3.Bölüm

213 10 0
                                    


''Arya sen ciddi misin? Nasıl yani şimdi Egemen Bey işle ilgili bir şey bilmiyor muymuş? ''

Haluk amcayla konuştuktan sonra eve gelmiş Aysu ya bugün yaşadığım olayları kısaca anlatmıştım. O da benim kadar şaşırmıştı. Nasıl olurda o kadar şirket sahibinin oğlu işle ilgili bir şey bilmez hala aklım almıyordu. Haluk amca işine çok önem veren çalışkan bir adamdı. Sonuçta Egemen Beyin de bunca zaman şirketle ilgilenmiş olması gerekirdi.

''Maalesef canım ciddiyim. Bunu Haluk amcadan duymasam bende inanmazdım.''

''Eee sen kabul ettin mi? Sonuçta sende rahatsızsın kendine dikkat etmen lazım.''

Haluk amca benim için çok değerliydi. Bana bu zamana kadar birçok iyiliği dokunmuştu. Onu kırmak istemiyordum ama bunu nasıl yapacağımı da bilmiyordum. Ne yapmam ne demem gerektiğini bir türlü kestiremiyordum. Haluk amcaya sadece biraz düşünmek istediğimi söylemiştim. Aslında düşünecek pek bir şey yoktu. Bana yaptığı iyiliklerin karşılığında bunu yapmam gerektiğinin farkındaydım. Belki bir daha ona iyilik yapmaya fırsatım olmayabilirdi.

''Sadece biraz düşüneceğimi söyledim. Ama kabul edeceğim Aysu onun üzerimde çok emeği var. Bu ölmeden önce ona yapabileceğim tek iyilik. Bunu yapmak zorundayım. Hem ne kadar zor olabilir ki? ''

Bunu söylerken baya tereddüte düşmüştüm. Pek kolay olacağını sanmıyordum. Ama başa gelen çekilir yapacak bir şey yok.

''Emin misin Arya ben hiç kolay olacağını sanmıyorum. Sonuçta kaç yaşında adam seni mi dinleyecek. Egosunun tavan yaptığı belli oluyor. Bide anlattığına göre sapık da bir şeye benziyor. Nasıl baş etmeyi düşünüyorsun? Hadi bunları geçtim bir de hastasın bu şey için kendini ihmal edeceğini çok iyi biliyorum. Bende yokum artık. ''

''Haklısın kolay olmayacak ama deneyeceğim Haluk amca için. Nasıl baş edeceğimi de hiç bilmiyorum daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım. Ya ben sensiz nasıl atlatıcam bunca şeyiiii.. :(((( ''

Aysu'nun artık yanımda olamayacağını düşünmek bile beni çok üzüyordu. Ama onunda bir hayatı vardı. Sırılsıklam aşık olduğu bir nişanlısı vardı. Yaklaşık 5 aydır nişanlıydı. 1 ay sonra düğünü vardı.

''Aryaaaa.. Gel bizimle yaşa kuzu yaaa. Seni burada tek bırakmak içime sinmiyor. Hem bak çalışmak zorunda da kalmazsın. Rahat rahat hastalığınla mücadele edersin tez vakitte iyileşir tekrar çalışmaya başlarsın. Ne dersin? Mehmet de çok sevinir seni sever bilirsin.''

''Hayır!! Ben gelemem. Sizin rahatınızı bozamam. O ne öyle kaynana gibi. Ben böyle rahatım. Zaten tüm gün boyunca yan yanayız şirkette. Hadi artık yatalım yorgunum ben. Yarın zor bir gün beni bekliyor biliyorsun.''

Beraber yataklarımıza geçtik. Biliyorum ki Aysu için bu konu hala kapanmış değildi. Mutlaka bana hatırlatmaya devam edecekti. Ama ben onların hayatına müdahale etmek istemiyordum. Yarın hastaneye randevum vardı. İlk gittiğimde ilik sırasına girmiştim. Yarın ise hastalığımla ilgili daha fazla bilgi almaya gidecektim. Daha fazla oyalanmadan yatağıma geçtim.

Sabah alarmın sesiyle uyandım. Hızlıca hazırlanıp kahvaltı hazırlamaya başladım. Masa hazır olduğu zaman Aysu mutfağa gelmişti. Bugün fazla güzel olmuştu. Neden böyle giyindiğini merak etmiştim.

''Günaydın Aysu ne bu güzellik''

Böyle söyleyince genişçe sırıttı. Yanıma gelip yanağıma kocaman bir öpücük bırakıp sofraya oturdu.

''Günaydın canım bir şey yok ya sadece iş çıkışı Mehmet le bir yerlere gidicez. ''

Çok mutlu görünüyordu. Bazen onu çok fazla kıskanıyordum. Sevip seviliyordu. İnşallah hep böyle mutlu olurdu. Ben de masaya oturunca kahvaltı yapmaya başladık. Masayı hızlıca toplayıp evden çıktık. Bugün Haluk amcaya cevabımı söyleyecektim. Şirkete uğrayacağını ve cevabımı söylememi istemişti. Aysu ile ayrıldıktan sonra üst kata çıktım. Masama eşyalarımı bırakıp bugün ki programı kontrol etmeye başladım. Programı alıp kapının önüne geldim. Kapıyı tık tıkladım fakat içeriden bir ses gelmemişti. Birkaç kez daha tıklattım hala bir ses yoktu.

ZAMANSIZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin