7

1.1K 48 4
                                    

Öyle yaklaşınca birden irkilerek aramıza mesafe koydum ve suratına baktım. Gerçekten çok üzgün görünüyordu.


"Ama emin ol hiç güzel değildi."


"Güzel olduğu için öyle bakmıyordum. Sadece merak etmiştim.
Afedersin. "


"Peki ,o zaman devamını anlatayım.
Daha sonra babam çadırdan ayrıldı ve ben yal- Beth, biri geldi."

Haklıydı çünkü annem sitem dolu sesiyle bana sesleniyordu,


"Beth keşke okuldan geldiğini haber verseydin. Boşu boşuna okuluna kadar gittim.Peyton mı seni almaya geldi?
Ayrıca kapının önünde duran arab-"
Salona adımını atar atmaz dondu kaldı. Gözleri korkuyla açılan annem titreyen sesiyle,


"Be-beth, iyi misin? " dedi.
Birden nereden geldiğini anlamadığım cesaretiyle bağırmaya başladı.


"Kızımdan uzaklaş çabuk! Ona elini bile sürme. Sakın ! Lanet yemininizi ettik ya! Daha ne istiyorsun?"


Nathan'ın suratı iyice asıldı. Ses tonundan da anlaşıldığı üzere,


" Şey, üzgünüm sizi korkutmak istememiştim. Sadece kızınızı evine getirdim." dedi.
Annem şimdi de bana kükremeye başlamıştı.


"Sen! sen onun arabasına nasıl binebilirsin?onun o ailesi yüzünden baban öldü farkında mısın! Ya sana kötü bir şey yapsaydı!"
Korumacı tavrıyla kolumdan tuttu ve beni kendine yasladı.
Artık bağırmıyordu. Elleriyle suratımı tuttu ve beni sarsarak,


"Bir şeyin yok sana bir şey yapmadı değil mi Bethany?
İyisin değil mi?"


"Anne sakinleşir misin lütfen.
Sen gelmeden önce kendimi daha güvende hissediyordum.
Ayrıca hayır, bana hiç bir şey yapmadı.
O zaten insan kanı içmiyormuş. "
dedim aceleyle. Çünkü eğer acele etmezsem bu olayın nerelere gideceğini düşünmek bile istemiyordum.
Anneme iyice sarıldım ve ona yatıştırıcı bir sesle,


"Tamam anne, sorun yok,bana hiç bir şey yapmadı" dedim. Ben geri çekildikten sonra
Nathan anneme elini uzattı ve samimi bir gülümsemeyle,


"En iyi tanışma bizim ki olmadı ama memnun oldum.
Adımı bilmiyorsanız ben Nathan efendim." Sanırım gülümsemesi çok güzel olduğundan annem çekinerek de olsa karşılık verdi. Sonra Nathan bana dönüp
"Devamını sonra anlatırım o zaman. Hadi görüşürüz." dedi ve göz kırptı.
Onu geçirmek için kapıya doğru ilerledim.


" Seninle vakit geçirmek iyiydi." deyip tekrar gülümsedi. Mahcup bir sesle,


"Şey, evet. Görüşürüz." dedim. Arabasına binip gitmesini izledikten sonra ben de kapıyı kapattım.


Evet, her şey sanki planlanmış bir şaka gibiydi. Vampir bir çocukla evde yanlız kalmıştım,onunla aynı okula gidiyorduk ve o benimle vakit geçirmenin iyi olduğunu söylemişti.


O gün o adamın annemin kolunu öyle ısırmamış olduğunu ve babamın da parçalanmış bedenini o şekilde yerde yatarken görmeseydim, büyük ihtimalle tüm bu vampir saçmalıklarına inanamazdım.
Bir de şu dolunaya iki gün kaldı olayı var tabii.


Oturma odasına gittim.
Annem tam ağzını açacaktı ki elimle sakın ağzını açma işareti yaptım.
Sonra susmayacağını bildiğim için yukarı, odama çıktım.
Şu anlık annemle Nathan hakkında konuşmak istemiyordum.


Hikayesini bitirmediği için sürekli devamı nasıl acaba diye düşünüyordum. Neden insan kanı içmediğini . Annem en merak ettiğim kısımda gelmişti.
Gerçi bitirseydi bu sefer de tüm hikaye hakkında düşünecektim.
Kafam bir sürü şeyle dolu olduğundan ödevlerimi baştan sağma bir şekilde bitirdim.


Bitirdikten sonra biraz kafamı dağıtmak için gitarımla oynamaya başladım.
Fark etmemişim saat baya geç olmuş ve ben de baya yorulmuşum.
Çok uykum gelmişti, gözlerimi açık tutamıyordum. Hiç düşünmeden yatağıma atladım ve derin bir uyku çekmeye başladım.



Sabah hava günlük güneşlikti.
Rüyamda vampirlerle ilgili kabus gördüğümden ruh halimi hiç de yansıtmıyordu.
Artık rüyalarımı da esirleri yapmışlardı. Ayaklarımı yere sürte sürte banyoya gittim. Dişlerimi fırçalayıp, yüzümü yıkadıktan sonra kendime geldiğimi hissettim.


En sevdiğim skinny kotumu giydim ve üzerime de şu sıralar favorim olan bulut desenli
t-shirtümü giydim. Saçlarımı da klasik gevşek bir topuz yaptıktan sonra aşağı indim.


Merdivenlerden inerken tabak çanak sesleri duymadığımdan annemin uyanmadığını düşündüm ,haklıydım da.


Kahvaltımı ederken annemin ayak seslerini duydum. Karşımdaki sandalyeyi çekti ve oturduktan sonra bana,


" Birincisi dün konuşmadan kaçtığın için odana çıktığını biliyorum.
Bunu daha sonra konuşacağız. İkincisi bugün işe gitmeyeceğim kendimi yeterince güçlü hissetmiyorum. İnsanların o tuhaf acıyan bakışları gerçekten... çok kötü..."

Kesinlikle haklıydı ama yine de insan içine karışıp unutmamız gerekiyordu.


"Güçlü olmamız gerek, biliyorsun. Kamyonetimin anahtarını alıyorum o zaman. Her zamanki yerinde değil mi?" Anahtar her zaman portmantoda asılıdır da.


" Hayatımızda değişmeyen tek şey o kaldığından evet, orada.
İyi dersler bebeğim." Annem gerçekten iyi teselli ederdi değil mi?
Neyse, ona sarılıp yanaklarından öptükten sonra evden çıktım ve arabama bindim. Birden bir fren sesiyle arkama döndüm. Sesin geldiği tarafta arabadan inmiş bana doğru geliyordu bile.


"Nathan?"


"Niye bu kadar şaşırdın? Sevinçten galiba?" Sırıtıyordu.


Bu çocuk bazen beni gerçekten güldürüyordu ama ciddiyetten taviz vermemek lazım diye düşünüp kendimi tuttum. Gözlerimi devirdim ve,


"Hayır. Yani hiç beklemezdim. Neden geldin ki kendim gidebilirim. Kaçmayacağım merak etme."


"Hala senin peşinde yemin için mi dolaştığımı zannediyorsun?"


Yeminden başka ortak noktamız olmayan bu çocuk o zaman daha ne diye peşimde dolaşıyordu ki?


Neyden bahsettiğini düşünürken gözleri kıyafetlerime kaydı.
Ben de bir kendi kıyafetlerime bir de onunkilere baktıktan sonra olayı çaktım . Tesadüfe bak, onun da üzerinde bulut desenli bir t-shirt vardı.

Gülümsedi.


"Bak bir ortak noktamız varmış: Zevklerimiz."


Şaşırmıştım. Bu sefer ben de kendimi tutamadan gülümsedim. Şimdi o bildiğin sırıtıyordu.


"Neden sırıtıyorsun ki?"


"İlk defa yanımda gülümsedin..."



Yazarlar Notu:

Sevgili okuyucularımız,
Bizi çok mutlu ediyosunuz farkında değilsiniz. Gerek yorum olsun gerek oy. Hepsinde çok destek çıktınız. Sizlere minnettarlığımızı ifade edemeyiz. Sizleri çok seviyoruz.

Arkadaşımız Hilal'e (aiakos) bize muhteşem bir kapak yaptığı için de çok teşekkür ederiz.

-xoxo
İki yazar

Multimedia: Bulut desenli t-shirt'ü

KöleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin