●4●Sabah yaptığımız Seattle turundan sonra havanın soğumasıyla birlikte kendimize kalacak bir yer bakmaya başlamıştık. Luhan'a geçen gece kaldığımız otelde kalmayı teklif etsemde daha iyi bir fikri olduğunu söylemiş ve bizi yer altında soğuk bir metroya getirmişti. Luhan'a vermek amacıyla çektiğim para üstümdeydi ve güzel bir fransız şarabı almayı tekşif etmiştim. Gece yarısına kadar aynı şişeden defalarca yudumlayıp sarhoş olmuştuk. Aslına bakarsanız kolay sarhoş olan bir bünyem yoktu fakat ortamın loşluğu ve Luhan'ın mayıştıran ses tonu kendimden geçmeme sebep oluyordu.
"Buraya sık sık gelirdim.. Yalnız kalmak istediğimde ağlamak için. Şu duvar varya." işaret parmağını uzattığı bej renkli duvara baktım. Eski ve soyulmuş duruyordu. "O duvara işerdim. Yani çişim geldiğinde."
Kahkahalarla gülerken ona baktım. Onu duvara işerken hayal eden zihnime yüzümü ekşitmekten kendimi alamamıştım.
"Hatta bir keresinde görevli peşimden koşmuştu. Ama yakalayamadı aptal. Çünkü pipim açıkta koşarken ağlıyordum ve onun bana tecavüz ettiklerini sanıp adamı linç etmişlerdi."
Bu sefer kahkahayı patlatan bendim.
"Ciddi olamazsın!"
"İnan bana öyle olsun istememiştim. Ama ağlarken çişim gelmişti. Benim bir suçum yok yani."
Şaraptan koca bir yudum alıp kolumla ağzımın kenarını sildim. Tadını sevmiştim.Garip bir şekilde gıdıklıyordu boğazımı.
"滑稽 (Huájī)"[komik] dedim omzuna vururken.
Şaşırmış gibiydi. Dün birkaç Çince kelime ezberlemiştim ve şimdi kullanmamamda da sakınca yoktu bence.
"Woaah... Beni etkiliyorsun Oh Sehun."
"İşim bu." gülümsemesinin solduğunu görünce aniden düzelttim.
"Ah, hayır. Yani amacım gerçekten seni etkilemek. Yani gerçek amacım gerçek seni.." toparlayamadığımı anladığımda şaraptan bi yudum alıp Luhan'a uzattım. İstemeyip omuz silkmişti. Uzanıp yanağını öptüm ve şarapı ağzına tıkadım.
"Hepsini bana içirdin Luhan. Amacın ne huh? Sarhoş bedenimden mi faydalanacaksın?" hınzır sırıtışımla şişeyi ağzından çektim.
Şarap boğazından geçerken adem elması nasılda güzel kalkıp iniyordu öyle...
Dudaklarını yalayıp yüzünü ekşitti.
"Aptal! Bedeninden faydalanmam için sarhoş olmanı beklemem. İsterim. Ve alırım."
Bu kadar iddialı olması damarlarımdaki kanı celallendiriyordu.
"Öyle mi dersin?"
"Baksana." elime tutuşturduğu şişeye eğilip diliyle kenardaki damlaları temizleyip bana baktı. "Benimle yatarken tiksinmedin mi?"
Birden dağıttığı atmosfer başka bir boyuta gidiyordu. Bu soru da neydi böyle?!
"Tiksinmek?? Luhan, sana şunu söyleyebilirimki kimsenin deliği için o kadar tutuşmamıştım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LATE AUTUMN
Fanfiction7 yıllık bir mahkum olan Lu Han.. Tehlikeli kadın avcısı, işinde profesyonel jigolo Oh Sehun.. ●○● Ölümle girdiği hapishaneden bir ölümle çıkacağını nereden bilebilirdi ki? Ya da ufak bir tesadüfle tüm hayatının değişebileceğini.. Hayat bir şekilde...