BÖLÜM 5

445 39 16
                                    

Ömer bir adet sorusunu daha bana yöneltiyor.

"Babandan da mı haber yok?"

Hayır şeklinde kafamı sağa sola sallıyorum. Biraz üzülüyo bu halime ama belli etmiyo. Ki ben anlıyorum.

"Cık"

-Ender (ömerin annesi)

Birazdaha ömer ile alinin konuşmalarını dinliyorum. Ömerin aliye yönelttiği iç acısı soruları, alinin verdiği cevaplar. Son sorusundan sonra daha fazla dinleyemeceğimi anladığımda arkamda duran selimin dolan gözlerimle ve çektiğim burnumla yanindan geçip tezgahta duran marulları elimle koparmaya başlıyorum.

"Acı hikeye"

Selim tekrar yanıma geliyor ve yine bu ali denen çocuğu bana övüyor. Ben ise parmaklarimla dolan gözlerimi selime belli etmeden silemeye çalışıyorum.

"İşte bu yüzden onu buraya getirdim."

Yüzüne bakmadan elimdeki marulları daha hızlı kopartıyorum. O hala beni ikna etme çabalarına devam ediyor.

"Çocuk çamurla çok oynamış, üstü başı kirlenmiş ama ruhu hala temiz."

Dedikleri ister istemez canımı yakıyo. Selime inanmak istiyorum. Ama o ali denen çocuğa hala güvenemiyorum.

"Bilemiyorum"

Derin nefes alıp cümlesine devam ediyor. Bi yandan ağlamamak için kendimi zor tutuyor burnumu çekmemek icin çaba sarfediyorum. Tabiki başarısız oluyorum.

" O çocuğu iyi tanıyorum,aynaya bakar gibi hemde."

Dedikleri okadar içime işliyor ki bi zerrede olsun ona karşı içim yumşuyor. Daha fazla durduramadığım göz yaşımı akıtıyorum ve elimin tersiyle siliyorum.

"Peki"

Selim arkama geçip kollarını belime sarıyor ve omuzuma ufak bir opucuk konduruyor. Selime yüzümü dönüyorum ve konuşmama devam ediyorum.

"Ama bir hatasını gördüğüm zaman tartışmasız benim dediğim olur, bu evden gider"

Itiraz etmeden dediklerimi onaylıyor. Hala aliye neden bu kadar , nasıl böyle güvendiğini anlamıyorum. Ama şuan sadece en ufak hatasını kolluyorum. En ufak hatasını...

-Ali-

Ender hanım, mert, serez abi ve ben oturmuş ender hanımın yaptığı makarnadan yiyyoruz. Ben okadar acıkmışım kı kimseyi aldırmadan hızlı hızlı makarnamı kaşıklıyorum.

"Biraz daha alırmısın ali?"

Ender hanımın sorduğu soruya ağzım dolu bir şekilde olumlu cevap verip tabağımı uzatıyorum. Tabağıma birkac kaşık daha makatna koyup tekrar bana uzatıyor.

"Elinize sağlık çok güzel olmuş"

Dediğim cümle selim abiyi şaşırtmış olacak ki " tabi tabi" bakışı atıyor bana. Ömer ise ender hanıma uyuzluk olması için hemen söze atılıyor.

"Anneme yaranmak için yemek zorunda değilsin."

Tabağımdan kafamı kaldırıp merte cevabını veriyorum.

"Hayır, aç olduğum için yiyiyorum."

Ender hanım ve selim abi bana acımış bakışı atarken ömer ise ortamın havasını değiştirmek için saçma salak konuşuyor.

"Yani şimdi patates kızartması köfte olsa fena olmazdı ama tabiki suzan abla yapacak."

Ender hanımın bu sefer yüz hatları geriliyor ve ömere ciddi bakışlarını yolluyor.

Tozlu Yollar +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin