4. Bölüm: Korku

556 53 140
                                    

Yazarın Ağzından

Bulundukları yerde, kendi ayak seslerinden başka ses duyulmuyordu. Ara sıra uzaklardan, geçen hızlı trenin sesi duyuluyor, sessizliği kısa süreliğine bozuyordu. İkisi de tek kelime konuşmuyorlardı. Ortamdaki havanın ağırlığı ister istemez Sasuke'yi germiş, konuşmaktan bile çekinmesine neden olmuştu. O gün belki de ilk defa İno'nun bir konu açmasını ve o konu hakkında istediği kadar konuşmasını istiyordu. Ama önünde hızla yürüyen İno'ya ısrarlı bir beklentiyle bakması bir işe yaramıyordu. İno onun farkında bile değilmişçesine yola odaklanmıştı. Attığı her adımda parlak sarı at kuyruğu sağa sola sallanıyordu. Birkaç dakika önce yüzünde beliren tuhaf gülümseme zaman geçtikçe daha da yayılıyordu. Sasuke rahatsızca kolunu ovuşturdu ve gözlerini kaçırdı. Onu incelemeye devam ettikçe sinirleri bozuluyorsa bakmanın ne anlamı vardı ki?

Omuzları hafifçe birbirine çarpınca Sasuke yüzünde şaşkın bir ifadeyle birkaç adım geri çekildi ve elini omuz hizasına kadar avuç içi İno'ya dönük bir şekilde kaldırdı. Bu bir özür ifadesiydi. "Özür dilerim İno-san. Önüme bakmıyordum sanırım."

Mahçup bir şekilde elini indirdi ve bu küçük temastan onun da kendisi kadar rahatsız olup olmadığını görmek için aşağı indirmiş olduğu kafasını kaldırdı. İno zerre kadar ilgilenmiş görünmüyordu. Sadece olduğu yerde duruyordu. Yumuşak sesi Sasuke'nin kulağını doldurana kadar Sasuke ne yapacağını bilemez bir halde ona baktı. "Ne kadar ilginç, değil mi Sasuke-san?"

Sasuke, anlaması gereken bir şeyi anlayamadığını hissetti ve biraz çekinerek, "İlginç olan ne?" diye sordu.

İno, gözlerinde gizemli bir parıltı ve biraz kaldırdığı tek kaşıyla parmak ucunda dönerek Sasuke'yle yüz yüze geldi. Karanlıktaki tek ışık olan sokak lambası genç kadına arkadan vurarak tam da duruma uygun bir fon sağlıyordu. Yüzüne vuran gölge Sasuke'nin daha da garip hissetmesine neden olmuştu. Harika.

İno iki elini birleştirerek heyecanla ağzını açtı. "Birbirimize çok benziyoruz. İkimiz de aynı tür kitaplardan, aynı yazardan hoşlanıyoruz. Kahvemizi koyu seviyoruz. Bugün konuştuğumuz daha bir çok ortak noktamız var. İkimizin birbirimizi bulmamız, Naruto-san'ın onca kişi arasından beni seçmesi, sizce de çok büyük bir tesadüf değil mi?"

Sasuke bu konunun gittiği yerden korkuyordu. İno kendisinden hoşlanmaya başlamış olabilir miydi? Eli istemsizce çenesine gitti. Eğer düşündüğü gibiyse, kendisi İno'nun duygularına karşılık veremezdi. Ama onu kırmak da istemiyordu. Ne yapacağını bilmeksizin olabildiğince ifadesiz gözlerle İno'ya bakmaya devam etmeye çalıştı. Gözlerini çekerse gerginliğinin anlaşılması olasılığı vardı.

İno gözlerini kıstı ve dudakları sevimli bir gülümsemeye büründü. Yanaklarına biraz pembelik yerleşmişti. Küçük adımlarla Sasuke'nin sadece birkaç santim uzağına kadar gelerek durdu. Sasuke biraz eğilse alınlarının değeceğini bildiği için ufak bir hareketten bile kaçındı.

"Sasuke-san... Ne kadar da sevimli bir yüz ifadesi... Sizi korkutuyor muyum?" İno kıkırdayarak daha da yaklaştı ve ellerini Sasuke'nin omuzlarına yerleştirdi. Ellerinin altında Sasuke'nin gerilen omuzlarını hissedince sırıtarak onun kulağına eğildi. "Sizi hep izliyordum Sasuke-san... Hep dikkatim sizin üzerinizdeydi..."

Sasuke, derisine vuran sıcak nefesi hissedince, bir şey onu bağlıyormuş gibi donakaldı. İno'yu itmek, kendinden olabildiğince uzaklaştırmak istiyordu, ama içine yayılan soğuk his onu durduruyor, vücuduna olan hakimiyetini elinden alıyordu.

Duymaktan korktuğu sözler İno'nun ağzından bir bir dökülünce Sasuke'nin dudakları gerilerek bir somurtmaya dönüştü. "Şu an hissettiklerime bakılırsa... Sizden hoşlanıyor olabilirim Sasuke-san..."

Sorrow (SasuSaku&NaruHina)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin