TANITIM..
Öğretmenliğinin ikinci senesinde olan genç ve güzel bir öğretmen Deniz'in nefret ve kin beslediği adama karşı büyük aşkı..Malesef her şey toz pembe değildir..Nefret ve kinin aşka dönüştüğü gibi aşk yeniden nefret ve kine dönüşebilir.D...
Vee aynı zamanda video da oyuncuların resimleri mevcuttur..Sonsuz desteğinizi rica ediyoruz arkadaşlar..
1.BÖLÜM
Deniz;
Ben Deniz KURNAZ , şuan öğretmen olduğunu düşünüp kendi iç sesiyle cebelleşen kız . Öğretmen olmak isteyip ve bunun hayaliyle yanıp tutuşan o şahısları hiçbir zaman anlayamadım. Ömrüm boyunca hiçbir cezbedici özelliği olmamasına rağmen neden şimdi bu saçmalık ile uğraştığım konusunda düşüncelere dalmış aklımı yitirmek üzereydim.
Laf anlamayan öğrencilerle uğraşmak işkence gibiydi , hergün beni bunaltan ve çıldırmamı sağlayacak türden bir işkence ... Ne halt yemeye mi öğretmen oldum ?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Küçüklüğümden beri 'sarışınlar aptal olur ' algısı sinirimi bozmuş , ben de aksini kanıtlamak için hayatım boyunca yanıp tutuşmuştum . Ve bunu kanıtlamanın tek yolu olarak öğretmen olayı düşünen Deniz KURNAZ tüm algıları yıkacak , hem sarışın ve güzel hem de zeki olabilmeyi herkese gösterecekti. Di ' li geçmiş zamanı da ekleyelim.
Seçmez olaydım bu mesleği . Sabahları erken kalkmak ve o hayatımın aşkı yatağımdan ayrılmanın yanısıra bir de benim günlerimin vazgeçilmezi lanet olası bir trafik vardı . Her ne kadar birçok kişinin sabah erkenden kalkıp yollara dökülmesinden nefret etsem de onların da en az benim nefret ettiğim kadar nefret ettikleri bir işleri olduğuna emindim.
Durun , şikayetlerim henüz bitmedi. Bir de başımın belası kardeşim -kendisi aynı zamanda öğrencim olur- derslerle hiçbir alakası olmadığı için hala lise birinci sınıftaydı . Anlayacağınız küçük hanım çift dikişti . Uslanmaz kızın tek derdi radarlarını açıp etrafında bulunan tüm yakışıklı çocukları taramaktı . Üstelik radarına yakışıklı öğretmenler de dahildi . Neyse ki okulumuzda bakmaya değer doğru düzgün bir öğretmen yoktu.
Henüz pazartesi sendromunun etkilerini üzerinden atamamış olduğum için kendime gelmek adına kısa bir duşa girdim . Zihnimin açılması için bu gerekliydi . Üzerimi giydikten sonra hemen mutfağa gittim ama canım kahvaltı etmek istemedi . Açıkcası belki de biraz üşenmiş olabilirim .
Buzdolabını açıp meyve suyunu aldım ve bir bardağa doldurup afiyetle içtim bir güzel . Sonra da çantamı alarak garajdaki arabama atladım . Melis ablası öğretmen olduğu için şanslı olabilirdi, tabi eğer katı kurallarımın olduğunu yok saymış olsaydık . Birlikte yaşıyor olabiliriz ama asla okula benimle gelmesine izin vermiyordum . Diğer öğrenciler gibi dolmuşla gitmesinde hiçbir sakınca yok bence . Okula giderken ç ok güzel bir manzara ile karşılaştım , harika! Bir kırmızı ışık ve onun eşliğinde saçlarımı yolmak istediğim bir trafik.
