Bölüm 6

82 8 3
                                    

dilek güneysu

bu yaptıkları yanlıştı.şuanda botan la birlikte kardeşlerini nasıl bir araya getireceklerini konuşuyorlardı.

"bizim bir şekilde onları bir araya getirmemiz lazım dilek böyle olmaz"diyen botana baktı kesinlikle haklıydı.ama ne yapıcaklarını bilmiyorlardı.biliyordu kardeşi asla böyle bir şey  yapmazdı severse de aşkını kalbine gömerdi ağabileri gibi kalpsiz di kardeşi.

"haklısın da ne yapıcaz botan yağmuru biraz olsun tanıyorsam o aşkını kalbine gömer asla sevdiğini söyleyemez"söylediklerinden sonra botan kafasını yukarı aşağı doğru salladı.aklına gelen fikirle sevdiği adama döndü.

"ben sanırım ne yapıcağımızı buldum ama seninde desteğinde lazım"

"ne hemen anlat benden sana tam destek"

"bak şimdi sen vedatın yanında sürekli yağmurdan bahsediceksin hatta yanına bir erkek arkadaşı falan olduğunu da sıkıştır bende aynısını yağmura yapıcam daha sonra ben sen vedat ve yağmur bir akşam yemeğine çıkalım daha sonra ikisini yanlız bırakalım konuşsunlar"

"hayır bize daha ilkel yöntemler lazım daha sonra üçüncü dünya savaşı çıkmasın"

"daha iyi bir fikrin varsa söyle yapalım"sinirli bir biçimde.

"tamam sakin ol ben şey açısından dedim.hani bu olaylar duyulursa sırat benim ve senin kardeşine ne yapar biliyorsun her halde."

"haklısın ama bende burda fikir üretiyorum hiç yardımcı olmuyorsun"kaşlarını çatmış şekilde 

"dilek...bak...biz yani ben ve sen anla işte bir olamayız mı bak ben seni seviyorum ama sen benim aşkıma karşılık vermiyorsun"masum bir şekilde konuştu.dilek ellerini masanın üstünde duran botanın ellerinin üstüne koydu.

botan eroğlu

"bak bende aynı duyguları hissediyorum ama bizimkiler sizinkiler anla işte"bu sözlerden sonra botan ayağa kalktı.dilek in elinden tutup kendisine çevirdi.ellerini genç kadının beline geçirip 

"sen benimsim dilek kimsenin değil sadece benim seni kimse elimden alamaz"diyip dudağına yapıştı etrafındakileri umursamadan yaptığı işe devam etti genç kadın karşılık vermekten geri durmamıştı sevdiği adama dudaklarını ayırıp konuşmaya başladı.

"sen benimsin anladın mı"dedi.

"anladım sadece seninim sadece senin"

yağmur güneysu

yine sokaklarda avare avare geziyordu nereye gittiğini bilmeden kalbinde aşkıyla kısa süre yine yürüdü yürürken telefonu çaldı arayan ablasıydı.dilek

"alo.yağmur nerdesin?"

"alo.dilek ben sokaktayım canım sıkıldı geziyorum sen ne yapıyorsun"

"bende hastanedeyim dedim kardeşim ne yapıyor"

"dilek ben konuşmak istemiyorum eğer iznin olursa yanlız kalmak ve kimseyle konuşmak istemiyorum"

"peki seni fazla zorlamicam ama sende o kadar asosyal olma tamam mı?"

"tamam bay bay"

"bay"

daha fazla oyalanmadan konağa gitti her zaman yazdığı defteri eline aldı. yazmaya başladı.'onu görmeyeli tam 24 saat 15 dakika 19 20 21 22 saniyeler ilerliyor hala ondan uzak kalıyorum kalbim diyor bırak gururu beynim olmaz diyor her ikisi arasında sıkışmıştı ne ileri gidebiliyor ne geri sanki iki deklemin arasında kalmıştım hayatım ondan önce gayet iyiken şimdi ise yangın yeri ben yağmur güneysu hayatında ilk kez gördüğüm adama anında aşık oldum.'

vedat eroğlu

şuanda yaptıkları akıllara kar değildi sadece bir dakika olsa bile sevdiği kadını görme umuduyla güneysu konağının önünde bekliyordu.telefonu çaldı arayan ise şerwan dı.' eyvah' diyip telefonu açtı.

"alo abi "

"nerdesin"

"ufak bir işim var"

"işin sıratların konağını dikizlemek mi"gayet ciddi bir sesle işte şimdi yanmıştı hemen arabasına doğru ilerleyip bindi çalıştırır çalıştırmaz oradan uzaklaştı.

"seninle şirkette konuşucaz vedat efendi"diyerek telefonu kapattı.şimdi bittiğinin haberiydi.

merhaba arkadaşlar biliyorum çok beklediniz.aslında pek okuyanınız yok eminim ama yine de az da olsa vote verdiğiniz için teşekkür ederim. salıcakla kalın. hoşçakalın dostlar.. 




yağmurun sevdası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin