B11~Kahvaltı Faciası

116 4 4
                                    

###
Kıvanç'a gideceğim yeri tarif ettikten sonra, başımı cama doğru yasladım ve dışarıyı izlemeye başladım. Genelde, Hande ile Aylin kendi arkadaşları ile takılırlardı. Ama, Yeşim ve ben aynı sınıfta olduğumuz için şanslıydık. Bu yüzden Hande ve Aylin, sadece en yakın arkadaşımdı. Yeşim ise öz olmasada kardeşim gibiydi. Ve ben onları çok özlemiştim.

Bir kaç gün görüşmesekte, bana bir yıl gibi gelmişti açıkçası. Tuhaf ama öyle. Sanırım beynim o kadar çok şey düşünüyordu ki, zamanın benim için bir önemi kalmamıştı.

" İnecek misin ? "
Kıvanç'ın sesiyle, kafamı ona doğru çevirdim ve gözlerimi devirdim. Görmemeleri için kafenin biraz gerisinde durdurmuştu arabayı.
" Kalacak halim yok. "
Kaşlarını çatıp, gözlüğünün üzerinden bana baktı.
" Kalmanı isteyen yok zaten. "
Dilimi çıkartıp, arabadan indiğimde güldüğünü görmüştüm. Bana yandan, kısa bir bakış attıktan sonra gazı köklemişti.

Denizin kokusunu içime çekerek, kumların üzerinden yürümeye başlamıştım. Dalgalar hırçın bir şekilde kıyıya vuruyordu. Sabah olduğu için etrafta çok az insan vardı ve bu beni sevindirmişti.

Bankların üzerinde birbirine sarılıp, manzarayı izleyen sevgilileri gördüğümde adımlarımı hızlandırmıştım. Hayır, tabiki de kıskanmadım. Gökyüzündeki bir yıldız kadar uzağım kıskanmaya.

Sadece yalnız olmayı daha çok seviyorum.

Çakıl taşları ile dolu olan yola çıktıktan sonra, biraz daha ilerledim ve Fink kafenin önünde durdum. Kafe, hemen denizin önünde duruyordu. Anlıyacağınız manzara on numara müthişti.

Bayaz ve pembe çiçeklerle süslenmiş, etrafını sarmaşıklar sarmış olan küçük bir kafeydi burası. Masalar rengarenkti. Sarı, pembe, mavi, yeşil ve mor. Bazıları ise düz kahverengindeydi. Sandalyelerin de aynı şekilde olması onları oldukça tatlı kılıyordu.

Dışarıdaki masalarda tayfayı bulamayınca tahta kapıdan içeri girdim ve etrafa göz attım. İnsanlar masalara oturmuş kahvaltılarını yapıyorlardı.

Berk dışındaki herkesin bana el saldığını gördüğümde, deniz manzarası gören cam kenarına kurulmuş sekiz kişilik bir masaya doğru ilerledim. Yeşim hemen Berk'in yanına oturmam için bir sandalye koymuştu. Aramızın düzelmesi için işte. Canım kankam.

Gülümseyerek yanlarına gittim ve herkese sarılmaya başladım. Yeşim bana kollarını sardığında, kulağıma doğru eğilmişti.
" Berk hala küs sana, ne yap ne et barış şu çocukla. Arada kaldım sizin yüzünüzden. "
Başımla onaylayıp, sarılmasına karşılık verdim ve Hande'ye döndüm.
" Nerdesin kızım ya, özlettin kendini. "
Deyip, yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu ve sıkıca sarıldı. 
" Ne desen haklısın. Ben de sizi çok özledim. "
Dedim, üzgün bir ifadeyle. Oğuz sırıtarak ayağa kalktı ve kollarını bana doğru açtı.
" Selam. "
Güldüm ve yanına gidip, kollarımı ona doladım.
" Selam. "
Dedim, hala gülerken.
" Beni çok ektin. Bunun hesabını sana sorucağım. "
" Kankaların en güzeli ya ! Sadece bu hafta çok yoğundum. Söz bir daha olmaz. "
Dedim, gönlünü almak için
" Öyle olsun bakalım. "
Deyip, gülümsedi ve göz kırpıp yerine oturdu. Batuhan ayağa kalkmak yerine, kolumdan tutup beni kendisine doğru yaklaştırdı ve sırtımı sıvazlamaya başladı.
" Bana kız buldun mu ? "
Deyip sırıtmasıyla, kaşlarımı çattım ve kollarımı göğsümde birleştirdim.
" Sanada günaydın Batu ! "
Dememle birlikte, gülerek boynuma sarıldı.
" Günaydın. "
Kollarını üzerimden çekip, trip atmaya tam gaz devam etmiştim. Hala aynı işlerle uğraşıyordu (!)

Dudak büzüp, elleriyle oynamaya başlayınca istemeden de olsa gülmüştüm. Çok komik duruyordu.
" Trip çekecek durumda değilim, Azra. Kız varsa
söyle işte. Kaç gündür sürünüyorum, bak buralarda. "
" Eben var, Batuhan ?! "
Diyerek, sinirle omzuna vurdum. Bütün herkes buna gülerken, Batuhan bozulmuş gibiydi. Gülümseyerek, yanaklarını sıktım. Kıyamıyordum işte bu çocuğa. 
" Tamam tamam üzülme. Bulurum sana bir tane kız. "
Dedim sırıtarak. Heyecanla gözlerini büyütüp, yanağıma kocaman bir öpücük hediye etti.
" Sen varya bir tanesin ! Çok seviyorum lan seni . "
Kahkaha atıp, kıvırcık saçlarını karıştırdım.
" Oğlum sen bu yakışıklılığınla neden kendine bir kız bulamıyorsun ki ? "
Suratını asıp, omuz silkti.
" İletişim kurmakta zorluk çekiyorum. Hepsi sapık olduğumu düşünüyor. "
Aylin araya girip, kaşlarını çatarak gözlerini devirdi.
" Öyle olduğundandır. "
Hep birlikte kahkaha atmıştık. Batuhan, Arda'ya dönerek Aylin'i gösterdi ve gözlerini kıstı.
" Havuç, şu sevgiline söyle de benle uğraşmasın. "
Aylin burun kıvırıp önüne dönerken, Arda sırıtarak Aylin'in yanağından öptü.
" Sevgilime laf yok. "

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin