"Anneee!" Yattığım yerden doğrularak kapıdan birinin gelmesini bekledim. "Ne var!?" Kapı homurdanan annem tarafından açıldı. İlk başta bir şey söylemedim. Deliymişim gibi bana baktı. Sonra,tam çıkacakken "Dur!" dedim. Derin bir nefes verdim."Ben bir karar aldım anne,ve bunu seninle paylaşmak istiyorum." Beni çok iyi(!) dinliyormuş gibi baktı."İstanbula gitmeye karar verdim." Normal bir şekilde "Bunun açıklamasını sana en iyi şekilde yapmıştık kızım, böyle bir şeyin olma ihtimalini biliyorsun." dedi. Kaşlarımı kaldırdım. "Ben kesin kararlıyım, hatta kalıcağım yeri bile düşündüm. Sizin kararlarınızı kaale almayacağım." Gözlerini büyüttü. "Tabi kızım git, git baban da hep bunun hayalini kurmuştu zaten!" Ayağa kalktım. "Sizden izin alıcak yaşı geçtim, karışamazsınız." Kızgınca baktı bu sefer."Ne demek siz karışamazsınız? Biz senin aileniz Kumsal. Bırak şu tavırlarını. Büyü biraz." Tam bir şey söyleyecekken devam etti. "Biz de senin mutluluğunu istiyoruz kızım. İstediklerini oldukça yerine getirmeye çalışıyoruz. İnan bana hepsi senin için." Hayaller 'Hıı bok'tabiki öyle bir şey söylemedim ve hayatları her zamanki gibi iliklerime kadar yaşadım."Sizi de anlıyorum ama.." Gene lafımı kesti."Aması yok balım, iyi geceler." Beni dinlememelerinden nefret ediyorum! Hayır anlamıyorum, normal aileler çocuğunun iyiliğini ister bizimkiler kötülüğümü istiyor. Motor almak istiyorum;hayır diyorlar. Çalışmak istiyorum; hayır diyorlar. İstanbul'a gidicem diyorum; gene hayır diyorlar. Benim anlamadığım bunlar beni nasıl seviyorlar? Bu güne kadar onların çizdiği yoldan bir adım dışarı çıkmadım. Bundan sonra da çıkmıycam zaten,sadece biraz değişikliğe ihtiyacım var. Onlara göre değişiklik evlilik gibi bir şey herhalde ki,anlamıyorlar. Ama artık yeter! Bu duruma bir son vermeliyim! Hayatımı kıyafetlere,pembe rengine,pahalı parfümlere ve diğer zırvalıklara adayarak geçiremem. Bu tamamen beni PelinSu lara dönderir. Ki, içimden geçenleri yapamazsam, neden yaşıyorum. O zaman ne yapıyoruz? Gidiyoruz. Nereye mi? Belki de ordaki bitiş çizgisiyle,hayatın startı gösterdiği yere..
Motor yarışına.
Üstüme giyinebileceğim şeyleri düşündüm. Gardırobumu açarak siyah bir pantolon ve tişört aldım. Deri bir ceket ve botumu da giydikten sonra,temkinli adımlarla odamdan dışarı çıktım. Evimiz çok büyük olmasa da iki katlıydı. Babamlarla aynı kattaydım. Odalarına sessizce girerek kontrol ettim. Neyseki korktuğum şey yoktu. Yanlarına giderek yüzlerinin önünde ellerimi salladım. Annem homurdansa da,arkasına dönerek babama kolunu attı. Gülücekken,uyanırlar diye yanağımı ısırdım. Gene aynı temkinli adımlarla odadan çıktım. Arka fon vermelilerdi ama neyse.. Telefonumu arka cebimde kontrol de ettikten sonra,geçen yaz aldığımız vazonun içinden anahtarları çıkardım. Ev çok sessizdi,ve dikkat gerekiyordu. Kapının önüne gelince aynada son kez kendime bakıp çıktım. Hava serindi ama idare ederdim herhalde. "Entarisi dım dım yar.." Telefonun melodisini değiştiren arkadaşım Merve'ye küfür ederek açtım."Ne var kız?" Tutku soluk soluğaydı."Kanka,kanka ne öğrendim tahmin et!" Saçlarımı karıştırdım."Ne öğrendin benim bestim." Tutku biraz durdu. "Kanka Burcuyla Efe ayrılmışlar." Bu muydu yani? Sahte bir heyecanla "Aa hadi canım. Efe sana kaldı kız"
"Boş konuşma!"
"Neyse annem çağırıyor kapatıyorum. Güle güle!" Gülerek telefonu kapattım.
******
Uzaklarda bir yerde Murat gözükünce, saklandım ve apartmanın önüne gelmesini bekledim. Bu gün boyunca yaptığım gibi sessizce arkasına geçtim. Sonra elimle gözlerini kapattım."Sude, Nefes , Ezgi, Eylül?" Ellerimi çekerek "Yazıklar olsun!" Diye yakındım. "Aaa Kumsal"
"Evet benim"
"Gidiyor muyuz kardo?"
"Ne diyorsun Murat? İyice cıvıdın yani! Neyse getirdin mi Motoru? AnnemlerE yakalanmadan gidelim buradan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kumsalın Denizi
Teen Fiction"Senden istediğim şey beni kaçır. Bu hayattan bu insanlardan yarın saat 2 gibi **** kafe'nin önünde beni bekle. İstanbul'a gidelim" diyerek parmak uçlarımı indirdim. Bana şaşkınca bakıyordu. "Sana iki şık sunuyorum küçük hanım" başımla onaylayıp söy...