Hadi oğlum göster amcana... ( Kamu Spotu )

267 20 3
                                    


Şimdi diyeceksiniz ki bu kamu spotu da nereden çıktı? İşsiz güçsüz, hunililikte nirvanayı bulmuş olan ben son dönemde fazlaca denk geldiğim şeylerden aşırı derecede rahatsız olduğum için bu eylemi gerçekleştirmeye karar verdim.
Ramazan ayının son teravisi kılındı bu gece. Yarın arefe ve sonraki gün bayram. Çocukluğumun bayramları ile şimdiki bayramları kıyaslamayacağım tabi ki. Ancak şunu mukayese edip masaya yatıracağım. Öyle bir noktaya geldik ki aklıma sadece şu iki cümle geliyor.
'' Hadi göster oğlum amcana pipini!
Senin ki kaç santim gidiyor? '' Eğer seksenler çocuğu iseniz bu iki cümle size hiç de yabancı gelmeyecektir. Malumunuz sosyal medyanın hayatımıza girmesi ve bir parçası olmasından mütevvellit, artık kimse gazete okumaz, tüm haberleri oradan alır hale geldik. Geldik te keşke gelmez olaydık. Sosyal medya önce 3g ardından da 4.5 g nin arka cebimizde taşıdığımız aletlerin içine girmesiyle beraber nedense işler iyice çığırından çıktı. Toplum olarak bir ötekileştirme çabası, benim fikrime inanmayan bizden değildir kafası yaşanmaya başlandı.
Canlarım ciğerlerim ben de takım tutuyorum, ben de bir partiye oy veriyorum ve bende Allah'a çok şükür haftanın bir kaç gününü dışarıda geçirebiliyor ve canımın istediğini yiyebiliyorum...
ANCAK; Dikkatinizi çekerim bu ancak Capslock açık yazılıyor; hiçbir arkadaşımı benim tuttuğum takımı tutmuyor diye hor görmüyorum. Hatta açık ara farkla yenilsek bile bizi yenen takımı tebrik edip, beceremedik, maç doksan dakika top yuvarlak meşin demesini biliyorum...
Evet benim de desteklediğim olmasa da seçimler de gidip oy verdiğim bir parti var. Ancak ben bunu eşime bile söylemiyorum. Hatta ikimiz farklı partilere oy vermemize rağmen 13 yıldır gül gibi geçinip gidiyoruz. Benim görüşüme inanmıyor mantığıyla karşımdaki kimseyi vatan haini ilan etmiyor, siz şunu yaptınız, biz böyleyiz diyerek sidik yarışına girmiyorum. Belki doksan dan sonra doğanlar konuya vakıf değildir ancak seksenlerde ihtilal olduğu dönem de bu ülke de nice genç insanlar yitip gitti bu dünya dan. Maalesef ki o dönemin partilerini ve ideolojilerini savunan bu gençler ya öldüler ya karakollarda kayboldular veyahutta yurt dışına kaçıp kendilerine vatan hasretiyle yanarak yeni bir hayat kurdular. Ne oldu biliyor musunuz? Şu anda o partilerin hiç birisi yok...
Evet Allah'ıma çok şükürler olsun ki istediğimi yiyebiliyor istediğim mekana gidebiliyorum. Ama sofradaki yemeğin fotoğrafını çekip paylaşmıyorum. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama yeme içme sektöründe olmamıza rağmen boş masa ya da çocuk parkı fotoğrafı paylaşıyorum. Neden biliyor musunuz?
Beni takip eden arkadaşım olan toplamda 8000 kişi için yapmıyorum. Bir kısmını yakinen tanısam da bir kısmını tanımıyorum. Kim hamile, kim hasta bilmiyorum. Kimin imkanı var kimin yok bundan bi-haber yaşıyorum. Bizler, komşusu açken, tok yatılmaz diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Şimdi diyebilirsiniz ki ben Müslüman değilim. Unutmayın ki bu Hristiyanlık tada böyle, Musevilik te de Yahudi likte de... Ateistim de diyebilirsiniz. Size sadece şunu sorabilirim o zaman. Peki vicdansız mısınız? Gebeliğinde şeker çıktığı için paylaştığın o sufle fotoğrafını görüp aşeren, yiyemeyeceği için bütün gece işkence çeken o kadının vebalini ahir zaman da nasıl ödeyeceksin? Ya paylaştığın o t-bone steak i görüp canı çeken ama alamayacağı için üzülen o kişinin vebalini nasıl ödeyeceksin?
Gelelim başka bir duruma daha...
Hasta babasını, ölmüş dedesinin fotoğrafını çekip facebook' a koyan sevgili kardeşim sen ne ayaksın? Ben söyleyeyim mi?Ya ruhun kararmış ya da dur bir açayım da amcalara pipimi göstereyim derdindesin. '' Bakın benim ki daha büyük yarışındasın. Ambulanstan indirilirken çekilen selfie, Morg kapısının önünde cenaze ile selfie!
Tövbe, estağfurullah!
Sizin diriye saygınız yok anladık ta ölüye de mi yok? Saygınız yok eyvallah, vicdanınızda mı yok?
Kaybını paylaşmak ve dua istemek kadar güzel bir şey yok. Resimsiz olarak ama... Böyle gel ben sabaha kadar Yasin okuyayım. Hastan mı var, şifa için dua iste. Bildiğim bütün dualarımla yanında olayım.
Yapma güzel kardeşim, yapma ablacım,abicim, yapma dostum, arkadaşım...
Senin için doğuda batıda nöbet tutan askerine, polisine küfretme.
Hastanelerde saatlerce nöbet tutup senin ve sevdiğinin hayatını kurtarmaya çalışan doktorunu, hemşireni çok para kazanıyor bakacak, yapacak, diyerek hor görme.
Senin görüşünden mezhebinden veya renginden değil diye yanındaki insanı ezme, vatan haini ilan etme!
Hunililikte nirvanayı zorlayan benken, 46 raporunu alıp cezai ehliyetim olmamaya ramak kalmışken benim yapabileceğim her şey mübahken üstelik, sen Walter O'Brain ile kapışacak IQ seviyenle duygularını köreltme!
Neden yazdım bunları biliyor musunuz?
Yarın Arefe, sonraki gün Bayram!
Bayramlar, küslerin barıştığı, büyüklerin küçükleri saydığı, küçüklerin büyükleri sevdiği, herkesin birbirini sevgi ile kucakladığı bir olgu dur.
SEVİN, SARILIN, BARIŞIN !
Trafik canavarı olmadığınız, Vicdanlarınızdaki pasın silindiği, hoşgörü pencerenizin genişlediği, sevmeyi başarabildiğiniz en önemlisi insan olmayı insan kalmayı hatırladığınız bir gün olsun yarından itibaren...
Bana her gün bayram olduğuna göre...
Bayramınız kutlu, mutlu ve huzurlu olsun.
Sevgi ve dua ile...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ŞİKAYETNAMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin