Bitiş

5)EŞEK GÖZLÜ VS PİSİCİK

(multi'deki şarkıyı bölümüm sonlarında başlatabilirsiniz)

iyi okumalaar

Ah hayır aynı kulübede kalıyor olamazdık değil mi?

Kulübeye göz attığımda iki katlı bir ranza,iki tane dolap, mini bir banyo ve yine mini bir açık mutfak gördüm.

Şimdi bir de üst ranza benim kavgası mı yapacaktık?

"Ev arkadaşına bir merhaba yok mu Derincik?" Bir de sırıtıyordu. "Ha-ha-ha gülmeyi unuttum sanırım." Umursamazca valizini yerleştirdi ve sırt çantasını ranzanın üst katına attı.

"Hey, portakal orada kal!" Diye bağırıp ağır çekimle ona doğru ilerledim.

Tek kaşını kaldırıp 'bu kız ne diyor' dercesine bana baktığında sırıttım. "Çantanı diyorum yatagıma koymuşsun."

Alayla konuştu. "Kusura baksan da umrumda olmaz ama orası benim." Şaka mıydı bu? "Bak Ekin misin? Hasat mısın? Her neysen o çanta oradan çe-ki-le-cek." Kararlılıkla 'çekmiyorum.' Dediğinde sırıttım.

"Meydan okuyorsun yani?"

"Aynen öyle."

Canımı sıkıyordu.

Fazlasıyla.

"Birazdan o çantayı bir yerine montelenmiş halde bulacaksın." Sinirle tısladığımda 'görelim' demişti.

Ani bir hareketle kolunu geriye büktüğümde canının yandığının farkındaydım.

"Oo sert kı-" sözünü kesen kapıyı açık bulup hunharca içeriye giren Nehir,Carl ve Aras olmuştu.

Ekin'in kolunu hala tutarken Nehir'in 'ne oluyor?' Nidalarını duymazdan gelmeye çalışıyordum. Aras dayanamayıp Nehir'i susturduğunda sakince konuştu. "Ekin, kardeşim ne oluyor?"

"Kardeşim mi?" Başıyla onayladı. "Ekin, kardeşim diyebileceğim sayılı kişilerden." Sırıtıp Ekin'e döndü. "Aynı zamanda okulun veliahtı. Şimdi tekrar soruyorum ne oluyor?"

"Kardeşin üst ranzayı almaya çalışıyordu." Ekin ve ben hariç hepsi gülmeye başladılar."Kardeşim bizimkinin bu konularda 1.'liği var.'

"Böyle şeylere hevesli yani?" Sanki ben yokmuşum gibi konuşuyorlardı.

Ekin muzhipçe bana döndü. "O zaman her gün turnuva var burada."

O sırada kolunu hala tuttuğum aklıma gelince yavaşça Ekin'e döndüm. Hala kolunu tuttuğum onun da aklına gelmiş olacak ki boşta kalan koluyla benim kolumu geri çevirdi. Haliyle acıyla kolunu bırakmış oldum. "Üstte ben varım boşuna uğraşma pisicik senin pençelerin bana geçmez."

Öyle mi dercesine bir bakış atıp seri bir hareketle arkadan tekme savurdum. Bosluguna gelmiş olacak ki anında kurtulmuştum.

Üst ranzaya tırmanıp çantasını da üstüne fırlatıp bir güzel yayıldım.

"Hadi bir kaldır da görelim. Kralı gelse kalk-ma-ya-ca-ğım nokta."

"Kral karşında uzatma."

"Senin kral olduğun yerde tarihi ben yazıyorum, kes şimdi." Öyle mi dercesine baktı.

seri bir hareketle tırmanıp kaymamı sağlayacak şekilde ittirdi ve uzandı. "Rahatına bak." Hayır hayır ben bu öküzle bırakın aynı kulübeyi paylaşmayı, aynı havayı bile soluyamam.

Mümkün değil....

Bütün bunlar yaşanırken bizimkiler sadece izliyordu. "Siz de rahat mısınız orada? Çekirdek falan getiriyim mi?"