Bölüm ithafı: Black-Spirit
İthaf isteyen özelden veya bölüm sonuna yorum atması yeterlidir.
***Etrafımdaki insanların uğultularından kulaklarım ağırsa da takılmadan yürümeye çalışıyordum. Fazlasıyla enerjim gitmişti. Sıcak bir duş, ardından da çalışmam gerekiyordu. Fakat bugün çalışamayacaktım. Batu denilen çocuk hakkında bilgi toplayıp, onu ikna etmeye koyulmam lazımdı.
Düşününce şimdi, çok zahmetli bir iş.
Ben yola devam ederken, ara sokaktan bir kol çıkıp beni köşeye itti.
''Ne oluyor lan?'' şaşkınlığımı dindirmeye çalışırken beni itenin kim olduğunu idrak etmeye çalışıyordum. Evet, evet. Tahminleriniz doğru. Bizzat kendisi, Batu.
''Aa şey, sanırım biraz gücü fazla kaçırdım. İyi misin?''
Sözü üzerine bana elini doğrulttu. Yüzüne bakıp daha sonra elini sıkmayarak kalktım. ''S-sen hangi ara buraya geldin? Ayrıca insan gibi seslensen olmaz mı?'' omuz silkip iyice önüme yaklaştı. Ben bir adım gerilemiştim. Bana dik dik bakarken beklenmedik bir şekilde suratı düştü.
''İnsan içine çok çıkamıyorum. Arkadaşım fazla yok. Bu nedenle kimseye görünmeden böyle bir yola başvurdum.'' ellerimi temizleyerek soğuk yüz ifademi taktım. Soğuk demesem de normal yüz ifadem diyelim.
''Her neyse. Ne oldu projeyi kabul etmeye mi karar verdin yoksa?'' ellerini saçlarına götürüp kaşımaya başladı.
''Hayır, hayır. Aslında arkadaşım olmanı isteyecektim.'' yüzümdeki kabul olma umudu giderken, yerini sinirle umutsuz vaka ifadesi almıştı.
''Unut bunu. Arkadaşım yok benim. Olamaz da.'' deyip yürümeye başladım, fakat yine aynı şekilde beni geriye doğru itince yere kapaklandım.
''Şunu yapmayı keser misin!'' panik bir şekilde yanıma oturdu. ''Ben özür dilerim. Hep böyle oluyor. Ama arkadaşım olmalısın, eğer olursan projeyi kabul ederim.''
Proje...
Yüksek not...
Arkadaşlık....
Görev...
Başarısızlık...
Kafamın içinde dönen kavramlar bir süre dışarı ile bağlantısını kesti. Şuana kadar arkadaşım olmadan bu kadar işi başarmıştım. Eğer şimdi arkadaşım olursa notlarım düşecek. Ama bir yandan da yüksek not alabilmem için projeyi kabul etmesi lazım. Eğer arkadaşı gibi numara yaparsam proje tamamlandığında ondan kurtulabilirdim.
Sorun şu ki;
BEN ARKADAŞ TAKLİDİ BİLE YAPMAYI BİLMİYORUM!
''Dert üstüne dert gelip duruyor! Fazla yakınımda dolaşma, sadece uygun vakitlerimde senle görüşebilirim. Ayrıca ders çalışırken kesinlikle beni rahatsız etmek yok! Ve artık projeyi kabul ediyorsan okula gelmeli ve aldığına dair imza atmalısın.'' deyip sıkıntılı bir nefes verdim. Bu aptal benim arkadaşım mı olacaktı? Ne talihsiz bir durum.
''Sen nasıl istersen. Hadi bunu kutlayalım! Artık arkadaşımsın öyle değil mi?''
''Kabul ettik ya.''ani bir şekilde ayağa kalkıp saçma hareketlerle dans etmeye başladı. Vaz mı geçsem ne?
Birden durdu ve bana döndü. ''Yalnız bir sorunumuz var. Ben insan içine çıkamazken okula nasıl gideceğim? Okula ben gelemem, hocaları hiç sevmiyorum zaten. Sürekli çalışın deyip duruyor!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıradanlığın İçindeki Mucize
Ficção AdolescenteLise denilince akla gelen ilk renk kırmızıdır. Tutkuyu ve yeniliği temsil eder. Herkesin lise hayatı kırmızı rengiydi. Onlara ayak uyduramayan bir ben vardım. Benimki onlardan farklıydı. Ben kül rengiyim. Hayatımı sadece başarılı olmak için kullandı...