Bölüm 10

32 4 3
                                    

Duvardaki saate gözüm ilişti yurttakilerin kalkma saati gelmişti bir kaç dakika sonra ayak sesleri merdivenlerden duyulmaya başladı kalabalık bir yurt olduğu için yemeğe ne kadar hızlı inersen senin avantajındır sırada öne geçersen yemeğini daha hızlı yersin ve saçını başını güzel yapmak için daha çok zamanın olur daha sonra bende yemeği almak için sıradaki kızlara aldırıs etmeden en ön sıraya girdim geçtim kabadayı bir yapım olduğu için kimse ses çıkarmadı sabahın köründe bende kimseyle dalaşacak kafada değildim doğrusu yemeğe oturup bir kaç lokma bişey yedim Cansuyu sırada göremiyordum oturan kızların arasında da halbuki genelde herkesten once uyanırdı
kahvaltımı yapıp tabuldotu bulasıkhanenin camına bıraktıktan sonra odaya gitmek için yürümeye başladım. Odaya çıktığımda cansu hala yatağında yatıyordu cansunun bu saate kadar uyuması hiç normal değildi okula da geç kalacaktık. Cansunun yanına gidip yanağına bir öpücük kondurdum o da ne cansunun yanakları alev alev yanıyordu. Vücut sıcaklığı her zamankinden çok daha yüksekti üstündeki battaniyeyi cekip aldığımda ise kıyafetlerinin fazlasıyla ıslak olduğunu farkettim hemen cansuyu kaldırıp üstündekilerini çıkarmaya başladım ben çıkarmaya çalıştıkça o üşüyorum diye direniyordu. Üstündeki kıyafetlerden kurtulup hemen yeni çamaşırlarını rastgele geçirdim ve görevliye haber verdim banyonun anahtarını alıp kapısını actım ve görevlinin yardımıyla cansuyu banyoya tasıdım şofbeni açıp en düşük ısıya ayarladım ve cansunun ustundekileri cıkarıp suyun altına soktum fazlasıyla üşümüştu ama vücut ısısının normale dönmesi için bunu yapmam gerekiyordu banyodan cıkarıp hemen havluyla üstünü kuruladım ve kolundan tutarak odaya geri götürdüm saclarını taradıktan sonra yerine yatırdım ateşi düşmek bilmiyordu müdüre hanıma söylemek istedim fakat basit bi soğuk algınlığı deyip hiç ilgilenmeyecegini biliyordum açıkçası gitmenin bi anlamı yoktu yemekhaneye gidip cansuya sıcak bişeyler yapmak için odadan çıkıp aşağı indim aşçı anneye durumu izah ettiğim zaman bana hemen sıcak bir adaçayı yaptı ve geçmiş olsun dileklerini iletti yukarı çıkıp cansuya adaçayını zarla zorla içirdim ve odayı havalandırmak için perdeleri ve camları açtım saate baktım saat 9 buçuk olmuştu bugün okula gidemeyecektim çünku En yakın arkadaşımı bu halde makus kaderiyle baş başa bırakıp okulu dusunemezdim. Aslında bildiğiniz gibi okulla pek ilgim yoktur ama bugun benim için sıradan bir okul günü olmayacaktı bugün tolgayla konuşacaktım belki hayatımın aşkını sonsuza kadar yanı başıma alacaktım belki de sonsuza kadar hayatımdan yok edecektim. Ama kendi menfaatlerimi bırakıp arkadaşımla ilgilenmem gerekiyordu dalgın dalgın bişeyler yapmaya çalışırken cansunun sesiyle irkildim bana neden bu kadar dalgın olduğumu sordu bende günün anlam ve önemini kısaca özet geçtim. Yerinde doğruldu ve bakk ben çok iyiyim iyileştim hadii okula gidip konus onunla belkide bugun senin en mutlu günün olacak dedi ben onu bırakıp gitmek istemiyordum ama biraz fazla ısrar edince elim mahkum kalkıp hazırlanmaya başladım arkadaşımı bu halde bırakmak biraz kafama takılsada bir o kadar da heyecanlıydım okul kıyafetlerimi giydim ve güzel sirin buklelerimi açık bırakıp yukardan bir tel tokayla önlerini tutturdum biraz pudra rimel sürüp ve parlatıcımı da surdukten sonra artık hazırdım diğer günlerden farklı olarak bugün daha bir ozenliydim cansuyu öpüp odadan ayrıldım kendinden emin cesur adımlarla yurdun kolidorunda köşeyi donüyordum ki karşımdan gelen bir gerizekalıya çarpmam bir oldu çarpmanın etkisiyle kendimi yerde buldum fena bîr carpısmaydı o sırada dudağımı kızın biyerine vurmusum dudağımdaki acıyla elimi dudağıma götürmem bir oldu elimi dudağımdan çektiğimde ise korkunç gerçekler ve fobilerimle karsı karsıya kaldım ne Yazıkki kandan çok korkuyorum ve görünce bayılıyorum gözlerim devrilmeye başladı sonrasını merak mu ediyorsunuz benim okul işi çöp!

YetimhaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin