Bölüm 7

32 5 1
                                    

Tolgayla arkadaş gibiyiz bana genelde sevgilisiyle yaşadığı güzel olayları canı sıkkınken neye moralinin bozuk olduğunu anlatır bende onu dinlerim. O sevgilisiyle mutlulugunu anlatırken bende içten içe karşısında adeta bir mum gibi eriyip bitiyorum ama anlamasın diye gülüp onun mutluluğuna ortak oluyorum.
Yine bir okul günü yanıma geldi ve bana üzgün bi şekilde sıkıca sarıldı ve kulağıma yavaşça fısıldadı
-Beni bu hayatta bir sen bırakmadın biliyor musun?
-Nasıl yani iyi misin Tolga ?
-Hiç iyi değilim Zeynep omzunda utanmasam saatlerce ağlayabilirim.
-Bunu gerçekten yaptığın zaman yüzünde tebessüm görebileceksem sadece ikimizin olduğu biyere gidelim ve omzumda saatlerce ağla ama karşımda böyle iki büklüm durma
-Tamam herzaman gittiğimiz harabeye gidelim o zaman bu saatte kimse yoktur demi
-hayır yoktur hadi gidelim oyleyse çıkıp sınıftan çantamı alıp geliyorum beni bekle burda
-Tamam bekliyorum
Yukarı çıkmak için merdivenlere doğru yöneldiğimde boğazımda adeta bir yumru oluştu yutkunamıyor nefes alamıyordum Tolgayı böyle görmek moralimi bozuyor onu üzen kimse gidip ağzını yüzünü kırmak istiyorum o güzel gözleri ağlatacak kişiliksiz kim acaba yoksa yoksa sevgilisinden mi ayrıldı o mu onu bu kadar üzen bu düşünce beni mutlu ediyordu aslında ama bi o kadar da Tolga üzülüyordu o üzülürken ben onun üzüntüsüyle mutlu olmaya çalışıyordum hemen bu düşünceyi aklımdan sildim ve hızlı bi şekilde sınıfa gittim çantamı hızlı bi şekilde sıramdan alıp kapıya yöneldim Cansunun arkamdan Nereye kızım demesini duydum işim var diyip fazla açıklama yapmaya gerek duymadan kendimi sınıfın dışına attım. Hızlı bi sekilde merdivenleri üçer beşer inerek Tolganın yanına vardım. Sonra hadi gidelim diyerek omzuna samimice dokunarak yürümeye başladım bu sıcak tavrıma onun yüzündeki ufacık bi tebessüm karşılık verdi.
Gideceğimiz yer okulun aşağı yukarı 500 mt. İlersinde harabe bir okuldu. Hava biraz serindi tüylerimin diken diken olduğu bariz ortadaydı yanımdan gelen Tolganın etkileyici sesiyle ona doğru yöneldim
-Üşüdünmü sen?
-Yoo üşümedim
-Sence burdan inanıyo gibi mi gözüküyorum canım
(Nee canım mı? Canım diyen diline kurban olsun senin Zeynep)
-Yoo gözükmüyorsun canım
-O zaman giy şu hırkayı canımı sıkma
Çıkarıp hırkasını bana doğru uzattı hırkasını çıkarmasıyla kaslı üçgen vücudu karşımda kocaman bir duvar gibi kaldı bu görüntü nefesimi kontrol etmemde bana sıkıntı veriyordu içimden kendi kendime sakin ol Zeynep diyerek 3 defa tekrarladım ve Tolganın sesiyle irkildim
-Zeynep alsana artık şu hırkayı usuteceksin
Hırkayı elinden almamla üstüme gelişi güzel geçirdim Tolga bana doğru döndü ve önünü niye kapatmıyorsun diyerek fermuarı boğazıma kadar çekti ve
-İste şimdi üşümezsin
-Ya şimdi boğulacagım az kaldı.
-Hiç bişey olmaz o fermuarı oraya kadar cekilsin diye yaptılarsa insanlar üşümesin diye yapmışlar boğmak için değil
-Tamam ya tamam niye kızıyorsun ki
Nihayet harabeye gelmiştik harabe ciddi şekilde yanmış ve içerdeki içki şişeleri ile de adeta bize
"BURDA fazla durursanız başınıza bela gelir " mesajı veriyordu. Kenara çekilmiş bi banka oturup rahat bir nefes aldım ve Tolgayı dinlediğimi belli edercesine göz kontağına geçtim sessizce bana bakarak fısıldadı "etrafına bak görüyor müsün?"
Neyi görmem gerektiğini anlamamıştım "neyi" dedim usulca " karanlığı diyorum yıkık yanan kocaman bir bina iken burası ne kadarda müthişti şimdi ise sadece bir harabeden ibaret"
Ne dediğini anlayamıyordum konumuzun bununla ne ilgisi vardı şimdi yani?
-Konumuz bu yerin harabe olması mı?
-Hayır benim gönlümün harabe olması
Dedi ve sessiz sessiz ağlayarak yanaklarından sicim gibi incecik dökülen yaşlar boynuna doğru usul usul iniyordu.
Ağzından iki kelime cıktı
"ZEYNEP BEN SENİ SEVİYORUM "

Bana bakarak agzımdan biseyler cıkmasını bekliyordu sesiyle irkildim
-ee zeynep sen ne dusunuyorsun bu konuda dedi. ve konuşmaya başladım
-Tolga ben ne diyeceğimi bilmiyorum bana biraz düşünmek için zaman ver üstümdeki şoku atlatmam gerek olur mu?
-Olur heyecanla cevabını bekleyecegim ve bunun için seni bol bol rahatsız edeceğim emin olabilirsin
-rahatsızlık senden gelsin yeterki
Dedim ve hafifce gülümsedim artık onun yanında kendimi rahat hissedemiyordum olan biteni bir an önce Cansuya anlatmam gerekti kalkmak istediğimi nazik bi sekilde tolga'ya söyledim beni yurda bırakmak istedi olur dedim ve beni yurdun kapısına kadar getirdi yolda da bana birazcık daha hislerinin nasıl ne zaman başladığından bahsetti meğer çocuk beni 9. Sınıfın başından beri seviyormuş ama ters tepki veririm diye korktugu için birşey söylemiyormus en sonunda artık saklamak istemediğini düşünmüş ve herşeyi göze alarak benle konuşmaya karar vermis yurdun kapısına geldiğimizde gözlerimin icine baktı tebessum etti ve cevabını dört gözle bekliyorum diyerek yanımdan yuruyerek uzaklaştı.

Yurda koştura koştura girdim ve odama gitmek için merdivenleri ikişer üçer hızlı bi şekilde çıkarak kendimi odaya attım Cansu odada yoktu odadan çıktım ve yurdun içinde Cansuyu aramaya başladım bulamadım sonunda kızlara Cansuyu gördünüz mu diye sormaya başladım ama kimse bilmiyordu yemekhane yemek saatleri dışında çok sakin biyerdir kafa dinlemeye genelde cansuyla oraya ineriz yemekhaneye indiğimde Cansuyu ağlarken buldum meraklı bi şekilde hızlıca yanına gittim ona sıkıca sarıldım ve ne olduğunu sordum okuldan çıkarken sıkıştırmış bi kaç kız neymiş kızlardan birinin sevgilisi Cansuya bakmış suç sanki Cansudaymıs gibi cansuyu dövmeye gelmişler biraz hırpalamıslar yapamamıs hiç birsey ve ağlaya ağlaya yurda dönmüş anlatınca kendimi çok suçlu hissettim niye yalnız bıraktım ki arkadaşımı niye bırakıp gittim sanki halbuki cansuya benim yanımda kimse hiç bir şey diyemezdi tek buldular tabi şimdi kızı cansuya dönerek konuşmaya başladım -kim bu kızlar tanıyozmu
-mügeler işte mert bana bakmış ben farkında bile değildim zaten kavga etmeye yer arıyorlar bahaneleri oldu sen beni neden yalnız bırakıp gittin ki hemde hiç birşey soymedin bile merak ettim seni yok yazıldın yine gitti yarım gün bu gidişle sınıfta kalacaksın biliyosun bu sene son şansın bu senede sınıfta kalırsan okuldan atarlar
-atarlarsa atsınlar zaten zar zor gidiyoruz onlarında uğraşmaya niyeti yok Cansu
-oyle deme anlat hadi nerdeydin kızım çatlama insanı
-Tolgaylaydım
-Ne?? Nasıl yani? Neden ki?
-Şimdi sıkı dur

YetimhaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin