BÖLÜM 22

2.5K 71 88
                                    

Sabah neşe içinde kahvaltımızı yaptık. Evet ailemi bu ruh halinde tutmalıydım. Pars'ın kaldığı otele gittim. Ona sürpriz yapacaktım. Bir haftadır görüşmüyorduk.

Otel odasının kapısının önüne gelince kadın kıkırdama sesi duydum. İçeri daldım diyebilirim. Sadece iki tane kadın oda görevlileri kendi aralarında gülüşüyorlardı. İzlediğim dizilere dayanarak şunu söyleyebilirim ki oda görevlileri bilgi konusunda iyidirler. Yanlarına yaklaştım.

"Kolay gelsin."

Üniformalı iki kadında bana döndü. "Sağolun." Dediler ne istediğimi anlamaya çalışarak.

"Iı şey... Bu odada kalan beyefendi... Yalnız mı?" Kadınlar şaşkınca bana baktı. Açık konuşmalıydım. "Yani sevgilisi ya da geceleri yanına gelen kadınlar var mı?"

Kadınlar kim olduğumu önemsemeden dedikoduya girişti. Diğerinden şişman olan konuşmaya başladı. "Çok yakışıklı birisi gerçekten. Ama buna rağmen yanında bir haftadır kız görmedim. Hatta geceleri erkenden gelip uy..."

Güzel diye içimden geçirirken zayıf olan benimle konuşan şişman görevliyi dürtmeye başladı. Kadın aniden sustu. Kafamı iki yana salladım. Neler oluyor anlamında.

İki yanımdan ıslak, çıplak kollar beni sıkıca sardı. Kafamı yukarı kaldırınca kahverengi dağınık saçlardan yüzümü sular damlamaya başladı. Soğuk sular serinletirken onu hissetmek beni yakıyordu. Kadınlar hemen odayı boşalttılar. "Karım beni mi araştırıyor bakalım?!" Dedi. Arkamdan ıslak göğsü beni de ıslatmıştı.

"Şey... Ben... Sana sürprizim var." Ona bakmaya çalışarak kafamı çevirebildiğim kadar yukarıya çevirdim.

"Seni özledim." Deyip daha sıkı sarıldı. "Ve evet sürpriz olduğunu görebiliyorum."

Ondan ayrıldım. Ona döndüm. Bu sefer ben sımsıkı sarıldım. Yüzümü göğsüne bastırarak "Ben de seni özledim."

Benden ayrılmadan tek eliyle saçlarımı karıştırdı. "Bu güzel ziyaretini neye borçluyum acaba?"

Ondan ayrılıp saçlarımı bıkkın bir gülümsemeyle düzelttim. "Hazırım." Bir dakika yanlış anlama yaratabilecek bir kelime kullandım. "Yani ailemle tanışmak istiyorsan."

Aah ilk söyleyişimde anlamıştı. Kahkaha atmasını önleyebilmek için dudaklarını ısırıyordu. Başını yukarı aşağı sallayarak onayladı. Daha fazla rezil olmadan oradan ayrıldım. Eve geldiğimde babam tüm ev ahalisine Pars'ı anlatmıştı. Pars'ı nereden tanıdığını babama sonra anlattıracaktım.

"Ben geldim." Deyip anahtarımı çantama attım. Babam salonda haberleri izliyordu. Annem ve kardeşim terliklerimi giyerken mutfaktan koşarak yanıma geldiler. Evde sorgulama ve dalga geçme aynı anda yapılıyordu. Kardeşim Asya kollarımdan tutup beni sarsarken "Yani senin, gerçekten senin canlı kanlı bir erkek arkadaşın mı var? Görmeden inanmam." diye başlamışken annem onun elinden çekti. Ellerini beline koyduğunda kardeşim arkasından beni görmek için kafasını uzatıp duruyordu. Annem tam Türk annesiydi. Balık etliliği aşmış kilosu onu olduğundan yaşlı göstermesine rağmen yumuş yumuş olması içindeki canavarı gizliyordu. Asıl sorgu başlıyordu.

"Ne zaman tanıştınız, nerede tanıştınız, ne kadar zamandır birliktesiniz, annesi babası ne iş yapıyor, kardeşi var mı, kaç yaşında, ne iş yapıyor..." Hiç durmadan soruyor bense soluksuz cevaplıyordum. Sonunda bittiğinde annem hala rahatsız görünüyordu. Kaşının biri havadaydı. İşte bu aklında sorular, sorunlar var demekti.

Rahatlaması için ne kadar detaylara girsemde düğün olana kadar rahatlamayacağı kesindi. Ona göre erkeklerin hepsi Asya ve beni kullanıp atmak istiyordu. Elimden geleni yaptıktan sonra laptopumu unuttuğum için izin alarak bilgisayara geçtim. Evimizde bir bilgisayar vardı ve anneme sormadan küçüklükten beri oturamazdık. Kardeşimde geçmek isterse sırayla geçerdik. Pars'ın sosyal medya hesaplarına baktım eminim kardeşim ve annem oralarada bakmak isteyeceklerdi.

Derinlere indikçe çeşit çeşit kızla resim çıkıyordu tek gittiği yer barlar, duman altı yerler gibiydi. Annem bunları görse beni vermek şöyle dursun eve almazdı. Kucağında kızıl bir kızla zafer işareti yaparkenki fotoğrafı görünce kafamı sağa sola sallarken bir yandanda Pars'a söyleniyordum. "Bu çocuk beni siyah şapkalı hacker listesine sokacak. Şimdi ne yapayım tüm hesaplarını hackleyim mi? N'apayım?!"

Ben kardeşimin nefesini otuz metre ileriden duyarım bana doğru yaklaşıyordu. Hemen gizli sekmeden açtığım Pars'ın sosyal medya hesaplarını kapatıp kendiminkinin açık olduğu sayfaya yöneldim. Elini sandalyeme koyunca geldiğini yeni anlamış gibi yaptım.

"N'oldu?"

Ben ona bakarken o dikkatini bilgisayara vermişti. Omuzlarını silkip "Bir şey olmadı, sıra bende." diye cevapladı.

Ben daha geçmiştim. İşte bilgisayar kavgamız başlıyor. Raund 1: Laf dalaşı

"Ben daha yeni geçtim üstelik kaç aydır evde değilim bugünlük bakmasan olmaz sanki?!"

"Adil olmayı deneyemez misin? Hep 'Bön oblonım bönüm dödüğüm' olacak gibi konuşmasan!"

.... Diye devam ederken Raund 2: Temas

İlk teması ben kardeşimi sinirlendirdiğim için hep o yapardı. Çok fazla kavga ettiğimiz için kurallarımızda vardı tekme yok saç çekme yok gibi. Tırnaklarını koluma geçirince dişlerimi birbirine kenetleyip bende onun koluna geçirdim.

.... Raund 3: Anne

Birbirimize bir yandan bağırıp bir yandan vururken annem geldi. Yanımızdan hızla geçip bilgisayarın fişini çekti.

"Koca kızlar oldunuz bunun için mi kavga ediyordunuz alın ikinizde dokunmayın." Deyip gitti. Bizim nihai kavgalarımız hep böyle son bulurdu. Birbirimizle iki üç gün konuşmazdık. Annem gittikten sonra odayı ilk terk eden ben oldum. Tırnak izleri çıkmıştı yine pisliğin. Annem beni böyle dövmemişti ya. Temizleyip pansuman yaptım. Yara bandı yapıştırarak görünüşünü kapattım. Ona yaptığını görüp mutlu olma zevkini vermeyecektim. En azından daha fazla Pars'la ilgilenmeyeceklerdi bu olay onları akşama kadar oyalardı.

Aslında böyle bir olaya gerek yokmuş akşama kadar temizlik ve yemek yaptık. Canım çıkana kadar çalıştırılmıştım. Sonunda Pars'ın gelmesine bir saat kaldığında ancak özgürlüğüm verilmişti. Duş aldıktan sonra siyah dizimde sade bir elbise giyip aşağı indim.

"Kızım bu ne?!" Diyerek bir yandan kaşlarını çatan annemdi. "Cenaze mi var?"

Kendimi koltuğu attım. Annemde karşıma geçmiş ellerini göğsünde birleştirmişti. "Güzel anne ya, yerimden kalkacak halim yok. Güzel işte."

Sinirle kollarını indirip mutfağa yöneldi. Şimdi benim hakkımda kardeşime yakınmaya başlayacaktı. Evet, sesini duydum başlamıştı.

PARS'TAN

Her şeyin bu kadar normal olması benim hayatım için anormaldi. Annem iyileşmişti, Yavuz'la aynı evde yaşamak zorunda değildim. En güzeline gelirsek ömrümü geçirmek istediğim insanın var olduğuna inanmış ve onu bulmuştum. Herhalde Yavuz'un bana yaptığı tek iyilik buydu.

Akşam için siyah bir takım elbise giydim. Giderken her renkten çiçek bulunan iki buket ve çikolata aldım. Daha önce bu kadar yoğun hissetmediğim tedirginlik ve heyecan vardı.

Hava alanında Yavuz ve annemi karşıladım. Annem kızın ailesinden izinsiz kaçarak evlendiğimizi düşünüyordu yol boyunca bana söylendi. Gerçekler onu daha kötü yapar diye böyle söylemiştim. Sonunda Mayaların evine gelmiştik.


926

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Oyun BittiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin