Yıllar önce iki güçlü cadı soyu arasında kanlı bir savaş gerçekleşir. Evrenin en zalim cadısı Qetsiyah hileyle kazandığı savaşın sonunda en güçlü cadı olmayı başarır ve bunu kimsenin bozamayacağını düşünür. Fakat savaştan kaçırılıp başka bir aileye...
Evden çıkarken yağmurun başladığını fark etmemle büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Yağmurdan hiçbir zaman hoşlanmamıştım.
Normalde yağmurlu havalarda hiç dışarı çıkmasamda birazdan Kai'nin gelip beni arabasıyla alacağı gerçeği böyle bir çılgınlık yapmamı sağlamıştı. Onunla birlikteyken gerçekten mutlu hissediyordum.
Canımı sıkan belki de tek şey bunu hiçbir arkadaşımla paylaşamıyor olmamdı. Caroline'la beni baloda bıraktığından beri konuşmamıştık. Elena ve Katherine sürekli meşgul olduklarını söylüyorlardı, Jackson pek bu tarz konuları konuşabileceğim biri değildi ve Isaac, o benim yüzüme bile bakmıyordu. Hiçbir zaman onun kalbini kırmak gibi bir amacım olmamıştı. Sadece harika bir dostluğa sahiptik ve ben bunu kaybetmek istemiyordum. Isaac'e düşündüğünden çok daha fazla değer veriyordum.
Aklıma gelen fikirle derin bir nefes aldım. Onu arayabilirdim. En azından duygularımın ne olduğunu bilse bana bu kadar kızgın olmazdı. Hızla çantamdan telefonumu çıkardım ve rehberden Isaac'i buldum.
Fakat telefonu kapalıydı. Sonra bunun daha iyi olduğuna karar verdim. Ona mesaj bırakırdım ve tüm duygularımı rahatça söylerdim.
"Selam! Ben günlerdir konuşmadığımızı biliyorum ve seni gerçekten merak ediyorum. Bana istediğin kadar kızgın olabilirsin, fakat lütfen beni bu şekilde cezalandırma. Sonra görüşürüz, umarım."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Telefonumu çantaya koyarken Kai'nin bana doğru gelen arabasını gördüm ve gülümsedim. Araba önümde durdu ve Kai cami açtı.
"Senin gibi güzel bir kızın bu saatte dışarda yalnız dolaşması tehlikeli degil mi?"
"Yalnız olduğumuda nerden çıkardın? Birazdan sevgilim burada olur" dedim ve gülümsedim. Yüzünü ekşitti ve konuşmaya başladı,
"Ne şanslı adammış." Bu iltifatına gülümseyerek karşılık verdim ve arabasına bindim. ** Caroline "Günaydıııın!" Elena telefondaki bu neşeli sesime oldukça şaşırmıştı.
"Sen iyi misin?"
"Harikayım." Birkaç saniye sessiz kalmıştı.
"Uyuşturucu falan mi aldın?" Dediği şeyle kahkaha atmıştım. Berbat durumda olmamı bekliyordu anlaşılan.
"Bak mutsuz ve kızgındım. Çünkü bir alıştırma sürecinden geçiyordum. Bilirsin cadılık ve düşmanlar biraz ağır gelmişti. Ama sürekli hayatı hakkında hayıflanan o kız olamam. Ayağa kalkmam gerekiyordu. Ben de kalktım."
"Sen bu dünyada gördüğüm en güçlü insanlardansın." dediği şeye gülümseyip devam ettim,
"Pekala, aslında bir plan yapıyordum. Bu yüzden seni aradım. Yarın sen, ben, Kate ve Bonnie'yle bir randevuya ne dersin?" kıkırdadı,