"İkiz derken ablacım?"
"Ruh ikizin ablacım"
"Ruh öküzü olmasın o?" Emrenin dediği şeye ablam ve alp gülerken arkamdaki yastığı alıp fırlattım. Biz buna gülerken ikizin sesini duyunca ona döndüm.
"Şimdi daha iyisin."
"Evet daha iyiyim."
"O zaman ben gidiyim."
"Gitme"
Dediğim seyin yeni farkına varırken neden dediğimi düşündüm.
Etrafıma baktığımda ablam ve alp şaşkın emre ise aşırı sinirli görünüyodu. Her ne kadar emreden korksamda ikizimin gitmesinide istemiyodum.
"Burda kalsan? Bizimle? Olmazmı?"
Boynumu büküp masum bakışlar atmam ikna etmiş olucak ki gülümseyip elini yanağıma koydu ve okşadı.
"Sen nası istersen"
"O eli bi çek bakalım."
Emre bi anda üstüne yürüyünce ablamla alp onu tuttu. İkizinde sinirlendiği kollarındaki damarların ortaya çıkmasından belli oluyodu. Tabii birde gözlerinin kırmızılaşmasından.
Ablamı yanımda hissedince kafamı ona cevirdim. Oda kulagıma sessizce ikizin ismini fısıldadı. Bende ikizin kolunu tutup ;
"Mert sakin ol." Dedim. Tekrar bana dönüp gülümsedi ve kafasıyla onayladı.
"Emre, mert...eğer defnenin sağlığını düşünüyosanız didişmeyi bırakın. Emre sen istesende istemesende mert burda kalmak zorunda. Aralarındaki bağ güçlendi. Eğer birbirlerinden uzaklaşırlarsa eksilirler. Buda halsizliğe ve iştahsızlığa yol açar. Yani defnenin iyiligini istiyosan sabretmeyi biliceksin !"
"Sıla..!"
"Bence konuşma yoksa daha fazla gerilicez !"
Ablam ve emrenin aralarındaki tartışmaları ablamın uyarısıyla bitince emre hızla odadan çıktı. Bende yataktan kalkıp pesinden gittim.
Evden çıkmadan yakalayıp kolunu tuttum.
"Emre lütfen. Bak...şu an sana herkesten cok ihtiyacım var."
"..."
"Gitme lütfen"
"Gel."
Kolumu tutup aniden çekince peşinden sürüklendim. Yatak odasına girip arkamızdan kapıyı kitledi. Daha sonrada yatağa yatıp benide yanına çekti.
"Bugün bu odadan çıkmak yok"
"Ama..."
"Yok dedim."
"Peki."
Mert'den
Emre denilen herifle defne odalarına girince bende salona gectim. Televizyonu açıp kanepeye oturdum.
Sanki yedik karını !
Senin karınsa benimde ruh eşim !
Hayırdır?!
Ben televizyona dalmısken yanıma bi anda sıla oturunca sıçradım.
"Nasılsın?" Dedi omzumu oksayıp.
"Rahat ve mutlu"
"Defneye yakınken ne hissediyosun?"
"Bomboş. Hiç bisey düşünemiycek kadar rahat oluyorum. Ve dedigim gibi mutlu."
"Uzaklaşsan?"
"yine bomboş. Ama bu sefer aklımda defne. Gergin. Mutsuz"
"Cok tuhaf bişey ya. Keşke benimde bi ikizim olsa."
"Var zaten."
"Bi dakika ya ! Bende melezim ! Tabii benimde var !"
"Bulmak istermisin?"
"Şey...şimdilik hayır. Ya oda erkekse? Vallahi alpi tutamam. Bide insan. Gider gider dalaşır sonra olan ona olur."
"Haklısın. İçerdekine baksana. Sanki defneye zarar vericekmişim gibi davranıyor. Gerçi bende öyleyim. Emre ona zarar vericek gibi hissediyorum. Tabii buda beni rahatsız ediyor."
"Emre ona asla zarar vermez"
Dediği sırada defne çığlık atınca vampir hızında gidip kapıyı kırdım. İçeri girdiğimde defne yataktan yeni kalkıyodu. Koşarak yanına gidip sarıldım.
"İyimisin? Bişeyin varmı? Canın acıyomu?"
"Yok canım iyiyim ben, bişeyim yok. Sadece emre beyin inadı tuttu. Acıktım diyorum yapışmıs kene gibi bırakmıyor."
"Kızım uyuya kalmışız napalım?"
"Sus be kalkmayım diye öyle yaptın !"
"Sen çeksene o kollarını bi !"
"Bu seni ilgilendirmez ! Ona dokunmak benim en büyük hakkım !"
"Si***im senin hakkını!"
"Yeter !" Ablamın bağırmasıyla, daha doğrusu kükremesiyle herkes yerine sindi.
Emreye baktığıma yanına gitmem için kafasıyla işaret etti. Merte baktığımda ise aynı işareti oda yaptı.
Ne yapıcam ben simdi?
İkizimemi?
Eşimemi?
Vote yorum