30.Bölüm

5.7K 282 6
                                    

Yorum ve voteleri unutmayalım :)

_______________

Burak dan...

"Gerizekalı seni "diye söyledim bir eliyle başını tutan Mert'e.

" Tamam yeter. Geldiğinden beri başımın etini yiyip durdun. Konuşmaya devam edeceksen kapı orada. "deyip kapıyı işaret etmesi bir oldu.

Gözlerimi kısıp nankör evladına bakan bir ebeveyn gibi Mert'e baktım.

Ben sababın köründe haberi duyar duymaz arabaya atlayıp son gaz Balıkesire bu kuş beyinlinin yanına gelim beyefendinin bana söylediği şeylere bakın hele.

"Ulan ben olmasam seni kim ziyarete gele-"cek dememe kalmadan kaldığı hastane odasının kapısı açıldı ve Baran abi, Emre ve Rüzgar ve eşleri odaya giriş yaptılar.

"Ayy Mert'im nasılsın. Ağaca çıkarken aklın neredeydi" dedi Ayşe yatağın boşta kalan yere geçip otururken.

"Meliste "diye yanıtladı Mert onu cevapsız bırakmayarak az önce ki sorusuna karşılık.

Ayşe onun bu haline bir anne edasıyla gülümseyip yanağını okşadı.

"Tatlı serseri seni "dedi ve bakışları bana çevirdi.

" Tuğba nerede Burak "diye sorduğunda" Babaannesinin yanında. Yani Istanbul'da, yorulmasın diye getirmedim onu" dedim cevabımı vererek.

"Aa doğruya gelirken konuşmuştuk. Kuzeni Cenk misafirliğe gelecekti galiba "demesiyle elim kalbime gitti.

" Doktor çağırın abi. Kalbim sıkıştı. Anam nefesim daraldı. Camları açın. Ne demek o pezevenk misafirliğe gelecek. "dedim odadaki tekli koltuğa kendimi bırakırken.

"Burak o kuzeni. Tabi ki de ziyarete gidecek" diyen Rümeysaya "Rüzgar seni Levent ve babanın yanında ziyarete geliyor mu." dediğimde gözlerini devirip az önce söylediğim şeyi duymazdan geldi.

"Geçmiş olsun Mert abi "diyen Sude ile bakışlarımız onu bulurken o çekinmiş olacak ki Emre'nin arkasına saklandı.

Herkes onun bu çekingen haline gülerken Emre'nin keyfine diyecek yoktu. Oh beyefendi almış sözlüsünü kollarının arasına...

Ben mal mal ikiliye bakarken aklıma gelen kişiyle oturduğum yerden yavaşça kalkıp "Ben bir işeyipte geleyim." dedim odadan çıkıp koridor da bulunan sandalye lere kendimi bıraktım. Telefonu ışık hızıyla cebimden çıkarıp Tuğbanın numarasını tuşlayıp telefonu kulağıma götürdüm.

Iki kere çaldıktan sonra açmayacak diye umudu kesmişken üçüncü çalışta açmasıyla 'Alo' demesine aldırmadan "Cenk denen itin evimde ne işi var" diye sordum bodoslama konuya dalarak.

"Hem beni hemde babaannemi ziyarete gelmiş "dediğinde" Allah allah benim olmayacağım bir güne mi denk gelmiş babaannesinı ziyaret etmek"diye tısladım dişlerimin arasından.

"Bende seni seviyorum Burak." dedi sanki ona az önce seni seviyorum demişim gibi.

"Ne diyon kızım sen "dedim kaşlarımı çatıp.
" Diyorum ki Cenkı kıskanmana gerek yok. Ben seni seviyorum ve bunu hiç kimse değiştiremez"dediğinde görmese bile yüzümde oluşan tebessüme mani olmadım.

İçimden işte benim çocuğumun annesi, gönlümün prensesi diye iç geçirdim.

"Ulan ben şimdi orada olacakım varya offf... Bende seni seviyorum Tuğbam ama Kuzenine güvenmiyorum. "dedim derdimi dile dökerken.

" Ama bana güveniyorsan bunları dert etmene gerek yok. Gözüm senden başkasını mı görüyor benim "demesiyle yumruklarımı sıktım.

" Derdin beni baştan çıkartmazsa tebrik ederim başardın. Neyse hasretimizi akşam ben geldiğimde gideririz."dedim gece için fanteziler kurarken.

Sen Benim Kocam'sın✅ #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin