Ellerimi yıkayıp çizimi aldım ve hocaya gösterdim düzeltmem gereken yerleri söyledi. Yerime geçip hatalarımı düzelttim ve sağımda duran siyahı hissettim seslenmedim seslenmedi. Bir kaç dakika sonra hoca geldi ve model çizimine geçeceğimizi söyledi malzemeleri hazırlayıp diğer atolye ye geçtim kimi çizeceğiz diye baktığımda siyahın modellik sandalyesinde oturduğunu gördüm ve yerime geçtim tam karşısına hoca süre başladı dedi ve çizime başladık. Başkası yok muydu baş belası gibi bir şey içimde ona karşı değişik bir şeyler oluşuyordu ve ben bunu durduramıyordum hem çok yapışkan hem de diğerleri gibi değildi. Kafamı kağıttan kaldırıp her baktığımda göz göze gelmekten sıkılmıştım ve mola zamanı şükür Rabb dedim. Kağıdı bırakıp atolyeden çıktım mutfağa geçip bir bardak su içtim selin geldi..
-Bugün biraz sinirli gözüküyorsun !
-Başım ağrıyor da
-Sana bir şey söyleyeceğim
-Dinliyorum
-Adını sordu bugün çizdiğimiz çocuk
Şaşırmıştım oysa bir gün içinde 3 kere adımı sormuş olduğu beynime yerleşmişken bir de selinden mi soruyordu neden peki? bu kadar unutkan olamazdı sanırım. Ya da umursamaz ki öyle olsa neden tekrar sorma gereği öğrenme gereği duysun..
-İsimlerimizi öğrenmek içindir sonuçta burada ve bize hitap etmek için gereken bir şey olacak bu da ismimiz..
Bir ses..
-Gençler mola bitti. Atolyeye geçin..
-Tamam hocam..
Atolye de ki yerini almıştı siyah genç ve çizmeye başladık. Çizim yapamadığımı fark ettim. Olmayan bir şeydi. Tam anlamıyla kağıttan bir hüner akmasa da tamamlıyordum. İşte o gün başladı her şey yarım kalan çizimlerim işte bu yüzdendi.. Onu çizemiyordum çünkü dikkatim dağılıyordu. Saçlarını çizerken elim kaleme gitmiyor sadece saçlarını inceliyordum. Çizim bitti çizimlerimizi sıraladık hoca inceledi ve en sona konulan kağıdıma hep beraber baktık..
-Bugün çizmek istemedin sanırım !!
-Hayır hocam çizemedim.
-...
Diğer atolyeye geçip biraz tablolara bakıp düşünürken..
-Sıkma canını o kadar da kötü çizmedin.
-Teselli mi bu ?(Zaten senin yüzünden çizemedim bir de gelmiş ne diyorsun !!)
-Yok hayır sadece fikrim..
-...
-Hangi Üniversite de okuyorsun?
-:D
-Ne oldu?
-Lise son
-Ya öyle mi :D
-Evet.
Kalbim hiç bu kadar ısınmamıştı. Bir adamın gülüşü bu kadar şahane olabilir miydi..
-Ne zamandan beri geliyorsun atolyeye?
-1 ay olmadı daha..
-Lise son dedin hangi lise ?
-Meslek. Senin okumuş olduğun lisenin karşısında ki..(Batırdım. Onun gsf lisesinde okumuş olduğunu kendisi söylemeden ben söylememeliydim.)
-Ya öyle mii..hiç görmedim daha önce seni
-Bende seni görmedim.( Ama sanki yıllardır tanıyorum..)
Küçük tebessümler sonrası malzemelerimi topladım herkese hayırlı akşamlar dedim ve otobüs durağına küçük adımlarla ilerledim. Burcu ile karşılaştım. Siyah genci anlattım ama neden anlattığımı bilmiyorum beynime bu kadar hükmetmiş olması enteresan...
Eve vardığımda saat 18:00. Üstümü değiştirip biraz tumblrda gezindikten sonra annemle babam geldi ve yemek yedik biraz muhabbet ardından çay.. Odama geçtim ve Ressam Taner' in bugün ki eserlerine biraz göz gezdirdim ve karalamalar yaptım. Bildirim sesi..telefona baktığımda mesajlar badeden..
-Canım ne yaptın yarın atolyeye gidiyor musun?
-Evet canım ( Bu da soru mu idi yani ..)
-Tamam yarın ben de geliyorum sabahtan..
-Tamam canım yarın görüşürüz.
-Görüşürüz balım..
Telefonu kapattım ve aklımdan çıkmayan siyaha facebooktan bakmam gerekti lakin ben ismini bilmiyordum ki çünkü ben ona hiç sormadım. Hocanın sitesinden bulabilirdim evet buldum. İsmi Tuna.. Fotoğraflarını inceledim çizimleri daha çok dikkatimi çekti.. çizgileri farklı.. bir süre gezindikten sonra uykumun geldiğini farkettim bilgisayarı kapatıp yatağıma uzandım aklımdan çıkmayan siyah kalbime de hükmeder mi? ( Saçmalama damla...senin kalbin hükmedilemez) güldüm ve uyudum..
