"Ah kızım daha hamileliğimin ilk ayında düşüttüreceksin bebeği bana."
"Ne bileyim anne ya. Ayağım kaydı ama iyiyim ben valla. Hazır hastanedeyiz. Bebeğe baktıralım mı? Anne nolur?"
"Hayatım gözükmez daha 4 hafta olacak. Seni anca 6.haftada gördük. Minik mercimek gibi. "
"Anne nolur."
Gözlerimin içine baktı mavi gözleriyle. Büyük ihtimalle annesi bunu yapması için eğitmişti onu iyice. Sonuçta bu benim zaafımdı.
"İyi hadi Özgür doktor bul."
•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•
"Bebek küçükse vajinadan bakmayı deneyelim olur mu?"
Kafa salladım. Nefes köşede alçıda olan kolu ve sargıda olan bacağıyla heyecanla beni izliyordu. Pantalonumu çıkartıp doktorun verdiği önlüğü giydim ve ultrason masasına yattım. Elindeki ince boru şeklindeki alete Nefes şaşırarak baktı. Annesini dürttü.
"Anne onu ne yapacaklar?"
"Vajinasına sokacak. Daha iyi görüntü almak için." Özgür daha cümlesini bitiremeden en son 19 sene önce hissettiğim garip hissi yine hissetmistim. Doktor işini yapmıştı çünkü. Nefes'ın ağzından kocaman bir 'Oha' çıkmıştı. Güldüm. Sepya ekrana baktım. Doktor eliyle minik yuvarlağı gösterdi.
"Bu bebeğimiz. Yuvarlak olan kesenin içinde. Gebelik daha çok yeni. Bu yüzden kesenin içi boş gibi. İki haftaya belirginleşmeye başlar. Ama değerlerin yüksek."
Doktorun odasına girmeden yarım saat önce aldıkları kanın değerleri yüksekti.
"Son günlerde içki falan içtin mi? Ya da kanına karışan herhangi bir şey?"
"Hayır. En son hamile kaldığım gece şarap içmiştim. Ah. Dondurulacak sperm ile hamile kaldım bir erkekle ilişkiye girmeden."
"Ah anladım. Tamamdır. Yaşın gereği biraz tehlikeli bir şey aslında doğum yapman. Ama kendine iyi bakıyorsun. Sanırım bu genç kız senin kızın." Kafamla onu onayladım. "Onda dikkat ettiğinden kat kat daha fazla dikkat etmelisin kendine. Riskleri olabildiğince azaltmalısın. Büyük ihtimalle ne yapılacağını biliyorsun. Ama ben sana yine de listesini vereyim. Ve tabii ki bebeğinizin ilk fotoğraflarını da, ya da kesenizin mi demeliyim?."
Doktorun odasından çıktığımızda Nefes ve Özgür ellerinde birer fotoğrafla bebeği inceliyorlardı. Aslında olmayan bebeği. Sadece bir yuvarlağa bakıyorlardı.
"Size söylemiştim. Gözükmez diye. Ama dinlemediniz ki. Aha soktu işte aleti. Iyy hiç haz etmiyorum bu muayeneden."
Özgür kolunu omuzuma atıp beni kendine çekti.
"Canım benim." diyerek dudaklarını anlıma bastırdı. Nefes annesinin elini tutuyordu. Parmaklarını kenetlemişlerdi. Böyle olunca çok seviyordum hayatı. Yaşamayı böyle seviyordum.
Beraber arabaya bindik.
"N'apalım? Bir yerlerde bir şeyler yiyelim mi?"
"Ay bu salaş halimle mi? Saçmalama anne."
"Tamam eve gidiyoruz o zaman. Karımla vakit geçireyim. "
"Bi de ben anne. Beni de unutmayın lütfen."
"Unutur muyum ki seni? Sabah güzel güzel uyandım tam annenle cilveleşiyorum Nefes düştü! Kızım dikkat etsene kendine."
"Ay dalgınlığıma geldi. Neyse eve gidelim de biraz dinleneyim. Kolum ağrıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalemin Kalbime Dokundu 2
RomanceSonsuzluk seninle başlardı. Ben ise her cümleme seni katardım. İki noktaydık yan yana anlamsız olsak da. Bitebilirdik ya da devamımız gelebilirdi. Üçüncü nokta geldi peşimize. Artık bir devamımız olduğuna eminim. Ne söylesem kifayesiz bize dair...