Birbirlerinden bambaşka ama bir o kadar da benzeyen beş kadın ve etraflarında dönen olayların hikayesi.
Hepimizin hikayesi...
Biraz kamyon arkası yazısı,
biraz sevgi,
biraz kin,
biraz yalan,
biraz hayal kırıklığı,
çokça umut
ve
daha nicele...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jorge işaretimi alıyor ve dans ederek müdürün masasına yaklaşıyoruz. Şşş... Sessiz olun yerin kulağı var. Sadece Jorge ile konuşurlarken ben işimi halledeceğim.
En güzel göründüğünü düşündüğüm gülümsemem dudaklarımda firar. Hedefe yaklaşıyoruz. Masada hedeften başka iki kişi daha var.
- Mösyö, bu kadar şık olmak ancak bir kadının kalbini çalmaya çalışırken işe yaramalıydı fakat siz, De Quar Holdingin kalbi olmuşsunuz...
Mösyö ne be? Yeniyor mu? Bu kelimeler ağzımdan çıkarken nahoş bir tat bıraktıkça dilimi çıkarıp silesim geliyor. Yine de adam fazlasıyla hak ediyor söylediklerimi. Otuzlarının sonunda gibi görünen, kirli sakalına tezat kazıttığı saçlarıyla serseri havası, tehlikeli bir tip olduğunu bağırıyor adeta.
- Madam, sizin gibi eşsiz güzellikteki, zarif bir hanımdan, böyle sözler duymak insanın göğsünü kabartıyor doğrusu..
Hah! Pabucumun mütevazisi. Sanki görmedik yüzündeki salak sırıtmayı.
- Salak sal... Yani şeyyy... Imm!
Uff! Hadi ama Joe, topla kendini! Adama 'salak salak sırıtma' mı diyecektin gerçekten?
- Siz, karımın kusuruna bakmayın. Ne kadar güzel olduğunu her daim söylememe rağmen, hala alışamadı, aldığı iltifatlara..
Off ama Jorge!? Böyle mi dikkatini çekeceksin adamın. ' Ah pardon! Sizi öldüreceğiz de, biraz bana bakar mısınız?' deseydin, çok daha anlamlı olurdu(!)
'Olumsuz Jorge' anlamında başımı sallayıp lavaboya yöneliyorum. Elimi yüzümü yıkayıp kendime geldiğimde, ilacı bir çeviklikle hazırlayıp, başım dik yürüyerek ilerliyorum yanlarına.
Hafif gülücükler yayıyorum etrafa. Hepsinin altında mide bulantıları gizli.
Masaya bir tüy kadar sesizce yaklaşırken, etrafımda bu tarafa bakan olup olmadığını kolaçan ediyorum. Sırtı bana dönük adam Jorge ile konuşurken, adamın arka çaprazında kalan bardağa atıyorum ilacı. Küçük ve sessiz köpükler çıkaran ilaca durulana kadar bakıp Jorge'nin yanına yürüyorum.
- Hayatım... Sanırım, mideme bir şey dokundu. Hastaneye gidebilir miyiz?
Jorge, bana olumlu yanıtı veremeden, sırıtmasıyla midemin daha fazla karışmasına sebep olan heriften gelen cümleler, adeta olduğumuz yere mıhlıyor bizi.
- Aaa... Neden bu kadar çabuk gidiyorsunuz ki Bay ve Bayan Meuri? Hımm... Yoksa Jorge Vincent ve Joanna Alexis mi demeliyim? ... Daha yudumlarımı izleyip, kalp krizi geçirdiğimi görecektiniz...
