ADALET!

2.3K 234 56
                                    

Selamınaleyküm değerli 'YİM' okuyucuları. Öncelikle bu bölüm hem sizi ağlatacak hem de gülümsetecek yani hem ağlamaya hem de gülümsemeye hazır olun:)

Diğer bölümlere göre uzun bir bölüm oldu haydi iyi okumalar... Yim ciler:)

Nükleer başlıklı kız-son sözler i dinleyebilirsiniz okurken.

Mavi sandalyelere ellerim titreyerek oturup,arkama yaslanmıştım. Başımı duvardan destek alarak geriye doğru taşıyabiliyordum.ellerimi nereye koyacağımı bilemez halde bir kaç kere yerini değiştirmiştim ama en sonunda pes ederek iki yana açmıştım kollarımı. Şimdi benim bütün yaşadıklarım gözümün önünden geçmesi gerekirken mertin gözünün önünden geçiyordu. Uzun dar koridorda sadece Korayla ben vardık. Koray volta atıyordu karşımda. Gergin yüz hatları benimde daha çok gerileme sebebiyet veriyordu. Arada saçını sinirle karıştırıp, bir şeyler mırıldanıyordu. Ne mırıldandığını duymuyordum ama küfür ettiği muhtemeldi.

Hastanenin o iğrenç siteril kokusunu içime çekerek Koraya bakmayı kesmiştim. İçeride benim yüzümden can çekişen birisi vardı ve benim elimden hiç bir şey gelmiyordu. Öylece oturuyordum. Merti vurulmuş hâlde gördüğümden beri kendimde değildim. Nedenini çözemediğim bir biçimde kalbim acıyordu. Hepsi benim hatamdı. Neden o adamı görür görmez çekilmemiştim ki hemen? Anlayamamıştım bir anda donup kalmıştım. Tıpkı şu anda olduğu gibi tek kelime etmeden, tek hareket etmeden öylece donmuştum. Belki hareket etseydim bunlar olmayacaktı belki benim yüzümden ameliyatta olan bir mafya olmayacaktı...

Sebepsizce içim parçalanıyordu. Nefes alış verişlerim kesik kesik olmaya başlamıştı. O vurulduğu an sürekli gözümün önünde tekrar ediyordu. Ne yapacağımı bilemez bir biçimde yanına gidişim aklıma geliyordu. Omzundaki kanı görür görmez yutkunmama engel olamamıştım. Kalbim acımıştı. Beynim bir an tamamıyle durmuştu. Gözümden damlanın süzülmesine engel olamamıştım. Ağzımı elimle ağlamamak istercesine kapatmıştım. Yanında dizlerimin üzerine düşmüştüm. Diz kapaklarım hızlıca yere vurulmasının ardından sızlamaya başlamıştı. Aslında o an fark etmiştim. Sadece sızlayan yerimin dizim olmadığını. Her tarafım suçluluk duygusuyla sızlıyordu,yanıyordu,kavruluyordu. Hiç normal değildi bu halim.

Mertin gözleri çok kısık bir şekilde açıktı ve bana bakıyordu. Koray benim çığlığımla bir kaç dakika önce gelmiş, ambulans çağırmaya aynı zamanda da silah sesleriyle uğraşmaya çalışıyordu. Mertin yüzüne bakamıyordum. Her baktığımda sanki kavruluyordum. İçimden merte kızıp, 'benim için değer miydi?' diyordum. Kesinlikle değmezdi! Belki ben kurtulurdum ama o daha önceden de yaralıydı. Neden bunu yapmıştı. Benim gibi baş belası ufaklık, Bücür bir kız onu neden bu kadar ilgilendirmişti ki? Neden?

-benim... için... değer... miydi?

Demiştim.Her kelimemin ardından yutkunarak ve hıçkırarak. Bana bakmaya devam ediyordu. Göğüsü oldukça yavaş inip, kalkıyordu. Göz kapaklarını bile zor taşıyor gibiydi. Zorla kırpıyor zorla açıyordu.

-d..e..ğ..e..r..d..i

O kadar zor konuşmuştu ki bir an o soruyu sorduğum için kendime çok kızmıştım.  'Değerdi' demişti. Benim gibi bir kız için değerdi. Hayretle gözlerimi kaçırmıştım. En az onun kadar benimde nefes alış verişlerim yavaş ve zor olurken, şimdi arkasından atlı kovalıyordu sanki. Sanki ilk defa birisi beni değerli görmüştü. Hayır ilk değildi ama öyle hissetmiştim. Tam mutlu olduğumu söyleyemezdim. Bu durumda mutlu olmak zaten delilik gibi bir şeydi. Tamam durmadan ağlıyor ve tek kelime edemiyor olabilirdim. Karşımda benden nefret eden ama beni değerli gören vurulmuş bir mafya olabilirdi ama henüz delirmemiştim...

YAŞAMAK İÇİN MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin