Birbirlerinden bambaşka ama bir o kadar da benzeyen beş kadın ve etraflarında dönen olayların hikayesi.
Hepimizin hikayesi...
Biraz kamyon arkası yazısı,
biraz sevgi,
biraz kin,
biraz yalan,
biraz hayal kırıklığı,
çokça umut
ve
daha nicele...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kulaklarımda yıllar önce söylediğim cümleler uğulduyor:
" Asla! Asla seninle olmaz tamam mı!? Ne paran var ne de pulun. Bir de benim gibi bir kıza evlenme teklif ediyorsun. Ne cürretle ha? Ne cürretle!? Bana verebileceğin hiç bir şeyin yok senin. Çalışır kazanırım zırvalıklarını da bırak! ... Söyle... Söyle beni saraylarda yaşatabilir misin? Yapamazsın ki. Sen elimi sıcak sudan soğuk suya bile sokarsın. Kaldı ki saraylarda yaşatmak şöyle dursun. Sen benim için bir oyuncaktın hepsi bu. Şimdi git burdan Altemur! Git ve bir daha da dönme!
...
- Hah... Sarayların efendisiyle ne kadar mutlu olduğunu göstermek için mi koştun buraya?
Bunları canımı yakmak için söylüyordu, biliyorum. Haklı da.
Ne zaman gelip belimi kavradığını bilmediğim Uraz Tan ile benim aramda gidip gidip geliyor gözleri.
Ahh! Tabi ya! Uraz'ı benim kocam ya da sevgilim sanıyor!
- Hay, lanet! ...
dediğimde, kulağıma fısıldıyor Uraz Tan:
- Kim bu herif ? Ya da dur. Kim olduğunun önemi yok. Derhal gönder onu burdan! Eğer yanlış tek bir şey söylersen, işe önce onu öldürmekle başlarım.
Sessizce yutkunuyorum.
Boyun eğmekten başka ne gelir elimden?
- Kusura bakma. O kadar bile değerin yok gözümde. .. Sadece, buradan hemen git. Hava sahamı kirletiyorsun!
Kendimden tiksindiğimin farkındasınızdır umarım. Hiç söylemek istemediğim şeyler bunlar. Fakat onun iyiliği için böyle olmalı!
Bir insanı, çok önemsediğim bir insanı, her defasında nasıl böyle kırabilen biri oldum ben? Gözlerinde, göstermemek için çabaladığın o hayal kırıklığını anlayabilecek kadar biliyorum seni.
- İlk defa aynı düşünceleri paylaşıyoruz. Hayret! Seni burada göreceğimi bilsem, asla ama asla adımımı atmazdım zaten buraya! Var oluşundan bile iğreniyorum artık.
Hayır! Gitme! Dur!
Bunlar bağırmak istediğim kelimeler. Hepsini yutuyorum. Uraz Tan' ın öldürecekmiş gibi bakmasını umursamadan...
Merdivenlerden hışımla inen Altemur' un ardından bakarken, Uraz' ın gerçekten beni öldürmesini diliyorum ama o beni sürükleyerek binadan içeri sokuyor.
İçeri girdiğimizde deli gibi alkışlayıp gülüyor Uraz Tan.
- Bravoo! Bravooo!... Yeşilçam Filmlerini aratmayacak performans. Sahne muhteşem olduğu için bir daha çekemeyeceğiz. Bu yüzden aktörümüzün arkasından salya akıtmayı bırak!
