3.Bölüm"Can bulmak"

205 31 4
                                    


3. Bölüm: Can bulmak

Bir bedende can bulmak.

3 evre.

Doğmak,

Gelişme evresi

Ve ölüm.

Kader dediğimiz bunları elimize verir. Üç koca zaman diliminiz vardır. İyiliklerin ile, kötülüklerin ile, hatalarınla, yaptığın doğrularla sınırlı bir üç zaman dilimi.

Hata yaparsan kimin umrunda? İyilik yaparsan kimin umrunda? Yanlışların doğruların kimin umrunda?

Kimsenin.

3 hece, 8 harf, 1 kelime. Belki de bu kadar açıklayamazdı nasıl bir bokluğun içinde olduğumuzu.

Belki sen hayatta şanslısındır. Paran vardır, Sevdiklerin yanındadır veya hiç dert tasa ile karşılaşmamışsındır. Ama sen bunlardan mahrum kalmazken, mahrum kalanlar o kadar çoktur ki. Bir ailesi olmayıp bir yudum sevgi içemeyen o kadar fazladır ki, ama senin ruhun duymaz.

Neden?

Çünkü ne de olsa mutluluğu tatmış biri olarak çevrende neler dönüp bittiğini umursamazsın. Bakmazsın etrafına, hiç kimsecikleri görmessin. O kadar kör olmuşsundur ki mutluluğun zehrinde, Herkesi kendin gibi sanırsın. Mutlu ve tamamen dertsiz.

Birisi senin gözünü açana kadar.

Neydi bu bebeğin suçu? İstenmediği halde dünyaya gelmesi mi? Ya da şu an da olduğu gibi kulak tırmalayacak derece de ağlaması mı? Ne olursa olsun yüzüne bakanın yumuşadığı bu bebeği hangi vicdan yoksunu insan bırakırdı?

Dayanamayıp yanına gittim. Ağladığı için kapalı olan gözlerini görmek istedim. Sesimi duymuş gibi ağlamasını durdurdu ve o güzel gözlerini açtı. Ağlamak istiyordum. Bu yemyeşil gözler karşısında ağlamak istiyordum. Ne kadar da güzeldi. Yanağına değdirdiğim elimle birlikte hatrı sayılacak derece de gülümsedi. Tam o anda dolu olan gözlerimden bir yaş döküldü. Sanırım tam da böyle bir çocuğum olsun istiyordum. Daha fazla durmadan kucağıma aldım. Gözüm pusetin içindeki nota takıldığı an kaşlarımı çattım. Elime aldığım notla birlikte ayağa kalktım ve bebeği anneme verdim. Notta ne yazıyorsa önemli olmalıydı.

"Sesli oku" dedi abim. Onun da meraklandı belliydi. Doğrusu onu ilk defa bu kadar ilgili görüyordum. Dört kat olan notu açıp okumaya başladım.

"Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Aslında şu an bana vicdansız damgasını vurmuş bile olabilirsiniz ama benim bu bebeği kapınızın önüne bırakmaktan başka çarem yoktu. O masumu da yaşadığım bu iğrenç hayata sürükleyemezdim. Bu kötülüğü ona yapamazdım..."

Kafamı kaldırıp beni merakla izleyen üç çift göze baktım. Bu konunun nereye varacağı meçhuldu. Gözlerimi kağıda çevirip kaldığım yerden devam ettim.

" Öncelikle her ne kadar bana inanmayacağınızı bilsem de bu bebeğin babası Burak. Her klişe film sahnesi gibi bu bebek onun sarhoş olduğu bir gecenin eseri. Hatırlamaz biliyorum. Bunu kendi adımı bildiğim kadar biliyorum. Fazla uzatmak istemediğimden sadece şunu söylemek istiyorum. Ona sahip çık. Ben asla senin karşına çıkmayacağım,asla bir para avcısı da değilim. Ama n'olursun o bebeğe iyi bak.

Gamze..."

Notu bitirmemle elimden çekilmesi bir oldu. Gözlerimi sinirden suratı kaskatı olmuş abime çevirdim. Normal olarak sinirlenmişti. Kağıda bakışını asla unutmayacaktım. Sonra bebeğin ne kadar da abime benzediğini farkettim. Gözlerinin yeşilini abimden almış olmalıydı. Nedense hala oldum diye sevinesim vardı. Bu harika bir şeydi.

KIZIL ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin