Elimdeki kağıtla kendimi serinletmek için aşağı yukarı sallıyordum aynı zaman da Kuzey'in verdiği garsonluk dersini dinliyormuş gibi yapıyordum.
Asya bu çocuğa nasıl katlanıyor anlamış değilim daha doğrusu oda katlanamıyor. İnsan hiç sevgilisini Asya'yı kebapçıya götürür mü?! Hadi götürdün diyelim, beni neden çağırmıyorsunuz.
Okullar kapanalı iki hafta olmuştu. Bizde yaz tatilinde boş oturmayalım diye Kuzey'den yardım istedik Kuzey Asya'nın sevgilisi olduğundan dolayı Asya ile daha fazla vakit geçirebilmek için kendi çalıştığı cafede bizde iş ayarlamıştı kendisi de yazları burada çalışıyordu. Okulları farklı olduğu için ayrı kalıyorlardı. Seneye bizim Okul'a gelecekti. Okul demişken Disiplin cezası almamıştık çocuk olaylar Okul'a taşımak istememişti ancak bizi mahkemeye verecekmiş Okul Müdürü'nün anlattıklarına bakılırsa çocuk çok zengin bir ailenin çocuğu olduğu için bir lafıyla kendi Okul Müdürü'ne her şeyi yaptırmıştı. Hâlâ çocuğun adını bilmiyordum. Aptal!! her şey onu yüzündendi. Sanırım mahkeme tebliği elime geldiğinde çocuğun adını öğrenecektim.
"4. Masanın siparişleri hazır " Asya'nın sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm. Şanslı sürtük mutfak kısmında çalışıyordu bende güneşin altında garsonluk yapıyordum. Ya benim şansım çin malı mı?
Kafamı sallayıp hazırladı tepsiyi alarak dördüncü masaya doğru ilerledi.
Elindeki telefona gömülmüş bir çocuk vardı.
" buyrun efendim siparişiniz" dedim ve dumanı üzerinde kahveyi, masanın üzerine bıraktım.
"tamam bırak git"dedi kafasını telefondan kaldırmayarak.
"insan bir teşekkür eder" kendi kendime kısık sesle söylenerek tam ilerliyordum ki kafasını kaldırınca şok oldum.
Bu, o çocuktu kafasını ısırdığım çocuktu. Ben mutluluktan annemin altın gününde göbek atan kadınlar gibi göbek atacaktım neredeyse!
Şansım sanırım ilk defa bana gülüyordu ve ben bunu bir ara kutlayacaktım.
Kendim için değildi bu yapacaklarım her zaman benim için kendini feda eden arkadaşlarım içindi çünkü ben olmasam o çocukla kavga etmeyecekti. Zaten suç benimde değildi Serenay'ın dı kaşar Serenay!
Çocuk bir süre bana baktı. Hatırlamış olacak ki gözleri iri iri açıldı.Bende hızlıca masaya oturdum. "Hello" diyerek gülümsedim sonra yaptığımın ne kadar aptalca olduğunu farkederek kafamı yere eydim. Dünya'nın en aptal insanı olarak tarihe geçmeliydim. Hayır 'merhaba' dersin anlarım, 'selam' dersin anlarım ama ' hello' ne ya!
Kafamı ilâhi bir gülme sesi ile yerden kaldırdım. O nasıl bir gülme sesi? Yada ben güldüğümde neden böyle bir ses çıkmıyor.
Çocuk bana bakarak gülmesini yavaşca sonlandırdı. Neye gülüyosun yavrum sen, söyle de bizde gülelim.
" Kafa ısırmaktan sonra kendini geliştirmişsin!" Dedi sesinde dalga geçer bir ton vardı.
Sinsi bir gülüş eşliğinde " keşke sende biraz kendini geliştirebilsen beynini kulana bilsen" dedim ve arkama yaslandım. Sırtım ağrıdı yav napayım.Oda hiç bozuntuya vermeyerek sırıtmaya başladı." Şuan bize gelin ve damadın gerdek gecesinde ne yaptığını merak eden ergenler gibi bakan patronuna çalışanının beni rahatsız ettiğini söylesem nolur acaba" dedi ve düşünür gibi bir ses çıkardı.
Ben dedi şeyin igrençliğine yüzümü buruşturmamaya çalıştım ama bundan daha önemli bir şey vardı PATRON!!
Masada ki menüyü alıp yüzüme kapattım.
"Dur tahmin edeyim KOVULURSUN!" dedi tükürürcesine ben etrafa bakıp patronu görmeye çalıştım ama nafile.
Çocuk eli ile bir işaret yaptı. Bende iyice yerime sindim. Eğer bu işten atılırsam bütün yaz evde kalıp annemin ablama rica(!) ettiği işleri ablamın tehditleriyle yapmak zorunda kalacaktım. Benim ev işleri yapmayı ne kadar sevdiğimi bilirsiniz (?)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKMAK
ЮморBu hiç yapmam diyenlerin hikayesi, bu hiç sevmem diyenlerin hikayesi, Bu aşka inanmayan ama kendini aşkın tam ortasında bulan Tekin Aktaş'ın ve her şeyi dalgasına vuran Çağla Giray'ın hikayesi, Bu büyük konuşanların hikayesi, aslında bu hepimizin hi...