Bölüm 3

145 9 5
                                    

yağmur güneysu

bu adamla bir daha karşılaşamazdı.ama şimdi ise tam karşısındaydı.dilek le sandalyelere oturup konuşmaya başladılar.kına için hazırlık yapılıyordu.erkekler falan gidicek ama şimdi ise konağın avlusunda halay çekiyorlardı.sonunda kına için hazırlıklar tamamdı ve eğlence yapılıyordu.en son damatıda getirdiler.halaya kattılar. yağmurun gözü sürekli vedattaydı halay çekerken onu izliyordu.büyük ağabeyleri olduğu için ne dilek nede yağmur kalkmıştı halaya.bir ara şilan gelmişti ama ikiside ret etti.artık zaman gelmişti şimdi gelin evine gidicek ve kınayı yakacaklardı herkes son hazırlıkları kontrol ediyordu.dilan gelmişti yanlarına hem dileği hemde yağmuru çağırdı.onlar ise sırattan bir izin bekliyorlardı sırat tamam diyince ikiside dilan ı takip etmeye başladılar.girdikleri odada kadınlar vardı ezo onları görünce sevindi dileği tanıyordu ama yanındaki güzel gözlüyü ilk kez görüyordu ezo iki genç kızın yanına geldi. dileğe sarıldı dilekte ona"hoşgeldin dilek bu yanındaki güzel gözlü kız kim"diyince yağmur utandı.dilek"benim kız kardeşim yağmur kendisini hiç görmedin çünkü üniversite okuyor.ama onu görmemenin sebebi ise ankara da okuyor" ezonun onu süzdüğü anlaşılıyordu.ezo elini uzatınca"merhaba ben yağmur"korkak bir şekilde ezo "rahat ol yağmur ben senin ablan sayılırım"bu sözler sayesinde kendisinin rahatladığını hissetti.kadınlara yardım etmeye başladılar.

vedat eroğlu

vedat kadına baktı.bu gözler yalan söylüyordu taki sırat metehan a abi diyene kadar sonra anladı güzel gözlü o anda abisine sarılmıştı. simdi ise ceyla gibi gözleri olan kadından özür dileyecekti kendi hoşlandığı kadına baktı evet kabul ediyordu bu kızdan hoşlanıyordu.ama olmazdı yapamazdı daha kaç saat tanıyordu.metehan onu öldürürdü yapamazdı hem aşiret asla izin vermez aşkını kalbine gömmeye hazırdı daha yeni yeşermeye başlayan tohumu yıktı.

yağmur güneysu

artık herkes son hazırlıklarını yapıyordu erkekler bekarlığa veda partisi için çıkmışlardı.onlarda ellerinde kına tepsisiyle yollara düşmüşlerdi.gelin evine geldiklerinde damat tarafından bazıları gelini almaya gittiler.zilan büyük alkışlar eşliğinde aşağı indi.şimdi ise herkes gelinin etrafında dönüp.yanık türküyü söylüyordu

Hinê bînin li teştê kin
Şîr û şerbetê çêkin
Kevçî bi kevî rûn lêkin
Bînin li destê zavê kin
Bînin li serê bûkê kin

Şarika bûkê heftreng e
Dayê rabe dereng e
Dawet hatî ber derî
Dawet hatî ber malê
Bîhna zavê pir teng e
Bîhna bûkê pir teng e

Berbû hatin bermalê
Rabe bûka delalê
Ha dîlan dîlan dîlan
Stran dîlan û lîlan
Çi bûkekî delal e
Zava bû xwedî malê

Kınayı getirin leğene koyun
Süt ve şerbet yapın
Kınayı kaşık kaşık yapın
Getirip damadın eline sürün
Getirip gelinin başına sürün

Gelinin duvağı yedi renklidir
Anne kalk vakit geçtir
Düğün gelmiştir kapıya
Düğün gelmiştir evin yanına
Damadın canı sıkılır
Gelinin canı sıkılır

Düğün alayı gelmiştir kapıya
Kalk güzel gelin
Ha düğün düğün düğün
Şarkı, zılgıt ve düğün
Nede güzel bir gelindir
Damat artık ev reisidir

sıra kınaya geldiğinde herkes gelinle alay eder şakalaşırmış.

gelini yukarı çıktığı gibi herkes tekrar konağa geldi şimdi sıra damada gelmişti.delal hanım sürdü kınayı ardından evin büyük oğluna sordu şerwan abi 'vermiyorum' diyince herkes kahkaha atmıştı sonunda şerwan abi parayı verince sorun kalmadı.tekrar halaylar başlamıştı.kına bitince konağa gittik.

düğün günü

düğün için hazırlıklar vardı.herkes hummalı bir hazırlığa girmişlerdi. zaten sırat onu ve ablasını hiç düğüne götürmezdi biri beğenip istemeye gelirse diye.onlar ermiş muratlarına biz çıktık kerevetine misali sonunda düğün bitmişti konağa gelmişlerdi yağmur yanında şilan ve dilanı ne kadar getirmek istesede şerwan izin vermemişti.ama yağmurun istediği ise vedat eroğlunu görme niyeti vardı ama olmadı.nedense onu görmeyi çok istiyordu ama neden istediğini bilmiyordu.

umarım beğenirsiniz.

yağmurun sevdası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin