g.h.t

4.1K 500 114
                                    


Kumral çocuk, Jimin'in ağladığına şahit olmuş ve birden tüm damarlarına hücum eden öfkeyle kendini onun evi önünde bulmuştu.

Evet kızıyordu, çünkü sevdiği çocuk sürekli ağlıyordu ve Taehyung hiç bir işe yaramıyordu.

Artık umutsuz aşıklar gibi davranmak değil harekete geçmek istiyordu.

Kendini göstermek.

Derin bir nefes alarak tüm dokularında yankılanan nabzını göz ardı etti ve yüzüne okkalı bir tokat yeme ihtimalini göze alarak kapıyı çaldı.

Annesinin evde olmadığını biliyordu. Bu yüzden kapıyı açan Jimin olacaktı.

Tabii eğer açarsa.

Bir kaç dakika beklemişti ama içeriden ses bile gelmemişti.

Tuttuğu nefesi bıkkınlıkla dışarı verdi ve bir kaç defa daha tıklattı.

Ama lanet olası kapıyı açan kimse yoktu.

En sonunda eli cebindeki telefona gitti ve uygulamaya girip mesaj yazdı.

Flowertae: Neden kapıyı açmıyorsun?

Jim_colors: Dışarıdakinin sen olduğunu biliyorum çünkü.

Flowertae: Oh, açmayacaksın yani?

Jim_colors: Düşüncem bu evet.

Flowertae: O zaman sen açana kadar burada oturacağım.

Flowertae: Büyük ihtimalle birazdan annen gelecek ve onada küçük bir açıklama yapmayı ihmal etmeyeceğim.

Flowertae: Kim bilir belki beni içeri bile alır ha?

Jim_colors: Piçin tekisin. Rahat bırak beni.

Flowertae: Hayır. Bırakmayacağım.

Jim_colors: Nasıl bu kadar yüzsüz olabiliyorsun?

Flowertae: Bilmem.

Jim_colors: Kapıyı açarsam ne yapacaksın ki seni aptal?

Flowertae: Onu açtığın zaman göreceksin.

Jim_colors: Açmayacağım ki.

Flowertae: O zaman banada anneni bekleyip eve girmek düşüyor. Riske atmaya var mısın?

Jim_colors: LANET HERİF. AÇACAĞIM.

Jim_colors: AMA SADECE ÜÇ DAKİKAN VAR HABERİN OLSUN.

Siyah saçlı sinirle tepinerek aşağı inmiş ve tahta kapıyı aralamıştı.

Ne olacaksa olsun istiyordu.

Onunla uğraşacak gücü yoktu.

Değil mi...?

Boş bakışlarını esmerin gözlerine diktiğinde yine aynı hisle dolmuştu.

Bu piç, Jimin'i bir şekilde etkiliyordu.

Göz göze geldiklerinde, ya da güzel sözler söylediğinde.

Siyah saçlı karşısındaki bedenden bu yüzden nefret ediyordu işte.

Kapının dışındaki, elini ensesine atıp utandığını belli edercesine başını eğmiş ve konuşmaya yere bakarak girmişti.

"Çok uzun sürmeyecek."

Ve kollarını sevdiği çocuğun beline dolayıp dudaklarının boyun girintisinde gezinmesine izin vermişti.

BİSMİLLAHELHAMDĞLİLAH NAPIYORUM BEN

Flowers & crowns • VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin