BÖLÜM 7

474 43 25
                                    

Önemli duyuru: Artık ömerin gemisinin adı kelebek değil kızıldır!

"Selin!"

Selin hemen ellerini omuzumdan çekerek arkadan gelen sesin sahibi doruk beye dönüyor. Galiba herzaman ki gibi kavga çıkacak. Zaten bu heriften hiç azetmiyorum. Ama o resmen gel beni döv diyor.

"Senin ne işin var lan burda bununla"

Bide bağırıyor kıza. Sizce ne yapmalıyım. Direk üzerine atlasam nasıl olur?

"Bağırma lan kıza!"

Dediklerimi duymamazlıktan gelip konuşuyor.

"Seni tanımasam burafaki adamlara sürtüklük yapıyosun dicem."

Ben tam ağzının payını verecekken selin doruğun suratına bir tokat indiriyor. Doruk seline elini kaldırdığı an yumruğumu suratına savuruyorum.

"Lan. şerefsiz .ben . durdurmasam. kıza. vuracakmıydın .lan. he. şimdi .o. elini .senin. götüne. sokayım .mı?"

Her kelimemde yüzüne bir yumruk geçirirken selinin ağladığını ve doruğun suratının kandan görülmediğini görünce üzerinden kalkıp selinin yanına gidiyorum. Sımsıkı sarılıyorum ona, saçını okşuyorum elimle.

"Sana söylemem gereken bişey var selin."

Selin kollarımdan ayrılrak yüzüme bakıyor.

"Seni dinliyorum."

Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama eğer söylemezssem daha kötü olacağınıda biliyorum.

"Doruk seni aldatıyo selin"

Söylediklerim üzerine sanki hiç üzülmemiş gibi konuşmasına devam ediyor.

"Onu zaten sevmiyorum. Ama beni kiminle aldattiğini merak ediyorum."

Bunu ona nasıl söylerim. Senin arkadaşınla boynuzluyo nasıl derim. Ama bilmeye hakkı var.

"Nihal , seni nihalle aldatıyo"

Nihal hemen yanımızı geliyor ve seline açıklama yapmaya çalışıyor fakat selin hiç birini dinlemeyip villadan çıkıyor herkesi öylece arkasında bırakıyor beni de dahil.

-Defne-

Ömer beni sahile getirmişti. Ne olduğunu açıkçası merak etmeye başlamıştım.
"Ya Ömer, ne kadar kaldı?"

"Geldik."

Bir teknenin önünde durdu. Eli ile onu gösteriyordu. Eli ise tir tir titriyordu. Bu kadar heyecanlandırıyor muydum yani onu? Tekneyi incelerken üstünde Defne yazdığını gördüm. Güldüm istemsizce. Ardından tekneye bindim.

Tekne iki katlıydı. Çok güzeldi. Tam ortada bir masa vardı. Üstü mumlar ve güllerle süslenmişti. Yerlerde güller vardı. Çok güzel bir hediyeydi bu. Ömer gelip sandalyemi çekti ve tam karşıma oturdu. Ben ise etrafı inceliyordum.

"Beğendin mi?"

Heyecandan titreyen ve çocuk gibi çıkan sesine karşın güldüm. Gerçekten çocuk gibiydi.

"Çok güzel olmuş."

Gülümsedi. Ben mi kördür Allah aşkına? Bu çocuk çok tatlı mı gülüyordu?

"Buyrun matmazel. Yemeğinizi başlayın isterseniz."

Ve çok nazikti. Biz bu çocuğu neden dışlıyorduk? Yemeğimi yemeye başladım. Çok enfesti.

"Kim yaptıysa çok güzel yapmış yemeği."

Ömer gülüp tek elini kaldırdı.

"Ben yaptım."

Ağzım açık ona bakıyordum şuan. Gerçekten o yapmış olabilir miydi?

"Ciddi misin?"

"Çok ciddiyim."

"Çok harika olmuş."

Eklerini çetesinin altına yasladı ve bana bakmaya başladı. Ben ise aklıma ilk gelen soruyu sordum.

"Neden bu teknenin adı kızıl?"

Bir anda gülen yüzü soldu ve panikledi.

"Şey ya şeyden dolayı adını şey koydum. Ondan şey oldu."

Şuan o kadar gülesim gelmişti ki. Bir anda bastım kahkahayı.

"Ya rezil ettim kendimi dimi?"

Elleri ile suratını kapattı. Dudaklarımı birine bastırdım ve ellerine uzandım.

"Ya olur öyle. Özür dilerim güldüğüm için. Ama çok tatlıydın."

Ellerini bir anda yüzünden çekti.

"Ne dedin sen?"

"Ne dedim ben?"

"Tatlı mı dedin bana?"

Galiba kızarma sırası bendeydi.

"Evet."

Güldü ve konuşmaya başladı.

"Nasıl söylerim bilmiyorum. Bu teknenin adı Kızıl çünkü ben.. Ben seni seviyorum Defne. Bir gün seninle bu tekne ile seyahate çıkacağımız planladım biliyor musun? Sadece ikimiz. Çok güzel değil mi?"

Bir insanın hayallerinin içinde yer almak çok büyük bir yüktü.

"Peki soruyorum matmazel. Benim ile hayallerimi gerçekleştirmeye var mısın?"

-Selin-

Ali de dahil herkesi arkamda bırakıyorum. Kardeşim olan mirayıda yanıma alıp arabama biniyorum. Eve geldiğimde üzerimdekileri çıkarıyorum. Makyaj temizleme mendillerimi alıp yüzümü siliyorum. Kendimi hemen duşa atıyorum.

-Miray-

Ablam partiden ayrılırken benide yanına alıyor ve eve getiriyor. O odasına çıkıyor fakat ben olanları hemen anneme anlatmak için yanına gidiyorum.

Annemin bahçede oturduğunu farkedip hemen aşağıya iniyorum.

"Selam" diyorum üzgün sesimle.

"Kızım hayret bugün erkencisiniz"

"Ablam yine sorun çıkardı eve gelmek zorunda kaldık"

"Anlat bakalım sen şu olayı bi" diyor bana odaklanarak.

"Ablam selim abilerin evindeki şu varoş çocukla dans ediyodu. Sonra doruk geldi bunları gördü. Sonra varoş çocuk kavga etti dorukla. Doruk ablamı aldatıyomuş nihalle işte öyle."

"Ne! Aldatıyomuymuş?"

"Neyse annecim ben gidiyorum." Diyorum yanağını öptükten sonra.

-Sude- ( selin ve mirayın annesi)

Hemen telefonumu çıkartıp gerekli kişiyi arıyorum.

"Ne yaptığını sanıyosun sen! Selin o çocukla sevgili olursa olacakları farkında mısın sen? Ben sana bunun için mi para ödüyorum. Selini birdaha yanından ayırmicaksın. Onu o çocukla görmicem okadar. Sende davranışlaruna dikkat senin yüzünden yanıcaz!"

Yarın görüşmek üzere!

-DilSin-💙

Tozlu Yollar +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin