● 3 ●
Kendim kadar soğuk bakan gözler dün geceden beri bi hayli sıcak ve şehvetliydi. Lakin görebildiklerim yalnızca sıkça dizilmiş kıvrık kirpikler ve pembe kılcal damarlardan ibaretti bu nedenle kanımı kaynatan göz bebeklerini görebilmem için yeni müşterimin uyanmasını bekliyordum.
Aslında müşteri sıfatına o kadar zıt bir masumluğu vardı ki onu diğer kıtlıktan çıkmış sırtlan sürüsünün içine tâbi tutamıyordum. O sevgiye gerçekten muhtaçtı..Bunu hissetmiştim. Elimi nasıl korkarak tuttuğunu, dudaklarımı öperken nasılda titrediğini görmüştüm dün gece. Ne yaşadığını ya da onu seviyormuş gibi yapmamı teklif edecek ne yaşamıştı ki? Kim bu su damlasına kötü şeyler yaşatacak vicdansızlıktaydı?
Alnını çevreleyen saçlarını parmak uçlarımla geriye çekerken yavaşça kıpırdandı. Gülümsememe neden olan garip surat ifadelerine yenisini eklemeye devam etti. Nihayetinde seslice güldüğümden olacakki kedi gibi mırıldanarak uyandı.
Hiç bir şey konuşmamıştık. Sadece öylece durup birbirimize baktık. Belkide zihnimizden dün geceyi özet geçiyorduk kim bilir..
Uyumadan önceki son sözleri fısıldanmıştı sanki kulağıma.
"Sadece 4 gün için aşık bir adam olmanı istiyorum Oh Sehun. Bir başkasına bakmadan, işini unutarak, sadece benimle olmanı istiyorum.."
Bugüne kadar aldığım en ilginç ve yine ona yakışır şekilde masumane teklifti bu. Müşterim olan kadınların hepsi sıkı vücudumdan ve yüz kızartıcı sözcüklerimden faydalanmak için bana para dökerlerdi. Kimse benden kendisini sevmemi (!) istememişti.
"Gitmemişsin.."
İç sesimle olan diyaloğumdan beni uyandıran şey Luhan'ın yumuşak sesi olmuştu. Çarşafın altındaki çıplak bedenlerimizi yakınlaştırarak belindeki elimi sıkılaştırıp kendime doğru çektim.
Saçlarının kokusuna kendine ait hafif bir ter kokusu eklensede rahatsız edici değildi. Aksine onun doğallığını sevmiştim.. Badana yapan kadınlarınkine göre.
"Gitmeli miydim?" diye sordum uykunun sesime kazandırdığı çatallıkla.
Başını iki yana sallayıp gülümsedi. Ve ardından beklemediğim bir anda yanağımı okşar gibi öptü.
"Teşekkür ederim.."
Gerek yok bu benim görevim diyecektim ki kendimi tuttum. Çünkü yeni görevimde, mesleğimi hatırlatmama yer yoktu. Ona aşkı hissettirmek vardı. Dört günlüğüne de olsa...
Yanağıma bıraktığı öpücüğün ardından bana ters düşeceğini bile bile utanarak gözlerimi kaçırıp güldüm.
"Sehun?"
Bana seslendiğinde pembe dudaklarına baktım. Oradan çıkan tek bir hece bile emrimdi.
"Yakında oraya geri döneceğim biliyor musun?"
"Nereye..?"
Omuzlarından sıyrılan beyaz çarşafı kavrayıp içine yumulduğunda sırıttı.
"Bilmek istemezsin"
"Bırakta buna ben karar vereyim ha..?"
Gözleri uzaklara dalarken dudaklarındaki gülümseyiş yerini acıya bırakmıştı. Ben işaret parmağımı belindeki oyuntusunda gezdirirken o da kendine bir müddet düşünme süresi verdi.
"Sehun ben.." devamını getirmeden önce utana sıkıla yüzünü boynuma gömdü.Derin bir nefes alırken nemli nefesini hissettim.
Devam etmesi için belinde gezinen elimi yumuşak dairelerle yukarıya çıkarıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LATE AUTUMN
Fanfic7 yıllık bir mahkum olan Lu Han.. Tehlikeli kadın avcısı, işinde profesyonel jigolo Oh Sehun.. ●○● Ölümle girdiği hapishaneden bir ölümle çıkacağını nereden bilebilirdi ki? Ya da ufak bir tesadüfle tüm hayatının değişebileceğini.. Hayat bir şekilde...