Yine Mi Bir Rüya

43 4 0
                                    

Büyük bir odaydı. Kocaman bir yatağı, çalışma odası, televizyon köşesi, kış bahçesi ve oyun köşesi vardı. Fakat Ece'nin dikkatini bir ayrıntı çekti. Duvarları maviydi bu odanın. Bir erkek odasını andırıyordu. Ve duvarlarda "hoşgeldin ege, hoşgeldin ege bebek, iyi ki doğdun ege." Gibi yazılar yazıyordu.
Ayrıca duvarlarda bir sürü fotoğraf vardi. Fotoğraflar tıpkı Ece'nin çocukluğuna benziyordu. Bir anligina o fotograflarin kendisine ait olduğunu sandi. Fakat diger fotograflari da inceleyince bu fotograflardaki bebegin kendisinden biraz farkli oldugunu anladi. Çünkü, Ece'nin gozleri ma iydi. Fakat fobu fotograflardaki bebegin gozleri griydi. Kafası karışmıştı Ece'nin. Ne dusunecegini bilmiyordu. Öylesine bakiyordu fotograflara. Boş ve bir o kadar da anlamsız. Birden akşam olduğunu fark etti. Gecenin, o karanlık ve bir o kadar da acımasız labirentinde kaybolmuştu güneş. Sanki bir daha doğmayacak gibi. Bu gece sonsuza kadar sürecekmiş gibiydi. Ama bitecekti bu korkunç gece. Her labirentin bir çıkışı vardır değil mi? Bu gecenin de bir sonu vardı. Bitecekti. Elbet güneş doğacaktı. Elbet sabah olacaktı. Elbet Ece buradan kurtulacaktı. Elbet ailesine kavuşacaktı. Acaba olacak mıydı tüm bunlar.
Uykusu geldi. Yatagına yattı ve uyudu. Gece şu rüyayı gördü.
Ece çok ıssız bir yerde yürüyordu. Birden Ece'nin yanından siyah bir otomobil geçti. Evet! Bu Ece'nin babası Buğra Bey'in otomobiliydi. Otomobilin icinde Ece'nin annesi Aylin Hanım da vardı. Aylin Hanım 'ın kucağında bir bebek vardı. Bu bebek Ece'nin kaldigi odada fotogrefi olan Ege bebekti. Fakat otomobil biraz daha ilerledikten sonra kontrolden çıkıp taklalar atıyordu. Bir süre sonra Ece bir bebek sesi duydu. Ağlayan bir bebek sesi... hızla otomobile doğru koştu. Otomobile baktiginda içinde sadece o yeşil gözlü bebek vardı. Ece tam bebeğe elini uzattigi sirada kulagina
--Ece, Ece uyan, Ece diye fisiltilar geldi.

Aynadan Açılan GeçitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin