Multimedya. Kayra . Natnan Nunes...#########
Gözlerimi yüzlerine birer sahte maske
Takmış insan gruplarına dikmiştim. Ne kadar yalancı ve sahtekar oldukları, yüzlerine taktıkları o iğrenç maskeden bile belli oluyordu. Şuanda sınıfın ortasında bu gereksiz insanlarla bir veda fastı yaşıyordum. Artık bu oyuna bir son vermek amacıyla onlardan uzaklaşmaya başladım.
Hepsi utangaç ve ne kadar arkadaş canlısı görünmeye çalışsalarda o maskenin altında gerçek yüzleri saklıydı. Okulun uzun ve soğuk koridorlarından. Başım dik bir şekilde yürüyordum. İnsanlar ne kadar koşelere çekilip arkamdan konuşsalarda bu gün olay çıkartmicaktım. Bu gün yarısının bana ait olduğu bu kolejden ayrılma günüydü. Bu okul benim İmparatorluğumdu. Ve ben şimdi bu imparatorluğu kendi ellerimle yıkıyordum. ....Ben kayra KAREL dim. İnsanların adımı söylemleri bile ,beni onların gözünde. Bir tehlike ve bulaşılmak istemilen biri yapıyordu. Onların gözünde ben bir serseri ve bir psikopat'tın tekiydim. Ulaşılması zor ve hiçbir şeyi umursamayan biri. Kimi insana yanlış ve hatalı gelen. Bana doğru geliyordu. Çünkü benim hayatımda yanlış diye bir tabir yoktu.
Yönümü son kez bu sahte insanlara yöneltip. Onlara son veda konuşmamıda yerine getirdim.
" Şimdi gidiyor olabilirim. Ama tekrar buraya ait olduğum yere döneceğim. İşte siz o gün bambaşka bir kayra göreceksiniz. Şimdi sahte gösterinize son verdiyseniz, perdeyi kapatabilirsiniz artık......
İşte bu tam bir kayra karele yakışan bir konuşmaydı. Yüzüme zafer edasıyla bir gülümseme yerleştirip
Park halindeki motoruma doğru yürumeye başladım.Siyah kaskımı kafama takıp. Motoru son sürat çalıştırıyordum. Son kez bu ihtişamlı yere bakıp. Bu lanet olası yerden ayrıldım....
****************
Motoru park edip. Eve doğru ilerlemeye başladım. Çebimden anahtarları çıkartıp, kapıyı açmaya başladım. İçeri girip kimseye göstermeden adımlarımı odama çevirmiştim. Odaya adımımı atar atmaz, yan yana dizilmiş bavulları gördüğümde bir kez daha hayal kırıklığına uğradım.
"Anlaşılan bazı kişiler gitmemizi istiyor....Bu sözde babam olan adam kendini düşünen bencilin tekiydi. Hayatım boyunca sırf babam olduğu için ona saygı duydum. Onu asla yargılamadım. Annemle boşandıkları için bile. Ondan tek istediğim ,benim hayatıma karışmamasıydı. Benim özgürlüğümü elimden almamsıydı.
Ama o bana ve benim kararlarıma saygı göstermeyip, beni istemediğim bir hayatın içine atıyordu. Buda yetmezmiş gibi birde bir devlet lisesine gönderiliyor dum. Her ne kadar farklı bir karaktere sahip olsamda ,okul ayrımları ,ve insan ayrımları yapamazdım . Çünkü bu dünyada acınacak insanlar' da vardı. Acınmicak insanlarda . İşte ben hep acınmicaklarına denk gelmiştim. ....Beni bu lanet düşüncelerimden alı koyan ,kapının çalma sesiydi. Bütün dikkatimi toplayıp, anlamsız ve duyguzça " GİR" komutunu verdim...
"Küçük bey. Babanız sizi aşağıda salonda bekliyor...!!!
" Tamam geliyorum.!!
Acaba o adamın gözünde bu hizmetçi kadar bir değerim varmıydı.
Oturduğum yerden kalkıp, aşağı inmek için odadan ayrıldım. Salona iner inmez kendimi hemen ,tekli koltuklardan bir tanesine attım..." Benimle ne konuşmak istiyorsun ??
Uçağın bir saat sonra kalkacak. Havaalanına indiğinde seni annen karşılicak. İki gün sonrada bu yeni okuluna devam edecek sin...
Bütün sert ve öfke dolu bakışlarımı karşımdaki bu adama gönderiyordum. Her zamanki gibi o pahalı takım elbisesi içinde sert ve otoriter ve koruyordu. Onun zaten tek işi buydu. Etrafa emir yağdırmak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT ÇOCUK
Teen FictionHayatın sadece eğlenceden ibaret olduğunu sanan bir genç. Onun hayatında yanlış diye bir tabir yoktur. Mutluluk kelimesi ile karşılaşmamış birisi olarak bunu etrafına belli etmez. Bazı insanlara yanlış ve hatalı gelen ,ona doğru ve gerçek geliyordu...