Tony zırhını giymediği zamanlarda da harika iş çıkarıyordu ve bunun farkındaydı. Karşısındaki adama yumruğunu geçirdiğinde karşılık almayı bekledi ama çelimsiz adam bunu bile yapamadan yere serildi. Bu Tony'yi güldürmüştü.
Bu adam gittikleri barda Steve'e hiç uygunsuz olmayan bir şekilde yaklaşmıştı. Steve lavaboya gittiğini söyleyerek kalktığında, Tony adamın çirkin yüzüne yumruğu geçirmişti. Steve'i buraya getirmek için çok çabalamıştı ve gecelerinin boka sarmasını istemiyordu.
Tony adama doğru konuştu. "Elinden gelenin hepsi bu mu, seni moruk sübyancı?"
Tony kafasının arka kısmında bir acı hissettikten sonra arkasına döndü. "Bu tür hamleler beni yavaşlatmaya bile yetmez."
Karşısındaki adamlara karşı tek başına dövüşmeye çalışıyordu ve açıkçası yorulmuştu. Tony bu adamlardan çoğunun zevkine kavga ettiğine bahse girebilirdi.
Tuvaletten çıkan Steve'i gören Tony, ondan saklanarak adamların arkasından geçti ve kendini geniş bahçeye attı. Birkaç yiyişen çift durup Tony'ye bakınca o, elini havada savurup "Siz keyfinize bakın." diye söylendi.
Kapıdan görünen Steve koşarak Tony'nin yanına geldi. "Bensiz beş dakika bile beladan uzak duramıyorsun değil mi Tony?"
Steve onun kavga ettiğini anlamıştı. Yüzünde ezikler vardı ve dudağının kenarı kanamıştı. Tony derin bir nefes alarak konuştu.
"Birilerinin sana sulanması hoşuma gitmiyor Rogers."
Steve gülümsedi. Tony'nin onu kıskanması fazlaca hoşuna gidiyordu. "Hadi gidelim artık. En başından buraya gelmenin saçma bir fikir olduğunu söylemiştim."
Tony'nin gecenin geç saatleri için daha aksiyonlu planları vardı ama eski kafalı partneri bunların gereksiz olduğunu düşünüyordu.
Beraber arabaya doğru yürüdüler. Tony'nin aklı Peter'daydı. Son zamanlarda çok halsizdi ve bütün gün odasından çıkmıyordu. Bu Tony ve Steve'i endişelendiriyordu. İkiside ona çok değer veriyordu.
Eve vardıklarında hala atışıyorlardı. Bu ilişkilerinin en sıradan olayıydı. Steve kapıyı açtığında gördüğü şey karşısında gözleri şaşkınlıkla açıldı. Peter ve Wade öpüşüyordu.
Tony sinirli bir şekilde içeri adım attığında Wade "Hasiktir." diye fısıldadı. Arkadan Steve'in sesi duyuldu. "Hey, diline dikkat et!"
Tony, Wade'i boynundan kavrayıp duvara yasladı. Gözlerinden ateş çıkacağını düşündü Wade.
"Sana kaç kere oğlumun yanına yaklaşmamanı söyledim?" Tony dişlerinin arasından konuşmuştu.
Peter, babasının kolundan çekeleyip onu bırakması için yalvarıyordu. Ama Tony'nin gözü kararmıştı. Wade istese Tony'yi alt edebilirdi ama bu saygısızlığı yapmak istemedi.
Steve "Yeter Tony, onu rahat bırak." dediğinde Tony elini gevşetti ve Wade kollarından kurtulup boğazını ovaladı. "Siktir, cidden güçlüymüşsün babalık."
Tony ona bir hamle daha yapmak için hareketlendiğinde, Peter babasının kolunu tutarak buna engel oldu. Peter'ın onlara söylemek istediği bir çift lafı vardı ve şu an zamanı geldiğini düşünüyordu.
"Baba ben Wade'i seviyorum. İkinizin arasında birşey olabiliyorsa bizim aramızda neden olmasın? Siz bana her zaman bunu öğrettiniz ve şimdi uygulamama izin vermiyorsunuz. Söyler misin baba amacınız ne? Ondan vazgeçmemi istiyorsanız bunu asla yapmayacağımı bilin."
Peter bunları söylediği için tüm vücudunu rahatlamaktan kaynaklı bir ferahlık kaplamıştı. Babalarının tepkisinden çekinsede sonunda söylemiş olmak iyi hissettiriyordu.
Wade ise gururluydu. Sevdiği çocuk tam bir efsaneydi, tıpkı poposu gibi. Kendini tutamadan bir ıslık öttürdü ve "Vay be!" diye fısıldadı.
