Ben yine yaziyorum o yesss.
Tae çalan telefonuna doğru hizlica koştu. Numaraya bakmadan hemen telefonu açtı.
-"Alo"
Tae: Kimsiniz?
-"Beni nasil tanımazsın?"
Tae: üzgünüm çıkaramadım.Kim olduğunu söyle artik velet.
-"Hiç değişmemişsin ponçik"
Tae: Gece gece senle uğraşamıcam gerizekali abazali beyinsiz ergen. Kapat şu lanet telefonu mesaj bekliyorum.Diyerek telefonu yüzüne kapattı. Ardından arayan numarayla mesajlaştığı kişinin aynı kişi olduğunu gördü. Telefonu eline alıp arama tuşuna bastı. Devamli meşgule atiyordu karşıdaki. En sonunda 'aradığınız kişiyle şuanda ula....' sesini duyduğunda meraklanmaya başlamıştı. Acaba kimdi , gerçekten park jimin olabilir miydi? En başından beri sevdiği ama bi türlü tercihleri yüzünden bir daha kendisiyle konuşmayacağını düşünüp duygularini asla paylaşmadığı jimin olabilir miydi??
Şimdi bunları düşündükçe daha çok meraklanmıştı.
Aradan bir saat geçmişti. Telefonu tekrar çaldı taenin. Hemen cevap verdi aynı numaraydı. Ama bu sefer farklı bir ses vardı.
-"Alo ben ***hastanesinden ariyorum. Siz Kim Taehyung olmalısınız. En som görüşülenlerde siz vardınız sizi aramamız gerektiğini düşündüm . Ben hemşire yeri. Park jimin bir kaza geçirdi. En yakın zamanda buraya gelmelisiniz."
Tae birşey diyemeden telefonu kapatıp arabasına atladı. Hemen Pj'nin yanina gitmeliydi. Onu bulmuşken kaybedemezdi. O en degerlisiydi. Her ne kadar kendine zor itiraf etmiş olsa da. O onun için cennetti adeta. Son gaz giderken, gözleri buğlanmış ağlamaktan önünü göremez olmuştu. Tam hastanenin önüne geldiğinde , dikkatsiz bir sürücü son hızla taeye çarptı....
Park Jiminin gözünden;
Taeyi uzun bir süre sonra kendime gelerek arama kararı almıştım(enfes bir cümle daha kurdum dhdjdjdkdk)
Nefesini tutup değiştirmiş olduğum yeni numaradan numarasını tuşladım. Benim için çok zordu. Onu sesini duymak. O benim için herşeydi. Ama o bunu bilemezdi. Beni boyle olduğum için,ondan hoşlandığım için kendinden uzaklaştirirdi. Hatta en tiksindigi insan ben bile olabilirdim.Hernyese deyip telefonu kulağıma götürdüm. Sesini duyduğumda kalbim sıkıştı. Ne yapacağımı bilemedim. Ama o beni tanımadı. Sesimi bile unutmuştu. Benle dalga geçerek telefonu kapattığında, kendimden geçmiştim. Neler olduğunu geçirdiğimiz omca şeyleri düşündükçe daha çok agliyordum. Kendime hakim olamiyordum.Hava almam gerektiğini düşünüp dışarı adım attığımda ne olduğunu anlamadan bayıldım. Gözlerimi açtığımda yıkıp dökük bir parkta kanlar içinde yatıyordum. Tecavüze uğramıştım. Dayanacak gücüm kalmamıştı. Tekrar kafama yediğim darbeyle gözlerimi kapattim. Artık ne olacaktı hiç bilmiyordum....Elveda hayat elvada sevgili sevgilim. Elveda uzaylım.... Beni hatırlanan dileğiyle
Kim Tae'nin gözünden;
Telefondaki kişi park jimindi ve simdi öyle çaresizce hastanede ölmeyi mi bekliyordu. Olmaz hayır ona bir kez sarılmadan. Onu birkez öpmeden onu gönderemem. Tanrım lütfen beni de al yanına eğer o yanına gelecekse. Lütfen beni onsuz birakma....
Ağlayarak yola devam ediyordum. Park jimin. Huzurum. Turuncum...
Sen aklıma geldikçe ben çıldırıyorum. Ah yeter bu gözyaşları artık. Yeteerrrr!!!!!
Tamam yetiştim park chim. Bak hastanenin önündeyim beni bekle geliyoruuum.... Birden heryer karardı. Görmez oldum.. Beyaz ışık beni çağırıyordu. Sanırım tanri beni duymuş . Park chimin yanina beni de almıştı.Bekle sevgilim.. Bekle.
Ben geliyorum ..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnside Of You
FanfictionYapabildiğim tek şey korkmak sanırım. Belkide en iyi yapabildiğim şey. Bu kadar acı çok fazlaydı ve bu kadar yük. O bank olmasaydı ne yapardım bilemiyorum.