyse sabah ayrı akşam ayrı işi vardı günde sadece 5 saat evde kalıyordu bu sürede uyuyordu.Suyumu içtikten sonra tekrar uyumak için yukarı çıktım. Yatak odam bana küçük gelsede büyüktü odanın tam ortasında çift kişilik bir yatak vardı. Karşısında çalışma masam vardı yatağımın sol tarafında yatağımla uyumlu beyaz bir komidin vardı sağ tarafında yine yatağımla uyumlu gömme dolap vardı sol tarafında içeri ışığın girmesini sağlayan cam duruyordu odama kadar uzanan ağacı görmeyi seviyordum ama bazen beni tedirgin ediyordu.
Uykum kaçmasına izin vermeden yatağıma girdim heyecandan uyuyamıyordum yarın okulun ilk günüydü yeni bir okul ve yeni arkadaşlar. Çok geçmeden uykuya dalmıştım.
Sabah telefonumun iğrenç sesiyle uyandım saat 06:00'ya geliyordu hızlıca yataktan çıktım hızlıca banyoya gittim yüzümü yıkadım ama kendime gelememiştim ılık bir suyla duş almaya karar verip duşa girdim temizlendikten sonra duştan çıktım dişlerimi fırçalayıp hızlıca dolabın karşısına geçtim ne giysem diye düşündüm dolaptan diz kapağımın 3 karış üstünde beyaz ve üstünde mor ve pembe çiçekler olan bir elbise çıkardım ve hızlıca üzerime geçirdim. Dolaptan pembe sitilettolarımı aldın ve giydim çikolata rengi saçlarıma pres çektim hızlıca makyajdan hoşlanmıyordum bu yüzden makyaj yapmadım.
Telefonumu ve pembe omuzdan salık çantamı alıp aşağı indim mutfakla salonu ayıran bir masa vardı sadece direk dolaba yöneldim ve ne hızlıca yiyebilirim diye düşündüm hızlıca sandiviç yemeye karar verdim dolapta hazır olan sandiviçi aldım ve bir bardak şeftali suyu doldurdum ve hızlıca miğdeye indirdim.
****
Nihayet okulun kapısındaydım okulum evime uzak olduğundan taksiyşe gelmiştim. Ilk gün olduğu için tek tük insan bana bakıyordu buna rağmen gerilmiştim.
Hızlı adımlarla müdür odasını aramaya başladım. Şanslıydım ki kolaylıkla bulmuştum.
Kapıyı işaret parmağımda tıklattım 2. Çalışımda
- "Gir" sesi geldi içeriden bir kadın sesi gelmişti kulağa hoş geliyordu ama sonuçta o bir okul müdürüydü ne kadar sevilebilirdi ki. Hızlıca içeri girdim bana hemen bakmadı önündeki bir kaç dosyayı imzaladı daha sonra bana baktı ve çok tatlı bir şekilde gülümsedi. Hızlı bir şekilde
- "merhaba" dedi
-"merhaba"dedim
-"yeni öğrenci olmalısın"dedi ve devam etti "ismin neydi" dedi önündeki dosyalara bakarak
-"ismim Ezra Yalın dedim " dosyada parmağını dolaştırdı ve aşağılara doğru durdu ve ismimi bulduğunu anladım.
-"sınıfın 14B" dedi
-"teşekkürler" diyip odadan çıktım.
Koridorda yürürken birden omzuma birinin çarpmasıyla yere düşmem bir oldu.(ahhhh tanrım rezillik) diye düşündüm. Ani refklesle gözlerimi kapatmıştım yavaşça açarken karşımda duran kızların güldüğünü fark ettim yakmamaya çalışarak ayağı kalktım karşımda 1.90 boyunda bir erkek vardı vücudu çok biçimliydi kaslarını belli eden V yaka yapışık siyah bir t-short ve kolları karlı beyaz bir gömlek t-shortüyle aynı renk bir kot pantolon ve siyah bir vans giymişti gözleri kömür gibi simsiyahtı saçları da gözlerine eşlik ediyordu dudakları afif dolgundu ama abartılı değildi. Aniden bir ses duydum ve düşüncelerimden sıyrıldım
-"hey iyimisin "dedi bana çarpan çocuğun yanındaki sarışın çocuk o ise arkadaşının tam zıttıydı mavi gözlü ve sarışın o da kaslıydı.
-"şeyyy ben iyiyim" dedim kızarmış yüzümle
-"barış önüne baksana dostum kızı az daha ezecektin" dedi sarışın çocuk
-"arkadaş kör benim suçum yok "dedi barış denilen çocuk gıcık bir ses tonuyla o sıra o kadar sinir oldum ki ne yapacağımı bilemedim
-"sende önüne baksaydın" dedim hızlı bir şekilde tam ağzını aralamıştı ki sarışın arkadaşı onu çekiştirerek
-"hadi gidiyoruz acelemiz var" dedi ve tekrar bana dönerek
-"onun adına cidden üzgünüm " dedi şirin bir sesile ben de başımla sorun yok der gibi salladım.
Sonunda sınıfımı bulmuştum. İçimden kendimi alkışladım o kadar çabalamıştım ve sonunda bulmuştum sınıfa girdiğimde masalar çift kişilikti tüm masalar da doluydu 1'ri dışında en arkada sağda divara yapışık bir masa vardı tamamen boştu gidip yerleştim 4-5 dakika sonra zil çalmıştı ve hoca sınıfa girmişti. Tam arkasından kapıyı kapatacakken kapı dışarıdan itelendi hoca kapıyı geri açtı içeri bir çocuk girdi. (Ahhh lanet olsun) dedim içimden koridorda bana çarpan çocuktu bu ondan ilk görüşte gıcık kapmaya başlamıştım ve aynı sınıftaydık bir de aynı gün içerisinde güzel birşey olmayacak mı hiç dedim içimden hoca Barışa dönerek
-"ahh Barış ilk günden geç kalmayı nasıl başarıyorsun "dedi
-" şey hocam (bana bakarak) kızın biri kolumu delip geçti nerdeyse (ve bunu söylerken artık hocaya bakıyordu) revire gitmem gerekti " dedi yalan söylemişti yani bunu söylerken sinsi bir gülümseme vardı yüzünde ben bunları düşünürken o sınıfa bir göz attı ve tek boş yer benim yanımdı gözlerimi istemsiz devirdim ve yanıma oturduğunu hissettim. Fısıldayarak elini uzattı
-"ben barış" dedi elini tutmadan
-"Ezra"dedim tepki vermedi ve önüne döndü. Hoca bana dönerek benden kendimi tanıtmamı istedi hızlıca kendimi tanıttım ve oturdum.
Sonunda okul bitmişti. Çıkışa doğru giderken arkamdan biri
-"Ezraaa heyy sana diyorum Ezraaaa" dedi arkamı dödüğümde bu günkü sarışın çocuktu gülümseyerek
-"Efendimmm" dedim son harfleri uzatarak
-"Şeyyy aslında bişi soracaktım"dedi gülümseyerek
-" ne soracaktın dedim " o da kendini toparladıktan sonra hızlıca konuştu
-" şeyy bu gün için özür dilerim aslında Barış öyle biri değildir." Dedi bense
-"sorun değil dedim"aslında olup bitmişti uzatmaya gerek duymadım.
-"bu arada ben Cem " dedi
-"beni tanıyorsun" dedim gülümseyerek
-"evetttttt" dedi gülümseyerek
-" şeyyy kusura bakma gitmem gerek taksi bekliyor" dedim
-"eve mi?" Diye sordu
-"evet" dedim
-"seni bırakmamda sakınca var mı " dedi
Biraz düşündüm ve
-"hayır yok dedim"rahatlamış gibi bir gülümseme attı ve yürümeye başladık arabaya yaklaşıma taksiciye el işaretiyle uğurladım ve arabaya bindim eve kadar yolu tarif ettim bunun dışında bir sohbetimiz olmadı kapıya geldiğimizde
-"seni tanıdığıma sevindim" dedi
-"ben de sevindim " dedim saçma bir cümle mi diye düşünerek arabadan indim. O giderken el salladım. Eve girdim ve direk yatağa çıkıp kendimi yatağ attım.