KARŞILAŞMA

21 6 5
                                    

"Aptal herif!" sinirle bunları söylerken yumruklarımı sıkıp köşeyi döndüm ve gözüme ilişen cafeye doğru adımladım. Içeri geçip cam kenarına oturdum ve siparişimi verdim. Yine işini görüp beni bir köşeye fırlatmıştı. Ifadesizce camdan dışarı bakıp siparişimin gelmesini bekledim. Her seferinde bir yolunu bulup yine peşine takıyordu beni. Ailemi tehdit ediyordu şimdi şerefsiz. Sinirle solurken garsonun boğazını temizlemesiyle bakışlarımı camdan garsona çevirdim. Ben umursamazca ona bakarken tekrar boğazını temizledi. "Efendim başka bir isteğiniz var mı? " sorduğu soru karşısında öfkem artarken derin bir nefes aldım. "Eğer isteseydim söylerdim değil mi?" dedim tiksinircesine. Bu cevaba suratı asılırken hızla başını sallayıp masadan ayrıldı. Tekrar cama dönüp etrafı izlemeye başladım. Kahvemi içtikten sonra toparlanıp eve doğru yürüdüm. Kapıyı anahtarla açacaken annem karşımda dikildi. Gözlerinin altı yorgunluktan çökmüştü. "Beni bekleme denedim mi anne?"dedim bıkkınca. Gözlerini devirdi." Sence ben sen dışarıdayken rahatça uyuyabilir miyim?" gülümseyerek omuzumu sıvazladı. Sonra birşey hatırlamış gibi kaşlarını çattı. "Sahi neredeydin dün gece." Dedi merakla. "Arkadaşımdaydım anne. Merve var ya hani." dedim merakla ne cevap vereceğini beklerken. Birden sinirlendi. "Bana yalan mı söylüyorsun sen. Elalemin evlerinde kalmalar, gece geç saatlere kadar hatta bazen hiç gelmemeler. Söyle kız kalkıp yattığın biri mi var yoksa. Allahım biz bu kızı niye doğurduk kendisi neler yapıyor. Baban duysun bunları var ya seni..." "Anne yeter! Sus artık tamam mı. Bıktım usandım senin bu konuşmalarından. Babamdan da senden de bıktım artık. Karışmayın benim hayatıma." sinirle bunları söylerken onu şaşkın bir halde orada bırakıp arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Arkamdan bağırıyordu. Umursamazca nereye gideceğimi bilemezken. Sahile geldiğimi yeni fark ettim. Güneş batmak üzereydi. Iskelenin sonuna doğru yürüken kulaklığımı taktım ve sona oturup ayaklarımı aşağı sarkıttım. Uzun bir süre denize bakarken yanıma birinin oturmasıyla dikkatim dağıldı. Hava neredeyse tam karardığı için yüzünü tam ayrıntısıyla seçemiyordum. Bana doğru döndü ve gözlerime baktı. Sanki birşeyi çözmeye çalışır gibiydi. "Eve gitme zamanın gelmedi mi ufaklık." söylediği sözle şaşkınlık ve sinir duygularım harmanlanırken elimden gelmeden onu tersledim. "Sanane benim hayatımdan. Defol git. Kafamı dinlemem gerek." dediğime yavaşça gülümserken ayağa kalktı ve arkasını döndü. "Benim sezgilerim kuvvetlidir ufaklık. Ve içimden bir ses hemen eve gitmen gerektiğini söylüyor." dedi ve uzaklaşıp karanlıkta kayboldu. Biraz daha oturduktan sonra içime oturan şüpheyle eve doğru yürümeye başladım. Vardığımda ambulans ve itfaiye görmemle ayağım yere çivilenmiş gibi oldu. Gözlerim yavaşça dolarken annemin ve babamın simsiyah bedenleri sedyeyle ambulansa bindirilmesi ile hızla arkamı döndüm ve koşmaya başladım. Koştum. Koştum. Koştum. Koştum çünkü durursam kendimde devam edecek veya hayatı onlarsız yaşayacak gücü bulamayacaktım.

Vote lütfen.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SİYAHIN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin