İfrit

57 23 4
                                    

Yağlı boya atolyesinde tabloların başında duran sedefin yanına vardığımda yaptığı çalışmadaki minik kafaları göstererek "Bak kanka onlar hiç gitmiyorlar " dedi. Bir an duraksadım. Sonra gerçekten kendisinin yapmadığı kafaların belirtisini görünce anladım ki bu kız gerçekten cinlerle uğraşıyor. Atolyeden çıktığımızda hocanın geleceğini söyleyip benim de onunla gelmemi istedi. Beklediğimizde bir adam geldi ve sedefee okunmuş su ve anlam veremediğim bir kaç yazı muska ve otlar verdi. Bir kaç soru sordum. Adamın anlattığına göre kuran okunmaya başlayınca ayşe bayılıyormuş. Ve içinde ki ifrit konuşmaya başlıyormuş. Zor zapt ediyorlarmiş sedefi herşeyi yıkıp deviriyormuş ve içinde ki büyük cin çıkmayacağını haykırıyormuş. Bu takım şeyleri anlattıktan sonra hoca gitti bende durağa gectim. Sedef bunları bana daha önce anlatmıştı lakin şizofren olduğu için kafasında kurduğunu düşünmüştüm. Ama bunların gerçeklik payı olduğunu hoca hariç 3 kişiden daha duyunca inandım.
Eve vardığımda posta kutusunda ki faturaya baktım o yüksek miktarı görünce aldığım yere tekrar bıraktım böylesi daha iyiydi 😂 . Telefonumdan gelen mesaj sesiyle elimi cebime atıp gelen kutuma baktım. Muhammet söyler den mesaj
Bu kim ya..
Aa evet hatırladım 2 hafta önce iremin doğum günün de tanıştığım genç..
Selam yazdım.
Bilgisayarı açtım ve biraz siyahın fotoğraflarına baktım. Daha doğrusu kanlı olanları inceledim. O koyu kahve gözlerine kadar gelen siyah saçları o dolgun dudakları o çekici duruşu muazzam her zaman hayran kaldığım..
Çok değişik.. düşünüyorum da ne siyah ne beyaz.. Kendini siyah göstermeye çalışsa da tam anlamıyla griydi. Ben siyaha aşık bir kadın olamazdım. O bu kadar griyken.. Griye aşıktım ben.. Belli belirsiz, değişken haller, çelişkili tavırlar bunları sevdim.
Düşünceleri bırakıp mutfağa geçtim. Kettle da suyu kaynatıp buzdolabından mantıyı çıkarttım.
Sebzeleri çıkarttım ve salataya başlayacakken zil çaldı, kapıyı açtığımda gelen buseydi. Yardımcı meleğim benim dedim gülüp içeri aldım ben mutfakta uğraşırken o masayı hazırladı. Annemin gelmesiyle yemeğe geçtik. Busenin anneme kızın aşık demesiyle annemin gözleri bana odaklanmıştı..

"Çocuk tam bir manyak, dengesiz, değişik bir şey yaa haa bir dee..." demesiyle ayağımla ayağına indirdim. Sustu kaldı. Kan içtiğini söyleyecekti fark ettim. Ya desin de yemek yiyoruz yani bu ne! Ya da demesin kan içen birini öğrenmek hoşuna gitmezdi sanırım. Neyse ki annem konu üzerinde fazla durmadı. Zaten yorgun olduğu için çayını da içip uyudu. Buseyle masayı topladık. Bulaşıkları makineye dizdikten sonra odama geçtik ve yatağa oturmasıyla kafasına yastıkları fırlattım..
Buseye biraz kızdım sonrasın da biraz siyah biraz buğra derken uyumuşuz..

Korkuyla gözümü açtığımda kimse yoktu.. Aklıma Sedef ve cinler geldi gece saat 03:00 ve üzerimde kocaman bir ağırlık nefes alamadım, konuşamadım gerçekten korkmuştum bir süre sonra geçti kalkamadım yerimden bildiğim sureleri okuyup uyudum.

Sabah olmuştu her yer aydınlıktı buseyi uyandırdım. Kahvaltıyı hazırlarken son ses bir müzik açtım yoksa buse uyanmazdı. Model olarak benimle gelecekti. Yoksa uğraşmazdım. Sonundaaa..

-Şunu kapat Allah aşkınaaa off...
-Sanada günaydın.
-Tamam günaydın da kapat bi..
-Keyfimden açmadım al kapattık.
Hunharca güldüm. Gitti yüzünü yıkayıp geldi, kahvaltıyı yapıp hazırlandık.

Atolyeye vardığımızda buseyi sedefle tanıştırdım. Sonra da model koltuğuna geçti. Çizmeye başladığımızda telefonuma art arda gelen mesajlar canımı sıkmıştı çünkü çizime başladığımda dikkatimi dağıtacak şeylere izin vermiyordum. Tam sessize alacakken mesajların yan atolyede ki sedef' den olduğunu görünce hemen kalktım o sırada hocayla karşılaştım." Sedef biraz fenalaşmış damla bir bak! seni çağırıyor" dedi koştum vardığımda yerde oturmuş ağlıyordu. Sakinleştirdikten sonra atolyeye geçtim mola vermişlerdi.

#Buseden

Kızım neredesin ya hem beni getiriyorsun model yapıyorsun hemde çizmiyorsun anlamıyorum ki ben seni bir daha gelmem ki zaten hem belim ağrıdı ya of o nasıl sandalye rahat bir şeyler verseniz ya uzansam çizseler ne olur ki 

-...

Karşımda sessizce susmamı beklediğini fark ettim ne çok konuşuyorum ya ben neyse

Haa bu arada sen neredeydin yarım saattir?

-Çok şükür bunu sormayı akıl ettin nefes alsan anlatacaktım da seni tanıştırdığım kız vardı ya sedef rahatsızlanmış onun yanındaydım..

-Aaa cidden mi ne olmuş ki birden?

-Bin tane şeyle uğraşıyor arada sinir krizi geçirmesi normal 

-Doğru ya cinlerle filanda uğraşıyordu ben bunu tamamen unutmuşum. 

-Evet hadi gel bir bakalım.

#Damladan

Sedef' in yanına vardığımızda sigarasını içiyor gözlerini bir noktaya sabitlemiş duruyordu. 

Yanına oturdum sessizliği bozmak istemedim ama tabi can içim buse bozmadan olmazdı. 

İyi misin canım yaa diyen buseye keskin ve sert bakışlarını çeviren sedef "canım nee ya" dedi. Buse Sedefe kilitlendi kaldı, hem şaşırıp hem korkan buse "mola bitmedi mi " dedi bitti hadi geçelim dedim ve güldüm. Sedefin de kulağına eğilip "sakinleşmen gerek" dedim ve çıktım. 

Diğer atolyeye geçerken busenin" bu nasıl kız vallaha ben çok korktum cinler filan bize de musallat olur, hemen bitsin şu modellik" demesine gülmekten kendimi alamıyordum. Çünkü ben alışmıştım. Başkasının bu denli korkması da beni yalnızca güldürüyordu...

Busenin modelliği bitti ve duvarda asılı çizimlere bakmaya başladı. 

-Aaa bir baksana bu Tuna mı?

-Evet dedim gülümseyerek.

-Nasıl da tanıdım ama hihihi

(Tanınmayacak gibi değil ki çok iyi betimliyordum onu anlatırken...)

Yağlı boya atolyesine geçip kapı arasından sedefe baktığımda etrafta kimse yoktu lakin sedef gülümsüyor ve kafa sallıyordu. Girsem mi girmesem mi tereddütün de kalıp kapıdan içeri sert bir giriş yaptım. Ben geldimmm diye bağırdığımda sedefin duruşunu hiç bozmadığını sadece gülümsemesinin kaybolduğunu fark ettim. Karşısına geçtim yeşil gözlerinin içine baktım gidelim hadi dedim. Kolumu bir anda tuttuğunda korkudan gözlerim yerinden fırlayacaktı ne oluyor dedim sessizce zamansız geldin dedi ve çantasını aldı hadi gidelim dedi. Kolum da ki ağrı tarif edilemezdi bir kız nasıl bu kadar güçlüydü kolum morarmaya başlamıştı bile atolyeden buseyi de çağırdıktan sonra asansöre bindik ve buse arkama saklanacaktı neredeyse gülmemek elde değildi lakin kolumun ağrısı bastırıyordu ve buse dönüp koluna nee oldu diye bağırınca sedef buseye baktı ben de çarptım yaa uzatma dedim asansörden indiğimizde Sedef de meydan da ki otobüs durağına kadar bizle yürüyeceğini söyledi. Busenin suratı asıldı tabi kulağına "korkmayı kes!" dedim ve arabaların geçmesini bekliyorduk karşıya geçmek için o sırada anlamadığım bir şey sedef arabaların önüne fırlayınca "sedeffffffff !"diye bir çığlık attım. Arabaların hızının farkındaydı ve caddenin ortasına isteyerek geçmediğini biliyordum. Ve çığlığımın ardından gözlerimi kapattım ve o sesler.....





Atolyedeki Siyah AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin