-2-

358K 6K 804
                                    

İki gün sonra tekrar karşılaştık...

O da benim gibi öğrenciydi. Cep harçlığı için her gün iki saat kütüphanede çalışıyordu. İşi, rafların düzenli kalmasını sağlamaktı.

Masalardan topladığı kitapları arabaya doldurmuş, kitaplıkların arasında dolaşıyordu. Yanımdan geçerken arabanın üstünden bir kitap aldım. Kapağına bakıp hemen yerine bıraktım. Tepkisizdi, yine yüzüme bakmamıştı. Onun benimle ilgilenmesini istiyordum. Bunu neden istediğimi bilmiyorum. Sıradan biri gibi görünüyordu. Muhtemelen kızlarla pek alışverişi olmamıştı. Bakışları derindi ama sadece raflara ve kitaplara odaklanmıştı. Çevresindekileri umursamıyordu. Belki bu hâli beni bir şeyler yapmaya zorluyordu. Onu gözlerimle takip ettim. Bir arka sıradaki "D" etiketli kitaplıkların arasına girdi. Doğal olmaya çalışarak ben de diğer taraftan D'ye girdim. Kitaplara bakıyor gibi yaptım. D'nin ucundaki bir rafa kitap bıraktı. Sonra E'ye geçti. Ben de diğer taraftan oraya geçtim. E'nin ortalarına kadar geldi. Bir kitabı rafa dizmeden önce uzun uzun arka kapağını inceledi. Yanına yaklaştım. "Onu okudun mu?" diye sordum. Başını kaldırıp şaşkın ve mahcup bir şekilde yüzüme baktı.

"Hayır," dedi. "Ama bir gün okuyacağım." Başka bir şey söylemedi. Benim de aklıma başka soru gelmedi. Arabasıyla önce F'ye sonra G'ye geçti. G son sıraydı. Kitaplıklar, kütüphanenin diğer ucunda başka harflerle devam ediyordu. G'ye gittim. Ondan tarafa bakmamaya özen gösteriyordum. Raflardan birinden rastgele bir kitap çekip sayfalarını çevirmeye başladım. Bu tarafa geliyordu. Yanımdan geçecekti. Yine bana bakmayacaktı. Umurunda olmayacaktım. Bu durum sinirlerimi bozuyordu. Hiçbir özelliği yoktu. Ona konuşma fırsatı vermeme rağmen neden bunu değerlendirmemişti? İşte geçiyor, arabanın küçük ön tekerlekleri, üstündeki kitaplar, sonra arabayı iten elleri ve işte o kadar. Ellerinden ötesi diğer tarafa uçarak geçti. Çünkü nasıl olduysa, sağ ayağım arabayla onun arasına girivermişti. Araba ileri fırladı, devrilmedi ama, ancak G etiketli kitaplıkların oluşturduğu koridorun çıkışındaki bir masaya çarparak durabildi. Üstündeki kitaplar düştü, o da yere kapaklandı. Başını çevirdiğinde küçük bir şok yaşadım. Yüzü kan içindeydi. Herhalde burnunu çarpmıştı. Kendimi çok kötü hissettim. Gürültüyü duyanlar hemen yanımıza koştular. Koridoru iki uçtan kuşattılar. Sebep olduğum o kötü durumun içine hiç girmedim. Ona yardım etmeye çalışan insanların arasından sıyrılarak kaçtım.

Çelme takmıştım. Bunu bilerek yapmıştım. Hayır! Sonucun bu kadar kanlı biteceğini bilseydim asla yapmazdım.

Bir Üniversiteli Hikâyesi (Tanıtım)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin