Bölüm 2

207 9 2
                                    


O kadar talihsizim ki. Sanki tüm kötü şeyler beni bekliyor. Önce ailemi kaybetmem sonra kanser olmam ve en son bomba da patronuma ilk dakikadan rezil olmam. Her şey sırayla geliyor. Aslında böyle şeyleri pek kafaya takan biri değilimdir. Tamam çokta umursamaz değilim ama böyle önemsiz bir şeyi kafama takmam. Kafama takacak daha önemli konularım var. Mesela nasıl atlatacağımı bilmediğim bir hastalığım var.

Sevgili patronum bunları söyleyip odasına girdi. Tabi kapıyı nerdeyse kırıyordu. Sadece bir kaç saniye yüzüne bakabilmiştim. Tam olarak göremesem de Aysu'nun dediği gibi yakışıklıydı. Ama fazla sinirli gibiydi. Bundan önceki patronum yani Haluk Bey daha sıcakkanlı ve sevimliydi. Zaten kendisi ailemin arkadaşıydı. Yeni patronum ise onun oğluydu. Daha önce kendisini görmemiştim. Önümdeki dosaları toparlayıp yerine koydum. Bugün ki programı Egemen Bey'e iletmem gerekiyordu. Açıkçası korkuyordum. Sonuçta biraz önceki tavrından sonra beni nasıl karşılar tam olarak hiçbir fikrim yok. Ama yapacak bir şeyim yok elinde sonunda karşısına çıkmak zorundaydım.

Derin bir nefes alarak kapıya yaklaştım. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Saçları dağılmış kravatını çıkarmış bir şekilde masada oturmuş bilgisayarıyla ilgileniyordu. Açıkçası çok çekici duruyordu. Siyah saçları yan bir şekilde alnına dağılmıştı. Buradan bile yumuşacık oldukları belli oluyordu. Beni fark edince bana doğru dönüp soran gözlerle bakmaya başladı. Gözleri o kadar güzeldi ki hiç böyle bir yeşil görmemiştim. 2. Günden çalışmaya başlaması hoşuma gitmişti. İşini ciddiye aldığı belli oluyordu.

''Günaydın efendim ben Arya sekreterinizim. Bugün ki programı bildirmeye geldim. Saat 2 de kurul toplantısı var- ''

''Dün başka biri vardı burada o nerede?''

''Kim efendim?''

''Arzuydu sanırım.''

Arzu şirktin sürtüğüydü. Demek ben yokken o yerime geçmişti. Giydiği kısacık etekleri düğmelerini kapatmadığı gömleğiyle ünlüydü kendisi şirkette. Sarı saçlı mavi gözlüydü kendisi. Kesin yavşamıştır Egemen Bey'e.

''Kendisi halkla ilişkiler bölümünde efendim.''

''Hımm.. Aslında o sekreterim olsa fena olmazdı.'' Deyip çapkın bir bakış yolladı. Bu erkeklerin hepsi aynı biraz kıçını başını aç hemen peşinde dolanıyorlar. Beyefendi Arzuyu istiyormuşmuş. Bende öyle bir kadın görsem ben de isterdim tabi. Resmen bana git dedi öküz. Her neyse onu takacak değilim.

''Maalesef efendim benle yetineceksiniz artık. ''

''O da olur'' Bunu söylerken beni baştan aşağı süzdü. Açıkçası bu beni rahatsız etti. Yerimde rahatsızca kıpırdandım. Ben kıpırdayınca o da rahatsız olduğumu anlayıp gözlerime bakmaya başladı. Çapkın olduğunu söylememe gerek var mı? Sanırım yok.

''Ben artık gitsem iyi olur. Bir isteğiniz var mı efendim?''

''Sade kahve''

''Peki efendim'' deyip odadan çıktım. Resmen soğuk terler atmıştım. Aşağı inip kahveyi aldım. Yukarı çıkarken Aysu ile karşılaştım.

''Nasılsın Arya iyisin değil mi?''

''iyiyim bir şeyim yok. Sadece patrona biraz rezil olup sonrada resmen beni Arzuya tercih ettiğini yüzüme karşı söyledi. Sorun yok yani merak etme.''

''Oha!! Tabi gördü çıplak kızı istemez seni tabi.''

''Ben kahvesini götüreyim soğumadan.''

''Tamam canım akşam anlatırsın neler olup bittiğini.''

Yukarı çıkıp odanın kapısının önüne geldim. kapıyı tıklatıp içeri girdim. Masaya doğru ilerleyip kahveyi bıraktım. Geri çekilecekken

''Dökmeden getirmen büyük başarı tebrik ederim. ''

Sabah ki olayı hatırlatmasa ölürdü sanki. Gülümseyip odadan çıktım. Hiç laf yarışına giremeyecektim. Anlaşılan bu patronla işim vardı. Öğle arasına girmeye çok az kalmıştı. Hazırlanıp aşağı inerken Haluk amcayla(Aryanın aile dostu) karşılaştım.

''Merhaba Arya nasılsın?''

''İyiyim sağ ol Haluk amca sen nasılsın?''

''Arya seninle konuşmak istediğim bir şeyler var. Şöyle bir kafeye gitsek.''

''Tabi Haluk amca bir sorun mu var.''

''Telaşlanacak bir şey yok kızım ''

Haluk amcanın benimle konuşmak istemesi içime bir korku saldı. Benimle ne konuşmak istediğini çok merak ediyordum. Vakit kaybetmeden peşinden ilerlemeye başladım. Arabaya binip ilerlemeye başladık. Egemen Beyi daha önce hiç görmemiştim. Sadece İngiltere de yaşadığını biliyordum. Haluk amca pek Egemen den bahsetmezdi. Sanırım araları o kadarda iyi değildi. Ama oğlunu sevdiğini hissedebiliyordum. Kim çocuğunu sevmez ki zaten? Ne yaparsa yapsın mutlaka sevmeye devam eder. Aralarının neden bozuk olduğunu bilmiyordum. Konu açılınca hemen kapanıyordu zaten. Arabanın durmasıyla düşüncelerime ara verdim. Arabadan inip kafeye doğru ilerlemeye başladık. Deniz kenarında olan kafe fazlaca gösterişliydi. Kırmızı yoğunlukla kullanılmıştı bu da kafeye hoş bir görünüm katmıştı. Cam kenarı masaya doğru ilerleyip oturduk.

'' Ne yemek istersin kızım? Öğle arasına da çıkamadın zaten meşgul ettim seni de''

''Olur mu öyle şey Haluk amca önemli değil zaten seninle uzun zamandır sohbet edemiyorduk. Benim içinde iyi oldu bu.''

Haluk amca cevabıma sevinmiş gülümsüyordu. Bende gülümsedim o sırada garson gelip siparişlerimizi almıştı. Garson gittikten sonra sabırsızlanmaya başlamıştım. Ne konuşmak istediğini merak ediyordum. Haluk amca kafasını dışarı çevirmiş denizi izliyordu. Onu ilk defa böyle düşünceli görüyordum. Daha fazla bekleyemeyip

''Haluk amca benimle ne konuşmak istiyordun? ''

Haluk amca kafasını bana çevirip düşünceli bir şekilde bakmaya başladı. Artık korkmaya başlamıştım. Her ne söyleyecekse onun için zor olmalıydı. Bu arada garson siparişlerimiz getirmişti. Garson gittikten sonra

'' Arya kızım senden bir şey isteyeceğim aslında tabi seni zorlamıyorum karar senin ama ben kabul etmeni çok isterim.''

Bu söylediklerine gerçekten şaşırmıştım. Bu zamana kadar Haluk amca benden hiçbir şey istememişti. Çok merak etmiştim ne isteyeceğini. Bu zamana kadar bana çok iyiliği dokunmuştu. O ne derse yapardım.

''Seni dinliyorum Haluk amca '' dedim sabırsızca

Gözlerimin içine baktı. Ne hissettiğini tam olarak anlamıyordum.

''Arya biliyorsun ki Egemen şirkette işe başladı. Ona yardımcı olmanı istiyorum.''

Haluk amcanın dediği şeyi zaten yapıyorum. Sekreterlerin görevi buydu. Patrona yardımcı olmak ama Haluk amcanın böyle söylemesi bana daha farklı şeylerin ortaya çıkacağını düşündürdü.

''Haluk amca zaten benim görevim bu. Sekreteri olarak ona yardımcı oluyorum.''

''Biliyorum Arya ama ben senden onun özel sekreteri olmanı her zaman yanında olmanı ve beni haberdar etmeni istiyorum. Attığı her adımdan haberim olmasını istiyorum. En önemlisi ona işi öğretmeni istiyorum.''

Ne yani Egemen Bey işi bilmiyor muydu? Ve ben patronuma iş mi öğretecektim???

-----------


ZAMANSIZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin