Dün gece benim için çok atraksiyonlu bir geceydi. Eve dönerken ayağım çamurun içine girdi ve her adımında ayağım vıcık vıcık sesler çıkarmaya başladı. Kaldırımda yürürken yanımdan araba çok sert ve hızlı bir şekilde geçtiği için üzerinden geçtiği su birikintisiyle bana çamur banyosu yaptırdı. Ve az kalsın ağzı açık kanalizasyon kapağından içeri düşüyordum ki. Son anda bir tane çocuğun yakamdan tutup geri çekmesiyle o faciadanda kurtuldum. Eve geldiğim zaman tam kapıyı açmak için çantamdaki anahtarımı çıkarmaya çalışırken, çantamı merdiven boşluğuna düşürdüm.
Neyse sonuç olarak eve sapa sağlam bir şekilde girmeyi başardım. Zaten eve girer girmez uzun bir duş alıp direk yatağa geçtim.
Ve şu an mı? İşte tam şu anda babamı evdeki hayatından vazgeçmemesi için ona kahve hazırlamaya çalışmaya çalışıyorum.
En sonunda koca kirli mutfağın tezgahının üzerinde duran bir fincan kahveye bakarken sevinçle ellerimi çırptım. "Allahım çok becerikliyim!!! "
Babamın bu gün kesinlikle evde durması gerekiyordu. Hatta onun için sabahın köründe kalkıp 'Sabah Gazetesi' almıştım.
Yaptığım süpemmel kahveye bakarken içeriden babamın sesini duydum.
"Benim kahvem nerde kaldıı... "
Hemen gözlerimi süpemmel kahvemden alıp.
"Geliyooorr... " diye bağırdım.
Tezgahın üzerindeki bir fincan kahveyi dökmeden elime almayı başarınca az kalsın sevinçten havaya zıplayıp kahveyi döküyordum. Elimdeki kahveyle salondan içeri girince. Babam elinde okumayı bitirdiği gazeteyi bana uzattı.
"Buda bitti. "
Babamın bana uzattığı gazeteyi almaya çalışmak için iki elimle tuttuğum kahve fincanında duran bir elimi çektim. Elimil çekmemle bir fincan kahve babamın üzerine döküldü.
Babam anında ayağa fırlayıp bağırdı. Alt tarafı kahve döküldü be adam bu ne telaştır. Tamam saçmalamakta üstüme yok. Sustum.
Babam banyoya doğru koşarken bende arkasından koşuyordum. "Baba bekle yardım edeyiiimm... "
Banyoya girdiğim an hemen duşa kabinden başlığı alıp kolu döndürdüm ve babamın üzerilne tuttum. Babamın bağırışları artınca elimi suyun altına koydum. Ama koymakla çekmem bir olmuştu. Resmen yanıyordu adam!!!.Vanayı kapatıp. "Babacım çok özür dilerim. Yapabileceğim başka bir şe-"
Daha sözümü tamamlıyamadan babam bağırdı.
"Sus!!! Başka yardım falan istemiyorum ben senden. "
Aldığım açık ve net mesajla banyoyu terk ettim ve babam kapıyı suratıma kapattı. Anında odama koşup yatağımın üzerinde duran telefonumu aldım ve Yağmur'u aramaya başladım.
Yağmur telefonu açar açmaz "Hemen bizim eve gel. "Deyip telefonu suratına kapattım.
5 dakika sonra falan kapının çalma sesini duyduğumda atlı gibi koşturarak kapıyı açtım. Karşımda Yağmur'u görmemle kolundan tutup hızlı bir şekilde odama doğru çekiştirdim. Her şeyden habersiz ve oldukça şaşkın olduğu için karşıda koyamıyordu zavallı...
Odamdan içeri girince Yağmur'u yatağımın üzerine fırlattım ve kapıyı arkamdan kapattım. Dudaklarımı dişlerimin arasına aldım ve mahçup bir şekilde Yağmur'a bakmaya başladım.
Yağmur olayın şokunu atlatıp yatağımdan doğrulduğunda yorgun ve sinirli gözlerle bana baktı.
"Söylesene senin derdin ne? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEMİN
Teen FictionGece :Saf, masum, korkak, şapşal ve güzel... Çağan: Umursamaz, megolaman, karizmatik, yakışıklı ve çaresiz... Bu iki insanın birbirlerine yaşattıkları ve yaşatacakları. Birbirlerine olan nefret ve aynı zamanda da birbirlerine besledikleri sevgi ve...