ARKADAŞLAR KİTABIMA ÇOK UZUN SÜRE ARA VERMİŞTİM OKULDAN DOLAYI ÇOK ÜZGÜNÜM.UMARIM YENİ BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ.YORUMLARINIZI VE VOTE LARINIZI EKSİK ETMEYİN HER DÜŞÜNCENİZ BENİM İÇİN DEĞERLİ
NOT:MULTİMEDİA RYAN DE SALVO (ALEXİS'İN KARDEŞİ)
25 Mayıs 2008
Her şey tamamlanmıştı.O uçağa adımımı atar atmaz benim için her günün ne kadar kötü geçeceğini biliyordum.Tek tesellim Blake'di.Onun varlığı beni hayatta ve güvende tutmaya yetiyordu.O yanımdayken sanki bana hiçbir şey olmayacakmış gibi hissediyordum.Bu karargaha geldiğim ilk gün onunla tanıştım ve ilk andan beri ona aşık olduğumu biliyordum.Hafif kumral dalgalı saçları,yemyeşil mavi gözleriyle beni kendine ilk anda aşık etmeyi başarmıştı.Neredeyse karargahta her günümüz beraber geçiyordu.O bana fiziksel dövüşmeyi bende ona zihinsel dövüşü öğretiyordum.İki yıl boyunca birbirimize çok şey katmıştık.
Helikopter gürültülü bir şekilde bulunduğumuz yere inerken bu düşüncelerden sıyrıldım.Pervanenin yaptığı rüzgardan korunmak için elimi yüzüme doğru siper ettim.Blake yanımda duruyordu.Sırtımdaki çantayı omzumdan sıyırıp kendi omzuna taktı.O gürültülü pervaneler yavaş yavaş hızını keserken helikopterin büyük arka kapısı açıldı.İçindeki askerler bizi hızlı hızlı helikoptere bindirmeye çalışıyor aynı zamanda da bize talimatları anlatıyorkardı.Blake ile birlikte helikopterin son koltuğuna yerleştik.Blake telaşlı bir şekilde çantasından tabletini çıkardı.
''Yolculuk yaklaşık Yirmi dakika sürecek o zamana kadar plan yapmamız lazım.Bize bırakacakları yer kocaman bir depo.Oraya gizli bir operasyon için gidiyoruz bu yüzden sen bu sahada çok avantajlısın.İz sürme yeteneklerin mükemmel ve gayette iyi dövüşüyorsun.Eğer bana bir şey olursa...''
''Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim Blake''dedim sözünü keserek.Ona bir şey olacak düşünesi bile kalbimin durmasına sebep olacak kadar hızlı atıyordu.
Blake tableti kucağına koydu ve derin bir nefes aldı.
''Bak Alexis...Gideceğimiz yer karargah ya da deneme amaçlı sahalardan değil.Artık ölüm hayatımızın bir parçası olacak.En yakın arkadaşlarımız gözümüzün önünde can verecek belki sen,belki de ben öleceğiz.Buna hazırlıklı olman senin için daha iyi olur.''
Kafamı hızlıca iki yana salladım.
''Blake,eğer sen ölürsen benim için savaşta,hayatta biter.Beni hayatta tutmak istiyorsan eğer kendini hayatta tutmak zorundasın anladın mı?''dedim ağlayarak.
Blake iki eliyle yanağımdaki yaşları silip dudağıma bir öpücük kondurdu.Biraz önceki telaşlı suratı yumuşamıştı.
''İkimizi hayatta tutmak için ne gerekiyorsa yapacağım''deyip bana sıkıca sarıldı.
Yolculuk bitene kadar hiç konuşmadık.Sadece el ele tutuşup zamanın geçmesini beklerken görev alanımıza gelmiştik.Helikopter yavaşça alçalmaya başladı.Blake'in eline daha sıkı sarılarak Gözlerinin içine gülümseyerek baktım.
''Birlikte!''dedim fısıldayarak
Blake'da bana gülümseyerek fısıldadı.
''Birlikte!''
GÜNÜMÜZ
Babamın mektubunu okuyalı iki gün olmuştu.Kardeşlerimin bırak adresini seslerini bile unutmuştum.Ayrıca onlar beni görse bile asla tanıyamazlardı.Savaştan sonra saçlarımı boyattım,çok fazla kilo vermiştim ve çocuksu yüzüm kaybolmuştu.Onları en son gördüğümde beş yaşındaydım.Onları nasıl bulabileceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu ama bulmak zorundaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanımsız
Ficção CientíficaHafızasını kaybetmiş bir seri katil olan Alexis bir gün yolun ortasında 1 milyon dolarla hiç bilmediği bir şehirde gözlerini açar... Ve onun için hayata baştan başlama zamanıdır...