Tony buna göz devirirken, Peter ona uyarır bakışlar atmıştı. Tony Peter'a yaklaşıp elini omzuna yerleştirdi.
"Peter, haklısın ama Wade kötü biri."
Peter, babasının elini hızla ittirerek başını iki yana salladı. "Onu tanımadan nasıl bu yargıda bulunabiliyorsun baba? Cidden sizi anlamakta güçlük çekiyorum." diyerek Wade'e döndü.
Peter oldukça soğuk bir sesle "Hadi Wade, gidelim burdan." dedi. Wade bunu yapmak istemiyordu. Küçük orümceğini çok sevsede onu ailesinden ayırmayı asla istemiyordu.
Wade, Peter'ın minik elini kendi eline aldı. "Üzgünüm Petey, bunu yapamam." dedikten sonra avcundaki ele, pürüzlü dudaklarıyla bir öpücük kondurdu. "Anla beni, senin için."
Peter, onun böyle ciddi ve sakin konuşmasına alışık olmadığı için şaşırdı. Wade kapıdan çıkarken, Peter sevdiği adamın gidişini izledi.
Peter, onu geri getirmek için bir hamle yapmak istedi. Ama Wade birşeye karar verdiyse onu bundan alı koymanın imkansız olduğunu biliyordu.
Peter dolan gözleriyle aile bireylerine nefret dolu bir bakış attıktan sonra kapıyı çarparak odasına girdi. Wade'in onu bırakmayacağından şüphesi yoktu. Ama artık gizli iş çevirmek istemiyordu. Onu özgürce öpmek, elini tutmak istiyordu.
Steve ve Tony bir anda gelişen olaylar karşısında şaşkınlık içinde kalmışlardı. Steve, Peter'a hak veriyordu.
"O haklı Tony. Bir ilişki yaşamasına engel olmamalıyız."
Tony sinirle sarışın adama yaklaştı ve bağırarak konuştu. "O serserinin oğlumu düzmesine izin mi vermeliyim Steve? Bunu mu savunuyorsun?"
Steve'de olması gerekenden gergindi. Ayağa kalktığında Tony'le yüzlerini yakınlaştırdı ve fısıldar gibi konuştu. Tony, onun böyle konuşmasını yasaklamıştı. Çünkü fazla seksi oluyordu.
"Saçmalama Tony! O benimde oğlum ve bence Wade için çok fazla ön yargılı davranıyorsun. Onlara bir şans ver."
Tony, Steve'in dudaklarına baktıktan sonra "Peki." diye mırıldandı. Bu sıradan bir 'peki' değildi. Steve'e hak vermişti ve Wade hakkında bir daha düşünecekti. Onu takip etmek gibi bir planı vardı.
Tony, en sonunda dayanamayarak karşısındaki adamla dudaklarını birleştirdi. Sıcak nefesleri birbirine karışırken mutfağa doğru ilerleyen Peter "İğrençsiniz!" diye bağırmayı ihmal etmedi.
Tony ve Steve birbirlerinden ayrıldıktan sonra Tony, Peter'ın yanına gitti.
"Pete, dostum. Wade'e öyle sert çıktığım için üzgünüm. Sadece seni düşünüyordum ve sanırım kendimi fazla kaptırdım. İlişkinize karışmak istemiyorum. O seni mutlu ediyorsa benim için problem yok. İyi miyiz?"
Peter yüzündeki gülümsemeyle elinde tuttuğu bardağı mermere bırakıp babasına sevgi dolu bir kucak verdi. Onları kapı pervazına sırtını dayayıp, gülümseyerek izleyen bir Steve vardı.
Peter babasının kollarından ayrıldıktan sonra "Sizi seviyorum." diye fısıldadı. Peter birkaç saniye önce nefret dolu olmasına rağmen, o hislerin geçici olduğunu zaten biliyordu.
Bu ailede kavga asla eksik olmazdı. Ama birbirlerine olan sevgileri her daim daha ağır basardı.
🌿🍃🌿🍃🌿🍃🌿🍃🌿
Okuyan varsa kendini belli etsin lan. Bir kişi bile bölüm istese yazmaya devam edeceğim. Ama lütfen yorum ve vote unutmayın. Her türlü eleştiriye açığım.
Btw daha önce hiç super family hikayesi okumadım. Eğer yazan biri varsa ve onun kurgusuna yakın birşey yazıyorsam bana haber verin, silerim.
Lots of love, see ya xxx♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Super Family
FanfictionBir aile düşünün. Her bireyinin efsane güçlü ve korkusuz olduğunu. Hikayede Stony ve Spideypool konuları hakim olacak...