1. Bölüm ~Ayça

740 119 86
                                    

* İyi Okumalar *

İzmir'de yaşıyorum. Üç senedir bu şehirdeyiz. Babamın işi nedeniyle bu şehire geldik ve ben burayı çok seviyorum. Adım Ayça Koral. On yedi yaşındayım. Bir kardeşim yok, ne yazık ki yalnızım.

Hafta sonları arkadaşlarımla buluşup, Optimum'a gidip, birlikte vakit geçirmeyi çok seviyorum. En keyif aldığım şeylerden biri de çılgınlar gibi alışveriş yapmak. Hemde geç saatlere kadar...

Yaşadığım ev Karşıyaka'da iki katlı bir ev. Kocaman bir bahçemiz var. Annem ve babam çalıştığı için bende yaz aylarında evde tek başıma kalıyorum. Yalnız olduğum zamanlarda, bahçemizdeki salıncakta kitap okumak en büyük zevklerimden biri. Bu şehirden her bahsettiğimde, İzmir'e iyi ki gelmişiz diyorum.
Peki benim buradaki sıradan bir günüm nasıl mı..?

***************************

Yüzüme gelen güneş ışıklarıyla isteksizce gözlerimi aralayıp baş ucumda duran telefonumu aldım. Yine onla uyuyup onunla uyanmıştım. Ne uyurken ne de uyandığımda aklımdan çıkmıyordu. Bu kim miydi? Rüzgar... Rüzgar Koper.

Neyse ki daha fazla kendimi ona kaptırmadan kendimi alı koydum. Saati görünce aceleyle doğruldum. Neredeyse okula geç kalacaktım. Hemen odamdan çıkıp ılık bir duş aldım. Odama dönüp saçlarımı kuruttukdan sonra dolabımın karşısına geçtim. Bugün siyah kısa şortumu ve üzerine su yeşili geniş bluzumu giyecektim. Evet karar vermiştim. Hemen kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Zaman kaybetmeden aynanın karşısına geçtim. Önce sarı uzun saçlarımı iri dalgalar şeklinde maşa yaptım. Ardından mavi gözlerimi öne çıkarmak için bol rimel ve hafif şeftali tonlardaki rujumu sürüp, aynada son kez kendime baktım. Gördüğüm manzara karşısında memnun kalmıştım, bence hiçte fena görünmüyordum. İçimden 'yine fıstık gibisin be kızım' dedim. Aşağıya indiğimde babam ve annem çoktan çıkmışlardı. Bende düz siyah spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Hızlı hızlı yürürken telefonuma bakmayı da ihmal etmiyordum. Saate baktığımda çokta geç kalmadığımı fark edince biraz yavaşladım.

Okula vardığımda kapının önünde arkadaşım Gökçeyi gördüm. Gökçe; siyah uzun saçlı yeşil gözlü ve zayıf güzel bir kızdı. Yırtık kot pantolonunun üzerine vücudunu saran dar sarı bluzunu giymişti. Bugün de çok tatlı görünüyordu. Aynı zamanda oldukça sıcak kanlı ve bir tebessümüyle içimi sıcacık ısıtan en yakın arkadaşımdı.

"Günaydın canım." Diyerek hemen boynuna atladım ve yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.

"Günaydın bitanem." Deyip o da bana karşılık vererek sarıldı ve öptü. Bu beni fazlasıyla iyi hissettirmişti.

Derse geç kalmamak için, oyalanmadan sınıfa doğru yürümeye başladık. Sınıfın kapısına geldiğimizde ilk olarak Çağatay'ı gördük.

"Çağatay buradaysa, Rüzgar nerede?" Diye mırıldandım.

Gökçe bunu duymuş olucak ki "Kim bilir nerededir yine, okula zamanın da geldiği mi görüldü sanki." Diyerek gözlerini devirdi.

Haklıydı. Rüzgar hiçbir zaman okula zamanında gelmezdi. Çağatay ve Rüzgar çok iyi yakın arkadaşlardı. Aynı Gökçeyle ben gibi.

Zilin çaldığını duyunca, bu düşüncelerimden sıyrılıp sınıfa girdim. İlk ders matematikti. Çağatay da kapının önünde dikilmekten sıkılmış olucak ki o da en arkaya sırasına geçti. Çağatay'ın ardından hoca da içeriye girdi.

***************************
Merhaba arkadaşlar. Bu benim ilk hikayem. Biraz kısa oldu sanırım. Ama diğer bölümleri daha uzun yazmaya çalışacağım.

Okuduktan sonra oy ve yorumlarınızı lütfen esirgemeyin. Sizin görüşleriniz benim için çok önemli.

Umarım beğenirsiniz :)

Bir Umut Aşk ( Askıda' )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin