Dudaklarımı dudakları arasına aldığında inledim,fakat bu inleme zevkten değil acıdandı.Çünkü yeni "sevgilimin" araba fantezisi yüzünden şu an küçücük bir alanda yiyişiyorduk ve her hareket edişimde emniyet kemerinin takıldığı şu küçük yer popoma batıp inanılmaz derecede acı veriyordu.
Biraz açılması için "Mike.." diye mırıldandım fakat bunu inleme olarak saymış olacak ki kendini bana daha çok bastırdı.O sırada telefonumdan gelen mesaj sesiyle dudaklarını benden ayırıp gözlerime baktı.
"Buna bakmam gerek Mike,önemli olabilir."
Mesajın Hailey'den geldiğini biliyordum.Bugün buluşacaktık ama sabah erken saatlerde Mike ile beraber olduğum için beni bırakmasını istemiştim.O da biraz yaramazlık yapmak istemişti,ama sanırım bu yaramazlık benim ölümüm olmak üzereydi.
"Sonra bakarsın,devam edelim."
Kibarca elimi göğsüne koyup onu ittim ve masum bir gülümseme yolladım.Daha sonra arkadan uzanıp çantamı aldım ve telefonuma gelen mesajı okudum.Tahmin ettiğim gibi Hailey'dendi, ama o anda Mike'a bir yalan söyleyesim geldi.Acayip bunalmıştım çünkü.
Kaşlarımı oyuncu bir şekilde çatıp "Olamaz..." diye mırıldandım.Telefonuma bakmak için başını uzattı, telefonumu anında çantama atıp tekrar "İnanmıyorum.." diye mırıldandım.
"Ne oldu Betty?"
Derin bir nefes aldım.Daha sonra sesimin titrek bir şekilde çıkmasına dikkat ederek "Babam kalp krizi geçirmiş,kardeşim mesaj attı.Yanlarına gitmem gerek." dedim.Birkaç saniye suratıma baktı.Daha sonra aklına yeni gelmişçesine "Senin ailen başka ülkede yaşıyor ama.." dedi.Lanet olsun neden 2 haftalık çocuğa her şeyimi anlatıyorum ki.
"Evet,o yüzden benim acilen ilk önce eve sonra havaalanına gitmem lazım"
"Ben seni bırakayım."
"Hayır gerek yok sen olursan dikkatim dağılır hızlı olamam,ben hallederim." diyip çabucak yanağına bir öpücük kondurup arabadan indim.Benim oturduğum koltuğun penceresini indirip arkamdan "Hey Betty" diye seslendi.Ona döndüm.
"Ne kadar kalacaksın?"
"Bilmiyorum,belki birkaç hafta." diyip el salladım ve hızlı adımlarla beni göremeyeceği kadar uzaklaşmaya çalıştım.Arkamı dönüp arabasının çoktan gittiğini gördüğümde derin bir nefes aldım ve en azından birkaç hafta boyunca bu işkenceden kurtulduğum için Tanrı'ya teşekkür ettim.Ondan tamamen kurtulacaktım.
👋🏻👋🏻👋🏻
Hailey anlattıklarıma kahkahalar ile eşlik ederken ben karşısında oturmuş somurtuyordum.Zayn'e duyduğum ilginin geçici olduğunu düşünüp onu unutmak için başkalarını tanımaya çalışmıştım ama sonuç felaket olmuştu tabi.Kıçım hala ağrıyordu.
"Yani çocuğa resmen "Birkaç hafta görüşmeyelim." dedin.Helal olsun kızım sana."
"Hayır gerizekalı,milyonuncu kez söylüyorum;Babam hastalanmış birkaç hafta onun yanına gidiyorum,dedim."
Omuz silkip gülmeye devam etti.Gözlerimi devirirken mekanın giriş kapısında Justin ve Zayn'i gördüm.Birbirleriyle şakalaşıp bizim yanımıza doğru yaklaşıyorlardı. Hailey'e "Seninki geliyor," diye mırıldandım.Arkasını dönüp çocuklara baktıktan sonra bana dönüp "Seninki de geliyor." diyip göz kırptı.Gülümsedim.
Zayn alnımdan öpüp selam vererek yanıma oturdu.Bende karşılık verdikten sonra gözüm anında yiyişmeye başlayan Justin ve Hailey'e kaydı.Yaklaşık yarım saat önce Mike ile yaşadığım dakikalar aklıma gelince midemdeki her şeyin dışarıya çıkmak için savaş verdiğini hissettim.Zayn kafasını bana doğru eğip, "İyi misin?" diye mırıldandı.Bir şey diyecekken Hailey "Sevgilisinden ayrıldı." diye lafa atladı.
Keşke o dudaklarını Japon yapıştırıcısı ile Justin'in dudaklarına yapıştırabilsem.
Dibimden Zayn'in kahkaha sesini duydum.Ne kadar güzel gülüyor kurban olduğum.
"Bakire Betty yine bir adamı elinde tutamadı demek ki." dediğini duyduğumda suratımı astım.Orospu çocuğu.Masadaki herkes gülerken Zayn burnunu tam kulağımın altına sürtüp "Somurtma hemen,şaka yaptım." diye mırıldandı.Burnuma gelen kokusuyla gözlerimi kapattım,fakat daha sonra birinin masanın altından ayağıma vurması ile gözlerimi açınca Hailey'in uyarı ile bakan gözleriyle karşılaştım.Zayn boynumu öptükten sonra geri çekildi ve beni kolunun altına sıkıştırdı. "Affettin mi güzelim?" dedikten sonra başımı kaldırıp ona baktım ve gülümseyerek kollarımı beline sardım.
