"Anne bir de mavi valiz olacaktı."
"Yok burada mavi valiz Nefes."
"Anneeee! O valizde benim kıyafetlerim. Anne bana o valizi bul!"
"Nefes bekle, annen geliyor belki ondadır."
Kafasını çevirip uzaktan gelen Özgür'e odaklandı. Valiz onun kıyafetleri ile tıkabasa dolu olmasaydı sanırım bu kadar dert etmezdi.Koşarak arkadaki Valizlere baktı. Özgür'ün elindeydi elbette. Diğer 3 valizle birlikte. Özgür'den mavi valizi aldı ve yola devam etti. Özgür yanıma gelip elini belime attı.
"Ada bu kadar eşya gerekli mi aşkım? Gerçekten mi?"
"Çok konuşma. Snowly'i nereden alacağız?"
"Şurada kubbeye benzeyen yerden."
•°•°•°•°•°•°•°•°
"Yıl 2016 Nefes. Annen ile Vodafone Arena 1903 Tribünündeyiz. Beşiktaş - Osmanlı Maçı. Anneni zor ikna ettim. Eğer Beşiktaş en az 3 atmazsa yandım. Annenle onu tartışıyoruz. İddiaya girdik. Maç daha başlamadı. Tribün çoşuyor tabii. Sonuçta bir şampiyonluk maçı. Bir de bilmelisin Çarşı taraftarını. Bir ara annen bana baktı ben de çoşmuşum sonra uğraştı beni kaldırmaya. Lan şampiyonluk maçı. Gidermiyim ben? Neyse işte maç başladı. Annen güzel güzel bakıyor. Ben bi an oradaki bi adamla göz göze gelince el işareti çektim. Annen de bunu fark etmedi. Saçlarım birazcık uzun o zamanlar. Neredeyse omuzuma ulaşacak kadar. Adam beni hetero zannetti. Yarıda soyunma odalarının yanından geçiyoruz. Adam annene numaramı sormuş. O benim karım diye bağırdı tabii bu çılgın annen. Sonra da bir daha benimle maça falan gelmedi."
"Olay öyle değildi Nefes. Adam bana 'Yanındaki kız çok tatlıymış' dedi. Numarasını istedi. 'Sanırım iyi arkadaşın' dedi. Ben de 'Sevgilisi var' dedim. 'Kim sevgilisi yoksa burada mı?' dedi. Ben de 'Sevgilisiyle konuşuyorsun birader hayırdır?' dedim. Adam ne yapacağını şaşırdı. Yani o cesareti kendimde o an nasıl buldum emin değilim. Ama annenin elini tutup dışarıya çıkarttım. En komiği de. Geri dönüp baktığımda adam gişelerin orada bizim gidişimize bakıyordu. Sonra orada kendine bi kız topluluğu buldu. Şampiyonluğu kutladılar. Tabii ben de yanında annene bakıyorum. Yüzünde boyalar, çubuklu forması, siyah pantalonu. Armalı spor ayakkabıları. Saçlarını topladığı siyah beyaz örgülü şey. Bana da aynıların giydirmişti. Tek fark formam beyazdı. Ek olarak, ondan sonra da beni zorla derbilere götürdün!"
"Anneee, peki iddia neydi?"
"Beşiktaş en az 3 go..."
"Söyleyecek misin Özgür saçmalama."
"Şey evet ne var ki bunda kızımız o bizim."
"Olmaz."
"Anneciğimmm? Söylesene."
"Ay hadi geldik."
Arabadan inip annemlere doğru yürümeye başladım. Fazlasıyla yorgundum. Kapıyı çaldım ve açmasını bekledim. Kapı açıldığı an anneme kollarımı uzatırken beni es geçip Nefes'e sarıldı. Ardından Berke ve Yağmur'a. Ve sonra üçünü de kucakladı.
"Ay saol anne. Çok teşekkür ederim. Bizi sevme torunlarını sev. Evlendiğimden beri hep o hep o. Neden bir kere de beni sevmezsin bilmiyorum. İlk bana sarıl. Anneciğim hoşgeldiniz de. Özgür'e sarıl. Bu çocuk bizim ha. Uyandırayım. Nefes'i ikimiz yaptık."
"Yağmur ile Berke'yi de ben yaptım anne."
Arkadan Eylül kendini kattı. Yorgun argın etrafa bakındım. Annem kollarını uzattı.
"İstemiyorum ya."
Zorla bana sarıldı. Merhabalaştı. Kalanlara da sarıldı ardından herkes içeri girdi. Salonda duran muhabbet kuşunun kafesine dokundum. Ardından koltuğa uzandım. Özgür gelip beni kucakladı ve köşeye koydu. Yanıma oturup beni sıkıştırdı. Ne yani hala annemden gizli saklı mı yapıyordu bu işleri? Ellini belime koydu bir yandan da konuşuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalemin Kalbime Dokundu 2
Roman d'amourSonsuzluk seninle başlardı. Ben ise her cümleme seni katardım. İki noktaydık yan yana anlamsız olsak da. Bitebilirdik ya da devamımız gelebilirdi. Üçüncü nokta geldi peşimize. Artık bir devamımız olduğuna eminim. Ne söylesem kifayesiz bize dair...