Onlar Sadece Kukla

29 4 4
                                    

Kapıya doğru tedirgin adımlarla ilerliyorum. Yaşanan o kadar olay doğal olarak bizi bayağı bir gerdi. Tak, tak, tak... Kapı deliğinden bakıyorum. Bu postacı mı? Kolu hızlıca çevirip kapıyı yarım açıyorum. "Buyrun?" "Bay Lee?" Kapıyı tamamen açıyorum. "Evet benim." Çocuğun elindeki kutuyu süzüyorum. Kutuyu bana doğru uzatıyor. "Bu size gelmiş efendim." Kutuyu elime verdikten sonra "Şurayı imzalamanız yeterli olur." Diyor elindeki belgeyi göstererek. Dediği şeyleri yapıp kapıyı kapatıyorum. "Yukki, kim geldi?" Hızlı adımlarla Shizuko'nun yanına gidiyorum. "Postacıymış. Bana bir kutu gelmiş. Sanırım beni çok seven, biricik(!) akrabalarımdan." Shizuko'nun konuşmasına izin vermeden kutuyu açmaya başlıyorum. İkimiz de merakla kutunun içinden ne çıkacağını bekliyoruz. Bütün bantlardan ve poşetlerden kurtulduktan sonra Shizuko'ya dönüp "Hazır mısın, açıyorum bak?" Tek kaşını kaldırıp "Sanki beni de ilgilendiriyormuş gibi konuştun." Sinsice Shizuko'yu süzüyorum. "Bilemem. Belki de ilgilendiriyordur." Ardından hafif bir kahkaha ile konuşmamızı sonlandırıyorum. Ve kutunun kapağını yavaşça açıyorum.

Kutudan çıkan şeyler, bir parmak kukla -hayvanı andırıyor gibi- , gri bir bez parçası ve not. "Ne kadar acayip akrabaların var Yukki. Demek ki yalnız değilmişim." Gülümsemesini saklamaya çalışsa da beceremiyor. "Böyle bir şeyi gönderebilecek bir akrabam yok açıkçası. Kaç yıldır aramayan insanlar, şimdi saçma bir oyuncakla beni anacaklarını sanmıyorum." Meraklı gözlerle kutuyu incelerken notu elimden kapıp "Ben okuyabilir miyim? Şuan acayip merak ettim." Diyor. Evet anlamında başımı sallıyorum. "Pekala. Okuyorum."

"Onlar sadece kukla.
Görmeme yardımcı,
Ben içinizdeki boşluk,
Ben içinizdeki karanlık,
Ben, senim. "

İkimiz de şaşkınca birbirimize bakıyoruz. "Tanrı aşkına Yukki! Ne tür bir şaka bu? Yukki, kendine gel. YUKKİ!" Shizuko'nun bağırmasıyla başımı sağa sola sallıyorum. "Bunun ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok Shizuko ve ben bunun bir şaka olduğunu zannetmiyorum." Gözleri doluyor ama ağlamamak için kendini bayağı bir sıkıyor. "Sence de, onlarla ilgili olabi-"

Tak
Tak

"Yukki..." yerinden bile kıpırdamıyor. Sanırım ağlayacak ve ben de. "Yukki... İki adım daha yakın." "Kim yakın Shizuko? O şeylerin tamamen hayal ürünü olduğunu sanmıştım. O şeyleri... O şeyleri unutmaya çalışmıştım." Yanıma yaklaşıyor ve kolunu koluma geçiriyor. "Beni iyi dinle. Ben kendimi bildim bileli bu lanet olası şeylerle yaşıyorum. Sanki kuyrukları belime bağlıymış da bir türlü çözülemiyorlarmış gibi geliyor. Anahtarların yanında değil mi? Ev, araba..." Başımla onaylıyorum. "Pekala, üç dediğimde koşarak buradan dışarı çıkacağız. Anahtarını eline al." Hızlıca cebimden anahtarı çıkarıyorum. "Bir,iki... Üç! KOŞ." İkimiz de var gücümüzle kapıya doğru koşuyoruz. Anahtarı seri hareketlerle kilidin içine sokuyorum fakat kilit bir türlü dönmüyor. "Shizuko açılmıyor." "NE DEMEK AÇILMIYOR. ÇEKİL!" Shizuko anahtarı sağa sola doğru çevirmeye çalışıyor fakat nafile. "Kapının kilidi değişmiş." Shizuko kapının yanına çöküp söyleniyor. "İşte şimdi boku yedik."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 06, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gözlerini SaklaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin